Anadolu Ajansı, sonunda Atatürk'ü hatırladı
Kuruluşunun 99. yılını kutlayan Anadolu Ajansı (AA), dün abonelerine geçtiği faaliyet metninde Atatürk'e yer vermemişti. Yayınladığı metinle tepki çeken AA, bugün hazırladığı metinde ise kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yer verdi.
AA'nın dün abonelerine geçtiği uzun haberde 13 dilde, 93 ülkede yaklaşık 6 bin kullanıcıya hizmet verdikleri, 100 ülkede 3 binden fazla çalışanı bulunduğu, günlük 1600 haber, 2 bin 300 fotoğraf, 6 infografik, 400 video yayınlayan ve 15 canlı yayın yaptıkları belirtildi. Haberde 'Güvenilir haberin kaynağı Anadolu Ajansı (AA), kuruluşunun 100. yılına bir kala dünyanın en saygın ajansları arasında yer alıyor" ifadesi kullanıldı. Ancak, kurucuları Mustafa Kemal Atatürk hakkında tek bir cümleye yer vermedi.
TEPKİLERİN ARDINDAN "ATATÜRK'Ü HATIRLADILAR"
Cumhuriyet'in dün "AA kuruluşunu kutladı: Atatürk'ü unuttu" başyığıyla yayınladığı haberin ardından AA'ya tepki yağdı. AA, bugün içinde Atatürk'ün yer aldığı ikinci bir metni abonelerine geçti. Haberde, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Kurtuluş Savaşı'nda 'Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak' amacıyla kurulan Anadolu Ajansı 99 yaşında" ifadesi yer aldı. AA'nın kendi internet sitesinde de yayınlanan metin şöyle:
AA 99 yıldır Anadolu'nun sesini dünyaya duyuruyor
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Kurtuluş Savaşı'nda "Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak" amacıyla kurulan Anadolu Ajansı 99 yaşında.
Kurtuluş Savaşı'nda "Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak" amacıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 6 Nisan 1920'de kurulan Anadolu Ajansı 99 yaşında.
Milli Mücadele'nin başladığı süreçte, bağımsızlık hareketini hem yurda hem dünyaya duyuran Anadolu Ajansı, mücadelede üstlendiği kritik görevle Cumhuriyet tarihi içinde özel bir yere sahip olmanın gururunu taşıyor.
Haber maratonunu yıllardır aksatmadan sürdüren Anadolu Ajansı, "Güvenilir, tarafsız, etik, hızlı" habercilik anlayışıyla 100'üncü yılına emin adımlarla yürüyor.
AA'nın kuruluşu
Anadolu Ajansının kuruluşu, "Milli Mücadele'nin dönüm noktası" denilebilecek zor günlerden geçilen süreçte gerçekleşti. İstanbul'un fiilen işgalinin ardından Milli Mücadele'ye katılmak için Anadolu'ya geçmek üzere yola çıkan aydınlardan Yunus Nadi (Abalıoğlu) ve Halide Edip (Adıvar), Akhisar İstasyonu'nda verilen mola sırasında, "Ankara'ya gider gitmez bir ajans teşkilatı kurulması" düşüncesini görüştü. Yunus Nadi ve Halide Edip, ajansın adı konuşulurken, "Türk", "Ankara" ve "Anadolu" seçenekleri arasından "Anadolu Ajansı"nda birleşti.
Yunus Nadi'nin ifadesiyle, "4 veya 5 Nisan akşamı" karargah olarak kullanılan Ziraat Mektebi'nde yemekten sonra Mustafa Kemal Paşa'ya Anadolu Ajansı'nın kurulmasından söz açıldı. Bu konuşmanın ardından, Mustafa Kemal Paşa'nın talimatıyla Anadolu Ajansının kuruluşu, 6 Nisan 1920'de gerçekleşti.
Anadolu Ajansı, TBMM'nin açılmasından 17 gün önce kurularak "Türk'ün ateşle imtihanı" sayılan Milli Mücadele'nin içerde ve dışarıda sesi oldu.
Tarihi genelge
Mustafa Kemal Paşa, bütün yurda gönderdiği tarihi genelgeyle Anadolu Ajansı'nın kuruluşunu ilan etmekle kalmadı, girişilen mücadelenin iç ve dış kamuoyuna duyurulmasının önemine de işaret etti.
