AP ODATV BASKININI DÜNYAYA NASIL DUYURDU?

Associated Press haber ajansı, Odatv'ye düzenlenen polis operasyonunu dünyaya şöyle duyurdu:

Türk gazeteci sözde darbe planıyla bağlantısı olduğu gerekçesiyle sorgulanmak için gözaltına alındı.

Polis muhalif haber sitesinin merkezinde arama yaptı ve sitenin sahibini, Türk hükümetini devirme iddiasıyla suçlanan laiklik yanlısı örgütle bağlantısı olabileceği gerekçesiyle gözaltına aldı.

Avukat Serkan Günel muhabirlere, polisin Odatv isimli internet sitesinin İstanbul'daki merkezine, sitenin sahibi gazeteci, yazar Soner Yalçın ve üç çalışma arkadaşının evlerine baskın yaptığını söyledi. Anadolu Ajansının geçtiği habere göre Yalçın daha sonradan sorgulanmak için gözaltına alındı.

Türk haber bültenleri baskının, Odatv'nin örgütü soruşturan polise olan güveni sarstığı iddia edilen bir videoyu yayınlamasından bir kaç saat sonra gerçekleştiğini duyurdular. İnternet sitesine Pazartesi günü zorlukla girilebiliyordu ve bu videonun linki sitede yoktu.

Savcıların Türk medyası aleyhinde hazırladıkları dosyaların sayısında büyük bir artış olmuştu ve bu dosyaların çoğu Ergenekon – Orta Asya'daki, ismi destanlarda geçen ve Türk ulusunun atalarının vatanı olduğuna inanılan bir vadi - isimli bir örgüt olduğu iddiasıyla ilgili davalardı. Gazeteciler cemiyeti binlerce gazeteci hakkında dava açıldığını ve 58 gazetecinin yazdıklarından ya da görüşlerinden dolayı şu anda hapiste olduğunu belirtiyor.

Aralarında politikacıların, emekli subayların, akademisyenlerin ve gazetecilerin de olduğu yaklaşık 400 kişi Ergenekon örgütünün üyesi olmak suçlamasıyla şu anda yargılanıyorlar. En önde gelen sanıklardan biri olan ve laiklik yanlısı Cumhuriyet gazetesindeki yazılarında hükümete sert eleştiriler getiren Mustafa Balbay iki yıldan fazla bir süredir cezaevinde.

Türkiye'deki gazetecilik örgütleri Pazartesi günü yapılan baskını, basın ve ifade özgürlüğüne bir saldırı olduğu gerekçesiyle kınadılar.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel "Bu baskın Odatv'ye değil basın özgürlüğüne yapılmıştır" dedi. Federasyon polisin internet sitesinin bilgisayarlarına ve gazetecilerin belgeleriyle notlarına el koyduğunu belirtti.

Merkezi İstanbul'da olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bu baskının gazetecilere karşı duyulan "tahammülsüzlüğün" son örneği olduğunu bildirdi.

Başbakanlığını Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti Ergenekon duruşmalarının demokratik bir reform yolunda atılan adımlar oldukları konusunda ısrarlı. Muhalifler ise buna karşı çıkıyorlar ve sanıkların çoğunun masum olduğunu ve muhalifleri susturmak ve Türkiye'nin laik düzeninin temellerini sarsmak için hazırlanan geniş ölçekli bir planın parçası olarak hedef alındıklarını belirtiyorlar.

Ayrıca, Pazartesi günü başka bir davada mahkemenin muvazzaf ve emekli 160 subay hakkında, "Balyoz" darbe planı nedeniyle tutuklama kararı vermesinden sonra, üst rütbeli emekli general Çetin Doğan polise kendisi teslim oldu ve İstanbul'da bir cezaevine nakledildi.

Bu davadaki – aralarında Türkiye'nin eski hava ve deniz kuvvetleri komutanlarının da bulunduğu – sanıklardan çoğu mahkemenin Cuma günü aldığı kararla cezaevine gönderildi. Mahkeme, aralarında darbe planının hazırlayıcısı olmakla suçlanan Birinci Ordu Komutanı Doğan'ında olduğu, duruşmaya gelmeyen 29 subay hakkında tutuklama emri çıkarttı.

Subaylar hakkında dava, Taraf gazetesine sızdırılan ve gazetede yayınlanan belgeler nedeniyle açılmıştı . Savcı darbe iddiasıyla suçlananların bir dizi suikast ve saldırı düzenleyerek kargaşa yaratmayı ve ordunun yönetime el koyması için gerekli ortamı hazırlamayı planladıklarını belirtiyor.

1960 ve sonrasında üç Türk hükümetini deviren ve 1997 yılında İslamcı bir hükümetin görevi bırakması için baskı yapan Silahlı Kuvvetler, kanıt olarak sunulan belgelerin Doğan'ın başkanlık ettiği ve bir iç savaş senaryosunun canlandırıldığı eğitim seminerinden alındığını belirterek böyle bir darbe planını reddediyorlar. Sanıkların çoğu bu seminere katılan subaylar.