Altaylı'dan o programın perde arkası!: Erdoğan o gün çok sinirliydi!
Ünlü gazeteci Tayyip Erdoğan'la yaptığı programa dair eleştiriler hakkında konuştu.
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı 'Gezi Parkı' olayları sırasında dönemin Başbakan'ı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı canlı yayında konuk etmiş ve bu nedenle çok eleştiri almıştı.
Radikal gazetesinden Armağan Çağlayan'a röportaj veren Altaylı o programın yayın sürecini anlattı ve gelen tepkilere cevap verdi.
"Ben yandım"
Altaylı, programı kendisinin ayarlamadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Benim Başbakan’la röportaj yapma gibi bir talebim yoktu. Belki bunu ilk defa anlatıyorumdur. Telefon çaldı, Başbakanlık basın müşaviri Lütfullah Göktaş. Sonra dedi ki 'Yarın sana geliyoruz'. Benim de kayınpederim yeni ölmüştü sandım ki ziyarete gelecekler. 'Eve mi?' dedim, o da dedi ki 'Hayır, Tayyip Bey seninle televizyonda bu olayı değerlendirmek istiyor' dedi. 'Ben davet etmedim ki' dedim. 'Seninle konuşmak istiyor bu meseleleri' dedi. Telefonu kapattım, Turgay beyi aradım. Anlattım ne olduğunu. Ne konuşabiliriz ki diye düşündüm. İçimden de bir ses diyordu ki bana “Tayyip bey yumuşatıcı bir mesaj vermek istiyor ve o mesajı da benim aracılığımda söylemek istiyor.” Televizyona çıkmasının başka bir mantığı olamaz o günlerde. Ak Parti’nin İstanbul İl Başkanlığı’na gittik. Röportaj salonu hazırlanmıştı. Tayyip Bey geldi oturdu. Çok sinirli bir şekilde oturmuştu. Ben normal bulmuştum onun sinirini. Benim de aklımda bir yumuşama vardı. İlk sorum da şuydu 'Tayyip Bey siz her zaman anketlere, kamuoyuna önem veren bir lider oldunuz. Ortada da böyle bir durum var. Acaba bu kararınızı bir anketle en azından İstanbul halkına sorarak gözden geçirmeyi düşünmez misiniz? Başbakan gözlerinden ateşler fışkırarak dedi ki, 'Ecdadımızın eserini ihya etmek için halka mı soracağız?' Bunu deyince benim için program bitti. Ben yandım. Çünkü belli ki o şekilde devam edecekti. Benim yumuşama maksatlı sandığım bu program birden bire başka bir boyuta girdi. Şimdi o programla ilgili birçok eleştiri var."
"Zaten çok sinirliydi"
Erdoğan'a sorulacak birçok soruyu sorduğunu ileri süren Altaylı, "Elbette ki kibarca sordum. Düzgünce sordum. Elbette ki kavga etmedim. Niye kavga edeyim? O günün ortamını düşünün. Taksim’de 100 bin kişi var. Ortalık kan revan. Diyelim ki ben Başbakan’la kavga ettim. Onu delirtecek şeyler yaptım. Zaten çok sinirliydi. Alkolik diyemezsiniz dedim. Her içen alkolik değildir dedim. 'Ak Parti’li olanlar alkolik sayılmaz' dedi. Bunların hepsi çok önemli laflar. Bu tartışmadan sonra Başbakan reklam arası istedi. Reklam arasında kalkmaya çalıştı. İkna ettik oturttuk" ifadelerini kullandı.
Program sonrası gergin günler geçirdiğini belirten Altaylı, "O programdan sonra ben 6 kilo verdim. Sonra düşündüm acaba Başbakan’la birkaç program daha yapıp iyice zayıflayıp forma girsem mi diye! Geçirmez olur muyum tabi ki geçirdim" dedi.
Radikal gazetesinden Armağan Çağlayan'a röportaj veren Altaylı o programın yayın sürecini anlattı ve gelen tepkilere cevap verdi.
"Ben yandım"
Altaylı, programı kendisinin ayarlamadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Benim Başbakan’la röportaj yapma gibi bir talebim yoktu. Belki bunu ilk defa anlatıyorumdur. Telefon çaldı, Başbakanlık basın müşaviri Lütfullah Göktaş. Sonra dedi ki 'Yarın sana geliyoruz'. Benim de kayınpederim yeni ölmüştü sandım ki ziyarete gelecekler. 'Eve mi?' dedim, o da dedi ki 'Hayır, Tayyip Bey seninle televizyonda bu olayı değerlendirmek istiyor' dedi. 'Ben davet etmedim ki' dedim. 'Seninle konuşmak istiyor bu meseleleri' dedi. Telefonu kapattım, Turgay beyi aradım. Anlattım ne olduğunu. Ne konuşabiliriz ki diye düşündüm. İçimden de bir ses diyordu ki bana “Tayyip bey yumuşatıcı bir mesaj vermek istiyor ve o mesajı da benim aracılığımda söylemek istiyor.” Televizyona çıkmasının başka bir mantığı olamaz o günlerde. Ak Parti’nin İstanbul İl Başkanlığı’na gittik. Röportaj salonu hazırlanmıştı. Tayyip Bey geldi oturdu. Çok sinirli bir şekilde oturmuştu. Ben normal bulmuştum onun sinirini. Benim de aklımda bir yumuşama vardı. İlk sorum da şuydu 'Tayyip Bey siz her zaman anketlere, kamuoyuna önem veren bir lider oldunuz. Ortada da böyle bir durum var. Acaba bu kararınızı bir anketle en azından İstanbul halkına sorarak gözden geçirmeyi düşünmez misiniz? Başbakan gözlerinden ateşler fışkırarak dedi ki, 'Ecdadımızın eserini ihya etmek için halka mı soracağız?' Bunu deyince benim için program bitti. Ben yandım. Çünkü belli ki o şekilde devam edecekti. Benim yumuşama maksatlı sandığım bu program birden bire başka bir boyuta girdi. Şimdi o programla ilgili birçok eleştiri var."
"Zaten çok sinirliydi"
Erdoğan'a sorulacak birçok soruyu sorduğunu ileri süren Altaylı, "Elbette ki kibarca sordum. Düzgünce sordum. Elbette ki kavga etmedim. Niye kavga edeyim? O günün ortamını düşünün. Taksim’de 100 bin kişi var. Ortalık kan revan. Diyelim ki ben Başbakan’la kavga ettim. Onu delirtecek şeyler yaptım. Zaten çok sinirliydi. Alkolik diyemezsiniz dedim. Her içen alkolik değildir dedim. 'Ak Parti’li olanlar alkolik sayılmaz' dedi. Bunların hepsi çok önemli laflar. Bu tartışmadan sonra Başbakan reklam arası istedi. Reklam arasında kalkmaya çalıştı. İkna ettik oturttuk" ifadelerini kullandı.
Program sonrası gergin günler geçirdiğini belirten Altaylı, "O programdan sonra ben 6 kilo verdim. Sonra düşündüm acaba Başbakan’la birkaç program daha yapıp iyice zayıflayıp forma girsem mi diye! Geçirmez olur muyum tabi ki geçirdim" dedi.