Altın Kelebek Ödülleri dondurma gibi eridi!
Magnum Altın Kelebek Ödülleri dün gece verildi. Gösterişine rağmen amatörce hazırlanan ve seyredenlere ekran başında cinnet geçirten ödül gecesini Murat Tolga Şen yorumladı.
“Kanmayın, televizyon yalan dünya!” diyorum ya, dün geceki kadar yalan olduğuna hiç rastlamamıştım.
Magnum Altın Kelebek ödüllerinden bahsediyorum. 41. kez düzenlenen bu organizasyona 41 kere Maaşallah demek isterdim ama ne mümkün! Açıkçası nereden başlayacağımı bilemiyorum, ekran karşısına geçip seyreden herkes oradakilerin yerine utanmıştır zaten.
Öncelikle, ortada Oscar, Altın Küre çakması bir ödül töreni var, kırmızı halılar, şık konuklar… Kanal D'nin web sitesinde “Türkiye’nin Oscar gecesine hazır olun” diye lanse ediyordu. Oscar’ın, televizyon ile alakası neyse? Verilen ödüllerin ne kadar prestijli olduğunun altı çizilmeye çalışılıyor ancak sponsorluk işinin suyu çıkmış ve Altın Kelebek bir dondurma çeşidi olmuş. Versene oradan bir Magnum Altın Kelebek? – Kalmadı abi, bademli vereyim!
Siz hiç Pizza Hut Oscarları izlediniz mi? İzleyemezsiniz! O ismin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermezler. Organizasyonun arkasındaki Hürriyet ve Kanal D’nin parası mı yoktu da 2.5 TL’lik dondurma markasına çevirdiler bu geceyi bilemiyorum, neresinden baksan akılsızca! Olmayan prestijini dondurma gibi eritirsin işte böyle…
Gelelim ödül törenine, Bu Hürriyet okurları ne hikmetse Kanal D’den başka bir şey izlemiyorlar sanırım, bütün kaymaklı ödüller oraya gitti. Doğan medya kendine ödül töreni yapmış, inanmıyorsanız gidin DMC’nin (Doğan Music Company) internet sitesini açın, sanatçılar kısmına ve sonra da G harfine tıklayın, kim var orada? Gülşen! Yani “Yılın en iyi şarkısı” ödülünün sahibi, sonra da gidin S harfine tıklayın, orada da “yılın en iyin fantezi müzik kadın sanatçısı” seçilen Sibel Can’ı göreceksiniz! Sıkılmadıysanız, bir de M harfine gidip Murat Boz’u bulun, onun da “yılın en iyi erkek pop müzik sanatçısı” ödülü var! “En iyi çıkış yapan” sanatçılardan biri seçilen Mabel Matiz de yine DMC ile çalışıyor.
“Abartma ey yazar, bak Zara’ya da ödül verdiler, o DMC’nin türkücüsü değil” diyeceksiniz, haklısınız ama sadece birazcık, Google’a bir yazın/arayın hemen ve o da ne! Zara, Akif Beki ile evli! Akif Beki? hani şu Hürriyet yazarı… Hımm?
Piyano çalamayan Sinan Akçıl’ın, liseli ergenlere taş çıkartan aşk-ı ilanı da TV tarihinin en tuhaf gösterilerinden biri olarak usumuza yerleşmiştir herhalde… Ah be Sinan, “evlen benimle, özel kız” dediğinde üstüme kolonya döküp kendimi ateşe veresim geldi! Kadının geçmiş hayatında ilişkiler, evlilikler var, televizyondasın, çocuklarının babası da izliyor belki, centilmen bir erkek böyle şeyleri ulu orta yapmaz, 15 yaşında ilk kez el ele tutuşmuş insanlar değilsiniz, biraz sakin!
Geceyi sabote eden isimlerden biri olan Mete Horozoğlu’nun performansına sıra anca geldi. Mete bey çok gergindi, gergin olmadığını ispatlamaya çalışan dili ve bedeni tuhaf performanslar sergiledi ama benim en az takıldığım kısım bu çünkü bu yaşıma kadar memlekette düzgün sunulan bir ödül töreni izleyemedim ki, buna kızayım!
Töreni sunan Nefise Karatay’ın Afiş programıyla ödüllendirilmesi saçmalığını yazabilirim ama… Gece Gündüz başta olmak üzere, Afiş’ten çok daha başarılı bir sürü kültür-sanat programı sayabilirim ama o ödülün de sebebi belli; Afiş, CNN Türk’te yayınlanan bir program yani o da bir Doğan Medya mamulü…
Son bir şey daha… Dün geceki panayırın içinde olmayan tek isim, Okan Bayülgen’di. Motorcu montunu giymiş gelmiş, kendi programına da öyle çıkıyor, programdan çıktığında da kafasına kaskını geçirip, motoruna atlayıp yoluna gidiyor. Olduğu gibi yani… Daha fazlasını hak eden bir organizasyon yok ki! Ne diye süslenip püslenip geleceksin! Ödülü verirken lafını da çaktı, sonra asgari bir süre sahnede durdu ve bastı gitti. Törenin bütün pullarının döküldüğü andır bana göre, keşke böyle kızgın adamlardan daha çok olsa…
Bu yıl Antalya TV Ödülleri iptal edilince Altın Kelebek daha bir önemsenir oldu ancak dün gece izlediğimiz acayipliğin hiçbir açıklaması, mazereti olamaz. Bu kadar gösterişli bir çadır tiyatrosuna gerek var mı? İzleyen herkesin alay konusu oldu 41. Altın Kelebek... Kaba bir tabir olacak ama böyle, “dondurmaya konmuş kelebek” gibi yapacaksanız, hiç yapmasanız daha iyi!