Anadolu Ajansının kurulduğuna dair Mustafa Kemal Paşa imzalı genelge şöyle:
"İslam'ın canevi olan Osmanlı Saltanatı merkezinin düşman işgaline geçmesi, bütün ülke ve ulusumuzun en büyük tehlikeyle karşılaşması sonucu olarak bütün Rumeli ve Anadolu'nun giriştiği ulusal ve kutsal savaşım sırasında, Müslümanların iç ve dış en doğru havadisle aydınlanmalarının zorunlu bir gereksinme olduğu önemle göz önüne alınmış, bunun sonucu, burada en yetkili kişilerden oluşan bir özel kurul yönetiminde, 'Anadolu Ajansı' adı altında bir kurum kurulmuştur.
Anadolu Ajansının en hızlı araçlarla vereceği havadis ve bilgi, aslında Temsilciler Kurulumuzun belgeli ve asıl kaynaklarının sonucu olacağı için bu ajans bildirimlerinin oraca ve özellikle Müdafaa-i Hukuk örgütümüzce dahi seçilecek caddelere ve toplanılacak yerlere asılması, dağıtımı, dahası bucak ve köylere dek ulaştırılması yolunda olabildiğince çok yayımlanabilmesi için ivedili düzenlemeler yapılması, sonucundan da bilgi verilmesi önemle rica olunur."
İlk döneminde günde en az iki bülten halinde yayımlanması kararlaştırılan Anadolu Ajansı haberlerinin ülkenin dört bir yanına ulaştırılmasına büyük önem verildi. 5 Mayıs 1920 tarihli TBMM Reisi Mustafa Kemal imzasını taşıyan başka bir genelgede, AA'nın bültenlerinin en ücra noktalara kadar ulaştırılması için tüm vasıtaların kullanılması, zamanında gelmeyen bültenler hakkında Posta ve Telgraf Merkezinden gereken incelemenin yapılması istendi.
İlk bülten
Günün zor şartları altında kurulan Anadolu Ajansı, ilk haberlerini 12 Nisan 1920'de servis etmeye başladı. İlk bültende, memleketin içinde bulunduğu durum ortaya kondu ve bu çerçevede Anadolu Ajansının kuruluş amacına yer verildi. Bültende, Anadolu Ajansı bültenlerinin dağıtımının taşıdığı önemden bahsedilirken, yine ajans bültenlerinin dağıtımı için bir ağ kurulması ve bunun düzenli şekilde işletilmesinin gerekliliği vurgulandı. İlk bültende hem yurt içinden hem yurt dışından haberlerin yer alması da dikkati çekti. Ajansın servis ettiği ilk bülten şöyle:
"Devlet Merkezimizin düşman işgali altına geçmesi üzerine Anadolu ve Rumeli'nin Müdafaa-i Hukuk azim ve kararlılığı içinde yiğitçe harekete geçtiği şu sıralarda, din ve vatan kardeşlerimizin en doğru haber ve bilgiler alabilmelerini sağlamak için kurulan Anadolu Ajansı, bugünden itibaren göreve başlıyor. Bugün alınan haber ve bilgilerin oralarda da mümkün olduğu kadar fazla kimse tarafından okunup bilinmesi gereğini arz ve açıklamaya yer yoktur. Bu amaçla oralarda dahi özel örgütler meydana getirerek, her gün vereceğimiz bilgilerin telgrafhane kapılarında siyah levhalar üzerine yazılması ve yeterli araç olan yerlerde basılması, yayımlanması ve dağıtılması, nahiyelere ve hatta köylere kadar gönderilmesi hususlarının yerine getirilmesini hepinizin vatan ve millet sevgisinden ve yardımlarından rica ederiz. Bu başlangıçtan sonra, bugünkü son bilgiler aşağıdadır..."
Kuruluşu resmi bildirgelerle tüm yurda duyurulmaya çalışılan Anadolu Ajansının bu tarihten sonra Anadolu'daki ulusal bağımsızlık mücadelesinin gerekçeleri, gelişme yönü ve diğer unsurları hakkında halkın en doğru iç ve dış haberlerle aydınlatılması yönünde haber vermesi amaçlandı.
Mustafa Kemal'in AA'ya gösterdiği ilgi
Mustafa Kemal Paşa, AA'nın yurt çapında etkinlik kazanması ve işleyişiyle de yakından ilgilendi, bu amaçla AA'nın kuruluşunu duyurmakla yetinmeyerek başta Ajans bültenlerinin ulaştırılması konusu olmak üzere çeşitli yazışmalar yaptı, uyarılarda bulundu.
18 Nisan 1920'de Anadolu Telgraf Merkezi'ne gönderdiği genelgede Mustafa Kemal Paşa, AA bültenlerinin ulaştırılmasındaki ihmali şu ifadelerle vatan suçu saydı:
"Anadolu Ajansının bazı yerlere yayılmadığı ve gönderilmediği yolunda şikayetler alıyoruz. Anadolu'nun dışarıyla bütün ilgisinin kesilmiş bulunduğu şu sıralarda millet fertlerinin bütün bütün habersiz kalmaması amacıyla üstlenilen bu hizmetin tüm telgrafçılarımızca da kabul ve güçlendirileceğini şüphesiz addeder ve bu konuda yapılacak bir ihmalin vatan suçu teşkil edeceğinin bilinmesini arz ederiz."
