Ankara kulislerini sarsan iddia! ‘Devre dışı bırakacak bir sistem üzerinde çalışılıyor…’

AYM’nin Fiyat İstikrarı Komitesi’nin kuruluşuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni, yetki yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmesini köşesine taşıyan Halk TV yazarı Barış Soydan, "Ankara’da parlamentoyu tümüyle devre dışı bırakacak bir sistem üzerinde çalıştığı konuşuluyor" dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin 29 Haziran 2021 tarihli ve 74 numaralı Fiyat İstikrarı Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hakkında açtığı iptal davasını dün karara bağladı. Söz konusu kararnamenin tümü yetki yönünden Anayasa’ya aykırı bulundu ve oyçokluğuyla iptaline hükmedildi.

Halk TV yazarı Barış Soydan, bugünkü köşe yazısında AYM'nin kararını mercek altına aldı. Soydan, "Anayasa Mahkemesi iptal cesaretini nereden buldu?" başlıklı yazısında kulis bilgisine de yer vererek şunu kaydetti:

"Ankara’da parlamentoyu tümüyle devre dışı bırakacak bir sistem üzerinde çalıştığı konuşuluyor. Anayasa Mahkemesi iptal kararını yorumlayan bir kaynağım, ‘Acaba bu çabalara bir meydan okuma mı?’ diye soruyordu."

Aynı yazısında Soydan, "Ama iptal kararıyla ilgili en önemli ayrıntı, Anayasa Mahkemesi’nin buna cesaret edebilmiş olması. Normalde Anayasa Mahkemesi iptal kararını almamak adına yorumlarla bir açık kapı bulup CHP’nin başvurusunu reddedebilirdi. Mahkeme maliyeti ve etkisi çok yüksek olmayan bir konuda kitaba uygun hareket ederek aslında bir mesaj verdi. Seçim yaklaştıkça hukuka aykırılığı çok açık konularda artık eğip bükmeyeceği, hukuki karar vereceği mesajı" yorumunda bulundu.

Yazının ilgili bölümü şu şekilde:

"Berat Albayrak’ın istifası sonrasında Hazine ve Maliye Bakanlığını üstlenen Lütfi Elvan döneminde ismi tekrar Finansal İstikrar Komitesi’ne çevrildi. Merkez Bankası da zaten yeni başkanı Naci Ağbal’la tekrar bağımsız hareket etmeye başlamıştı.

Ama AKP iktidarı ekonomideki kızıl elmasından, yani Merkez Bankası ile para politikasını da Saray’a bağlama ülküsünden vazgeçmemişti. Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığından apar topar alınması sonrasında bu sefer Cumhurbaşkanlığı kararıyla Fiyat İstikrarı Komitesi kuruldu. Komitenin bizzat adı, fiyat istikrarının sağlanmasında esas makam olacağını ilan ediyordu. Oysa fiyat istikrarını sağlama görevi yasayla Merkez Bankası’na verilmişti. Merkez Bankası kendi internet sitesinde temel görevini şöyle tanımlıyor: “Merkez Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır.” Merkez Bankası Kanunu'nda da "Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükûmetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler" ifadesi yer alıyor.

"EN BAŞTAN HUKUKEN SAKAT BİR DURUM OLUŞTURULDU"

Fiyat İstikrarı Komitesi toplantılardan bizzat Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati tarafından son dönemde paylaşılan karelerde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ya bulunmuyor ya da üvey evlat gibi en kenarda oturuyordu. Nebati Merkez Bankası’nın önemini yitirmesini “Politika faizini önemsizleştirdik” diye açıklamıştı.

Anayasa Mahkemesi işte dün bu Komite’yi, anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. İptal nedeni, Anayasa’nın “Kanunla düzenlenmesi gereken konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz” hükmüydü. Aslında bu bir hukuk skandalı. Bu kadar önem atfedilen bir komitenin hukuki statüsüne ilişkin bu kadar fahiş bir hata yapılmasına skandal demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Komitenin hangi hukuki temele dayanarak kurulacağı yanlış hesap edilince alınan kararlarla ilgili en baştan hukuken sakat bir durum oluşturuldu.

"SEÇİM YAKLAŞTIKÇA..."

Ama iptal kararıyla ilgili en önemli ayrıntı, Anayasa Mahkemesi’nin buna cesaret edebilmiş olması. Normalde Anayasa Mahkemesi iptal kararını almamak adına yorumlarla bir açık kapı bulup CHP’nin başvurusunu reddedebilirdi. Mahkeme maliyeti ve etkisi çok yüksek olmayan bir konuda kitaba uygun hareket ederek aslında bir mesaj verdi. Seçim yaklaştıkça hukuka aykırılığı çok açık konularda artık eğip bükmeyeceği, hukuki karar vereceği mesajı.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararında çeşitli yerlerde çıkan, benim de önceki gün yazdığım, Meclis çoğunluğunun yitirilmesi durumunda cumhurbaşkanının yoluna herhangi bir sıkıntı yaşamadan devam etmesini sağlayacak hukuki düzenleme hazırlığı da etkili olmuş olabilir. Ankara’da parlamentoyu tümüyle devre dışı bırakacak bir sistem üzerinde çalıştığı konuşuluyor. Anayasa Mahkemesi iptal kararını yorumlayan bir kaynağım, “Acaba bu çabalara bir meydan okuma mı?” diye soruyordu."