ALTIN PORTAKAL'DA ULUSALCI GAZETECİ DAYANIŞMASI!
Soner Yalçın'ın, Sivas Katliamı'nı konu alan "Menekşe'den Önce" filmi Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, Toplumsal Vicdan Ödülü'nü aldı.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ödül töreni ilginç anlara sahne oldu. Odatv davasından tutuklu olan Soner Yalçın’ın "Menekşe’den Önce" adlı belgesel filmine verilen "Toplumsal vicdan ödülü"ne ulusalcı gazetecilerin dayanışması damga vurdu.
Sivas Katliamı’nı konu alan "Menekşe’den Önce" filmi 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, Toplumsal Vicdan Ödülü’nü aldı. Ödülü gazeteci Mine Kırıkkanat’ın elinden alan filmin sorumlu yapımcısı Halide Didem Kurt, yaptığı konuşma sonrasında Soner Yalçın’ın Silivri Cezaevi’nden yazdığı mektubunu okudu. Kırıkkanat ödülü verirken yaptığı konuşmada "eskiden Madımak’ta yakıyorlardı şimdi ise Silivri’ye tıkıyorlar" dedi. Soner Yalçın’a selam gönderen Kırıkkanat’ın konuşması salonda büyük alkış aldı. "Bu filme ödül vermekten onur duyuyorum" diyen Kırıkkanat’ın konuşmasına ulusalcu gazetecilerin dayanışmasına sahne oldu. Ödülü Soner Yalçın adına alan Halide Didem Kurt, Yalçın’ın Silviri’den kaleme aldığı mektubu sahneden okuyarak salona seslendi...
21 aydır Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Soner Yalçın mektubunda şunları söyledi:
"Merhaba, merhaba acının bizi kardeş yaptığı dostlar. Onurumla girdiğim, onurumla çıkacağım Silivri Cezaevi'nden herkese selam olsun. Kör zindanlara atsalar da, felaketlerle didik didik etseler de, kitabımla sizinleyim, belgeselle sizinleyim. Ve yüreğimle, aklımla, mücadele azmimle sizinleyim.
Dostlar, Türkiye'deki gerici iktidarlar, cesur, bilgili, fedakar gençlerimizi, yazarlarımızı, aydınlarımızı hiç sevmedi. Onların coşkusundan, ihtişamından ve eserlerinden hep korktu. Eziyet etti, hapse attı, faili meçhul cinayetlere kurban etti. Yetmedi, sonunda Madımak'ta yaktı. Onlar öldürme sanatını biliyor, yaşatma konusunu değil. Bu sebeple, insanımızın aydınlanma sürecini öyle yavaşlatılar ki, öyle gerilettiler ki, bunu insanımızı korkutarak başardılar. Çünkü korku hep boyun eğdirir. İnsanı yozlaştırarak tutsak duruma düşürür.
Dostlar, bugün en çok ihtiyacımız olan cesarettir. Acının cesaretimizi aşındırmasına izin vermeyin. Umutsuzluğa kapılmayın. Yenilgi büyük bir öğretmendir, ders çıkarmasını bileni zafere taşır. En önemli ders şudur; Unutmayacaksınız, unutturmayacaksınız. Zihinsel çürümeye izin vermeyeceksiniz. Hatırlatarak var olduğunuzu göstereceksiniz. Hatırlatarak rahatlarını bozacağız. İşte "Menekşe'den Önce" filmi bu amaçla yapılmıştı.
Dostlar, Sivas Madımak'ta ölmedik biz, öldüremediler bizi. Kimi zaman çocuklar doğurur, annelerini, babalarını, kardeşlerini. Madımak sadece Menekşe'yi değil hepimizi doğurdu. Yüzyıllar da doğurmaya devam edecek. Düşünce ateşle yakılamaz çünkü. Sevgili dostlar, yoldaşlar onlar acımıza saygısızlık yapsa da bizim içimizde kin olmayacak, bizim içimizde nefret olmayacak. Ama bizim içimizde yanardağ gibi patlamaya hazır büyük öfkemiz hep var olacak. Ve biz her daim acı çektirenin değil acı çekenin yanında olacağız.
Dostlar, tarih med-cezir gibidir. İlerleme gerileme dönemleri vardır. Yaşam iki kutup arasında gidip gelir. Bugünün yenilmişleri yarının yenenleri olacaktır. Farkındasınız, dünya sarkacı bugünlerde sağdan sola gelmekte. Kazanan biz olacağız kazanan emekçiler olacak.Yeter ki kararmasın sol memenizin altındaki cevahir."