AA, Milli Mücadele'nin "sesi" oldu
AA'nın kurulması Milli Mücadele ve Ankara hükümetiyle ilgili gelişmeleri merak eden, içten içe bağımsızlık ateşiyle kaynayan Anadolu'da büyük heyecan yarattı. Mustafa Kemal Paşa'nın genelgesinin ardından yurdun dört bir tarafından Ankara'ya AA'nın kurulmasına ilişkin tebrik telgrafları gelmeye başladı. Bu telgraflarda AA bültenlerinin dağıtımı, halka ulaştırılması hususunda her türlü çalışmaya hazır olunduğu bildiriliyordu.
AA'nın haberlerinin sadece halka değil cephede savaşan askeri birliklere de düzenli olarak ulaştırılması için tedbirler alındı. Anadolu Ajansı bültenleri bunun dışında yine Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde İtilaf devletlerinin baskı, sindirme ve işgal girişimlerine karşı bölge halkında direnme bilincini geliştirmek amacıyla yayın yapan Anadolu basınına da ulaştırıldı.
Öte yandan bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle AA'nın haberlerinin büyük bir gizlilik içinde işgal altındaki İstanbul'da halka ve Milli Mücadele yanlısı gazetelere ulaştırılması için de yoğun çaba sarf edildi. Ankara hükümetinin resmi tebliğleri, yurt dışından önemli gelişmeler, halka uyarılar, TBMM'den ve cepheden havadisler ile işgal güçlerinin kara propagandalarına yanıtlar içeren AA bültenleri büyük bir boşluğu doldurdu, adeta Milli Mücadele'de adına basın denebilecek ikinci bir cepheyi açtı.
Yunus Nadi, Halide Edip'in ardından Hamdullah Suphi'nin de katıldığı Ajansın personel sayısı ilk aylarda 10'a yükseldi. Milli Mücadele'nin ilk karargahı olan Ziraat Mektebi'nin bir odasında çalışmalarını yürüten Ajansın bültenlerini matbaada bol miktarda basarak yayma imkanı yoktu. Ankara'daki mevcut iki matbaa eski olduğu ve sık sık arıza yaptığı için bültenler bazen teksir makinası (şapirograf) ile çoğaltılıyor, bazen de altına kopya kağıdı yerleştirilip elle yazılıyor, bu kopyalar telgrafhaneye gönderiliyordu.
26 Genel Müdür görev yaptı
Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü görevini üstlenen ilk isim Alaeddin Bey oldu. Alaeddin Bey 1 Ocak 1926'da başladığı görevi 1 Şubat 1931'de Muvaffak Menemencioğlu'na devretti. 19 Ekim 1944'te Genel Müdür olan Faik H. Hozar, görevini 1 Haziran 1946'da Muvaffak Sunal'a teslim etti. Ziha Gevher Etili 1948-1951, Saim Nuri Uray 1951-1952, Şerif Arzık 1953-1959, Firuzan F. Tekil 1959-1960, Cemal Aygen 1960-1961 yıllarında genel müdürlük yaptı. Erdoğan Ulus 1961'de yaklaşık bir sene yaptığı genel müdürlük görevini Nail Mutlugil'e devretti. Mutlugil ise 1963'te görevini Münir Berk'e bıraktı. Daha sonra sırasıyla Atilla Onuk, İzzet Sedes, Aytekin Yıldız, Cevdet Tanyeli, Hüsamettin Çelebi, Behiç Ekşi, Ceyhan Baytur, Turgay Üçöz, Ekrem Karaismailoğlu, Mehmet Akarca, Mehmet Güler, Hilmi Bengi, Kemal Öztürk ve Şenol Kazancı, AA Genel Müdürlüğü görevini üstlenen diğer isimler oldu.
Anadolu Ajansı bültenleri hazırlanırken, bugün olduğu gibi geçmişte de yayın ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalındı.
Kurtuluş Savaşı süresince, milli birliği tehlikeye düşürecek kışkırtmalar ve yalanlara karşı milleti uyanık tutmak, ulusal mücadeleyi bağımsızlığa ulaştıracak karar ve hareketleri zamanında halka bildirmekle işe başlayan AA, halka doğru haber vermek yolunda çalışmalar yaptı, Büyük Millet Meclisinin aldığı kararları halka ileterek, halk-hükümet bütünleşmesinin sağlanmasına önemli katkı verdi.