'ANLAMAMA ISRARI ARTIK BİR KOMEDİ!..' ZAMAN'IN "GİZLİ YAZARI"NDAN MEHMET YILMAZ'A CEVAP GECİKMEDİ!...

Pazar günü Mehmet Y.Yılmaz'a laf yetiştirmek... Onunla polemik yapmak pek akıl kârı değil.Hele aynı şeyi üçüncü defa anlatmak zorundaysanız.

Tiyatrocular, "Trajedi ikinci kez yaşandığında komediye dönüşür." derler.

Bizimki 3. olacak. Yılmaz, cevabî yazısının daha ilk cümlesinde "gazeteci"lik kariyerini sıfırlıyor.

"ZAMAN'ın gizli kimlikli yazarı" diyor benim için. Yazının tepesindeki ismi inandırıcı bulmamış. Ya muhatap olma, muhatap oluyorsan da isme takılma, fikirle cedelleş. Kaldı ki "gazeteci" Mehmet Y.Yılmaz sekreterlerinden birine buyursa Zaman Gazetesi santralinden öğrenecek kim olduğumu, ne iş yaptığımı. İsterse konuşabilecek. Ama o, kafa konforunu bozmayıp "gizli kimlik"e sarılıyor. Yani daha başta "gazeteci" yazarımız bir telefon tembeli çıkıyor. (Hâlâ ikna olmadıysa buyurup misafir olur, kendisine "kadehte portakal suyu" ikram edebiliriz!)

Hangi cümlesini düzeltsek ki: Buyuruyor: "Ergenekon çetesiyle ilgili soruşturmada en önemli kaynak, tartışmalı bir tanığın ifadesi. Tuncay Güney isimli bu şahsın ifadelerine dayanarak bazı insanlar tutuklandı, bazı insanlar da gazete manşetlerinde zan altında bırakıldı?" Şu Ergenekon davasının seyrine bakıp böyle bir cümle söyleyebilene ne denir ki? Yılmaz, koca koca orgenerallerin Güney'in ifadeleriyle mi tutuklandığını sanıyor. Danıştay saldırısı, Ümraniye bombaları, Sarıkız, Ayışığı darbe teşebbüsleri, darbe günlükleri... Güney'in ifadelerinde mi var? Bu gözbağcılığı, koca bir davayı Tuncay Güney'e yıkıp sonra da onda çürütmeyi amaçlamak değil de nedir? Yılmaz, Ergenekon'u Aydınlık dergisinden takip ediyor olmalı. 2.550 sayfalık iddianamede Tuncay Güney devede kulak bile değil. Bir de dönüp koca Ergenekon davasında aylarca devekuşu gibi başını kuma sokan kendi grubuna baksa. Susurluk kazası sonrası günlerce skandala fikri takip yapan gazetecilerin iş Ergenekon'a gelince aylarca niçin suskun kaldığına dair özeleştiri yapsa, biraz da gazetesini iğnelese önüne geleni çuvaldızlayacağına. Bakan Bahattin Şeker'i askere göndermek için manşet manşet şahinleşip, YARSAV Başkanı'nın çürük skandalında 'miyav'sız kediye dönen grubuna baksa...

Sonra "Eğer bu kişinin söyledikleri bu kadar önemliyse neden Fethullah Gülen ve Veli Küçük ilişkisi hakkında söyledikleri ciddiye alınmıyor? (Tuncay Güney) Güvenilmez bir kişiyse neden başkalarıyla ilgili söyledikleri ciddiye alınıyor?" diyor. Duymak istemeyen kadar sağırı yoktur, derler. Bu sorunun muhatabı kim? Tuncay Güney'i ciddiye alanlar. Zaman'la ne alakası var? Zaman, ne zaman Tuncay Güney'i manşet yaptı? Başka gazetelerde gördüğün manşetlerden dolayı niye Zaman'ı suçluyorsun? İkide bir ısıtıp ısıtıp ortaya sürdüğün bu çelişki(!) o kadar tuhaf ki şu koca medyada kendine tek bir yandaş bulamadın. Veli Küçük'le hayatında hiç görüşmemiş, telefon etmemiş, aracıyla irtibat kurmamış bir insanı ağzına alıp kendince "yandaş medya çelişkisi" üretmeyi insanlığına yakıştırabiliyor musun? "Yandaş medya"(!) için şapkandan başka tavşan yok mu?