MURAT TOLGA ŞEN /
Magnum Altın Kelebek ödüllerinden bahsediyorum. 41. kez düzenlenen bu organizasyona 41 kere Maaşallah demek isterdim ama ne mümkün! Açıkçası nereden başlayacağımı bilemiyorum, ekran karşısına geçip seyreden herkes oradakilerin yerine utanmıştır zaten.
Öncelikle, ortada Oscar, Altın Küre çakması bir ödül töreni var, kırmızı halılar, şık konuklar… Kanal D'nin web sitesinde “Türkiye’nin Oscar gecesine hazır olun” diye lanse ediyordu. Oscar’ın, televizyon ile alakası neyse? Verilen ödüllerin ne kadar prestijli olduğunun altı çizilmeye çalışılıyor ancak sponsorluk işinin suyu çıkmış ve Altın Kelebek bir dondurma çeşidi olmuş. Versene oradan bir Magnum Altın Kelebek? – Kalmadı abi, bademli vereyim!
Siz hiç Pizza Hut Oscarları izlediniz mi? İzleyemezsiniz! O ismin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermezler. Organizasyonun arkasındaki Hürriyet ve Kanal D’nin parası mı yoktu da 2.5 TL’lik dondurma markasına çevirdiler bu geceyi bilemiyorum, neresinden baksan akılsızca! Olmayan prestijini dondurma gibi eritirsin işte böyle…
Gelelim ödül törenine, Bu Hürriyet okurları ne hikmetse Kanal D’den başka bir şey izlemiyorlar sanırım, bütün kaymaklı ödüller oraya gitti. Doğan medya kendine ödül töreni yapmış, inanmıyorsanız gidin DMC’nin (Doğan Music Company) internet sitesini açın, sanatçılar kısmına ve sonra da G harfine tıklayın, kim var orada? Gülşen! Yani “Yılın en iyi şarkısı” ödülünün sahibi, sonra da gidin S harfine tıklayın, orada da “yılın en iyin fantezi müzik kadın sanatçısı” seçilen Sibel Can’ı göreceksiniz! Sıkılmadıysanız, bir de M harfine gidip Murat Boz’u bulun, onun da “yılın en iyi erkek pop müzik sanatçısı” ödülü var! “En iyi çıkış yapan” sanatçılardan biri seçilen Mabel Matiz de yine DMC ile çalışıyor.
“Abartma ey yazar, bak Zara’ya da ödül verdiler, o DMC’nin türkücüsü değil” diyeceksiniz, haklısınız ama sadece birazcık, Google’a bir yazın/arayın hemen ve o da ne! Zara, Akif Beki ile evli! Akif Beki? hani şu Hürriyet yazarı… Hımm?
Piyano çalamayan Sinan Akçıl’ın, liseli ergenlere taş çıkartan aşk-ı ilanı da TV tarihinin en tuhaf gösterilerinden biri olarak usumuza yerleşmiştir herhalde… Ah be Sinan, “evlen benimle, özel kız” dediğinde üstüme kolonya döküp kendimi ateşe veresim geldi! Kadının geçmiş hayatında ilişkiler, evlilikler var, televizyondasın, çocuklarının babası da izliyor belki, centilmen bir erkek böyle şeyleri ulu orta yapmaz, 15 yaşında ilk kez el ele tutuşmuş insanlar değilsiniz, biraz sakin!
Geceyi sabote eden isimlerden biri olan Mete Horozoğlu’nun performansına sıra anca geldi. Mete bey çok gergindi, gergin olmadığını ispatlamaya çalışan dili ve bedeni tuhaf performanslar sergiledi ama benim en az takıldığım kısım bu çünkü bu yaşıma kadar memlekette düzgün sunulan bir ödül töreni izleyemedim ki, buna kızayım!
Töreni sunan Nefise Karatay’ın Afiş programıyla ödüllendirilmesi saçmalığını yazabilirim ama… Gece Gündüz başta olmak üzere, Afiş’ten çok daha başarılı bir sürü kültür-sanat programı sayabilirim ama o ödülün de sebebi belli; Afiş, CNN Türk’te yayınlanan bir program yani o da bir Doğan Medya mamulü…
Son bir şey daha… Dün geceki panayırın içinde olmayan tek isim, Okan Bayülgen’di. Motorcu montunu giymiş gelmiş, kendi programına da öyle çıkıyor, programdan çıktığında da kafasına kaskını geçirip, motoruna atlayıp yoluna gidiyor. Olduğu gibi yani… Daha fazlasını hak eden bir organizasyon yok ki! Ne diye süslenip püslenip geleceksin! Ödülü verirken lafını da çaktı, sonra asgari bir süre sahnede durdu ve bastı gitti. Törenin bütün pullarının döküldüğü andır bana göre, keşke böyle kızgın adamlardan daha çok olsa…
Bu yıl Antalya TV Ödülleri iptal edilince Altın Kelebek daha bir önemsenir oldu ancak dün gece izlediğimiz acayipliğin hiçbir açıklaması, mazereti olamaz. Bu kadar gösterişli bir çadır tiyatrosuna gerek var mı? İzleyen herkesin alay konusu oldu 41. Altın Kelebek... Kaba bir tabir olacak ama böyle, “dondurmaya konmuş kelebek” gibi yapacaksanız, hiç yapmasanız daha iyi!
MURAT TOLGA ŞEN /