AMACIM KENDİMİ KURTARMAK ADINA BİR DÖNER TEKME ATMAK DEĞİLDİ!

Son zamanlarda hangi kanalı açsak Burcu Esmersoy ya spor spikeri, ya dans yarışmacısı ya da reklam yıldızı olarak mutlaka karşımızda...

Bir grup bu durumdan gayet memnun, bir grup “Spor camiasındaki erkek egemenliğini bozan kadın olarak kalsın, sadece işini yapsın” diyor. O ise yeni halinden gayet memnun. Yani dans etmeye, gülmeye devam diyor...

Güzel ve ünlü bir kadının bir kozmetik firması ya da giyim markasının yüzü olmasını anlarım da, bir benzin firması ne düşünüp sizi kendine yüz seçer?

- Kozmetik firmalarının hepsi dolmuş zaten! şaka bir yana, teklif geldiğinde bir sosyal sorumluluk projesi olduğu için kabul ettim hemen. Sosyal sorumluluk derken; tasarrufa yönelik bir kampanyayı desteklemek istedim.

Neden başka biri değil de Burcu Esmersoy düşünülmüş?

- Spor sunucusu olmamın bunda çok etkin olduğunu düşünüyorum. Motor sporlarına meraklıyım ve yapıyorum da... “Yok Böyle Dans”la da sosyal sorumluluk projelerine sıcak baktığımı anlamışlardır. Bunun dışındakileri de firmaya sormak lazım aslında. Herhalde beni güzel buluyorlar! Bir de cimrilik olarak anlaşılmasın ama ben tasarruf etmeyi seven bir insanım. “2050 senesinde dünyanın bütün kaynaklarının sonuna gelinecek” dendiğinde uyanışa geçtim. Tamam çocuğum yok ama 2050’de de hayatta olacağım sonuçta. Hepimiz elimizden geleni yapmalıyız.

Neler yapıyorsunuz peki?

- Su kaynaklarını tüketmemek, havayı kirletmemek... Bunlara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Kağıtları dönüşüm kutularına atıyorum. Cam şişeleri ayırıp cam kumbaralarına atıyorum. Gereksiz elektrik yakmıyorum.

DANS YARIŞMASINA İYİ Kİ KATILMIŞIM

“Yok Böyle Dans” için “ıyi ki katılmışım” diyor musunuz?

- Tabii ki diyorum. ışin sonunda çok güzel bir proje var çünkü. Okulun inşaatına da gideceğiz, açılışına da... Zaten bu teklife hepimiz okul için “evet” dedik. Yarışmada, uzaktan tanıdığım insanlarla çok yakın arkadaşlıklar kurma şansına sahip oldum ayrıca...

Yıllardır ekranlardasınız ama son zamanlarda sizi birçok projede görüyoruz; yarışma, reklam filmleri... Bugüne dek size birçok teklifin geldiğini düşünürsek, neden ilk kez bu kadar çok işe “evet” dediniz?

- ınsanlar kendilerine 5 yıllık plan yaparlar ya, benimki 14 yıllık plan gibi oldu. Çünkü 1997 senesinde de hem TV vardı hem de reklamlarda oynuyordum. Çok yoğundum. O dönem tekrarlanıyor sanki. Aradaki yıllarda spor spikerliğine daha çok emek ve vakit harcamak gerektiği için sadece ona yöneldim. Vaktimi başka bir şeyle bölmek istemedim. Ama artık spor spikerliğinde bir yerlere gelmiş olduğumu düşünüyorum. Vaktim olduğundan bazı şeyleri kabul etmem daha kolay oldu.

YENİ GELEN KIZLARA YER AÇMAK LAZIM

Kadın spor spikeri olarak bu alandaki erkek egemenliğini yıktığınızı düşünen bir grup da “Burcu Esmersoy farklı konularla ekranlarda” diye üzülüyor.

- Yarışmada ya da reklamlarda gördükleri kadın yine Burcu Esmersoy, farklı bir kadın değil ki... Ben hiçbir zaman ciddi bir spor spikeri olmadım. Bundan da şikayet eden bir kesim vardı aslında. ınsanların bir mevkiye geldiğinde oraya yapışıp kalmasından hiç hoşlanmıyorum. Kendime de, başkalarına da bunu yapmak istemiyorum. Yeni kızlar geliyor. Gayet bilgili, çalışkan ve bir yerlere gelmek istediklerini hissediyorum. Onlara da yer vermek, yol açmak lazım. şimdilik bir yere gitmiyorum ama koltuğuma da yapışacak değilim!

Bu dans eden, neşeli Burcu’yu sevdiniz mi?

- Hem de çok! Çok rahatım böyle.

O zaman gelsin yeni sosyal sorumluluk projeleri...

- Evet evet... Buradan da belirtiyorum, bu tarz projelere her zaman açığım.

AMACIM KENDİMİ KURTARMAK ADINA BİR DÖNER TEKME ATMAK DEĞİLDİ

Yarışmadan sonra “Burcu Esmersoy eleştiriyi kaldıramıyor” yargısı oluştu insanlarda... Gerçekten eleştirilmekten çok mu rahatsız olursunuz?

- Yapıcı eleştiriye çok açığım. Benim gelişimime katkısı olacağını düşünüyorsanız hakkımda her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz. Ama bana zarar vermek adına, benim meyve veren ağacımı taşlamak adına yapılan eleştirilere paye vermem. Eleştirilere sinirlenen bir yapım da yok aslında. Yarışmada gelen eleştirilere hep “Çok teşekkür ederim” diye karşılık verdim. Sadece en son bölümde konuştum; orada da sadece kendi adıma değil, bütün arkadaşlarım adına... Amacım kendimi kurtarmak adına bir döner tekmeyle cevap vermek değildi. O kadın, haftaların yoğunluğu ve stresiyle konuştu.

Pınar YILMAZERLER/Hürriyet