Almanya’nın eski Donanma Komutanı konuştu: “Medya kampanyası olmasaydı istifa etmezdim!”
Amiral Kay-Achim Schönbach, Hindistan’da kapalı bir oturumda yaptığı konuşmanın arka planını ve istifaya giden süreci ayrıntılarıyla anlattı
Dönemin Almanya Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Kay-Achim Schönbach, 2022 yılının Ocak ayında Putin’in “saygıyı hak ettiğini” söylemesi üzerine büyük bir medya kampanyasının hedefi olmuştu. Rusya, Ukrayna’ya girmeden yaklaşık bir ay önce Alman Donanma Komutanı istifasını vermek zorunda kalmıştı. Amiral Kay-Achim Schönbach, Hindistan’da kapalı bir oturumda yaptığı konuşmanın arka planını ve istifaya giden süreci ayrıntılarıyla anlattı. Amiral Schönbach, Harici Genel Yayın Yönetmeni Tunç Akkoç’un sorularını Hamburg yakınlarındaki evinde yanıtladı.
‘Görevde tutulamayacağımı söylediler’
Amiral Kay-Achim Schönbach’a göre, Yeni Delhi’deki düşünce kuruluşunda yaptığı konuşma hiç kimsenin haberi olmadan cep telefonu kamerası ile kayıt altına alınmıştı.
“İkinci bölüm sırasında, hiç kimsenin haberi olmadan cep telefonu kamerası ile kayıt altına alındı ve bu kayıttan benim açıklamalarım çıkarıp alındı. Öncelikle söylemek isterim ki kayıt altına alınacağını bilseydim yine söylerdim. Ancak o zaman en azından bunun nasıl bir kurulum olduğunu izleyenlere açıklayabilirdim. O zaman ifadelerin nispeten sansasyonel olmadığı anlaşılırdı. Ve biri kısaltılmış olan, en azından medyada bu şekilde olan iki önemli açıklamada Kırım'ın elden gittiğini ve geri gelmeyeceğini açıkça belirtmiştim. Bunun anlamı aslında, Rusya Federasyonu Kırım'ı kendi isteğiyle geri vermeyecek, ki bunun kavranması pek de zor değil. İkincisi ise, odadaki genç bir hanımefendinin sorduğu Ukrayna'nın nasıl kurtarılabileceği veya korunacağı sorusuydu ve bu konuşma sırasında meselenin karşılıklı saygı ile ve birbirini dinleyerek çözülebileceğini söyledim.”
Amiral Kay-Achim Schönbach’ın Ocak 2022 tarihinde dünya basınına yansıyan sözleri şu şekildeydi: “Putin’in gerçekten istediği şey saygı görmek… Ve Tanrı biliyor, saygı göstermek düşük maliyetlidir. Maliyeti yoktur. Putin’in talep ettiği ve muhtemelen hak ettiği saygıyı göstermek kolaydır.” Özellikle Alman medyasının yoğun haberleri ve oluşan kamuoyu baskısı üzerine istifa etmek zorunda kalan Schönbach, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Daha sonra medyada ‘skandal’ diye haykırıldı ve geri döndüğüm gün içerisinde medya istifamı da istedi. Bana Bakan ve Baş Müfettişin, artık benim bu görevde tutulamayacağımı ve medyada çok büyük bir skandalın oluştuğunu, o zamanki Bakan Lambrecht'in korunması gerektiğini söyledikleri ifade edildi. Ve bu durumda, benim bizzat istifa etmem beklendi. Ben de öyle yaptım. Öğleden önce, üstüm bana kesinlikle bir tokadın da vurulacağını ve kabul etmem gerektiğini düpedüz söylemişti. Tabii mecazi anlamda. Onu da anladım. Kendini böyle bir durumun içinde bulunca, kabullenmek zorunda kalıyor insan. Ancak istifa konusu açılmamıştı. Ve öğleden sonra eve varmıştım bile, tabii ki öfkeliydim, ama öğleden sonra aniden hayrete düştüm, işte böyle oldu.”
‘Kaybedecek bir şeyim yok’
2024 yılında savaşın gidişatına ilişkin belirsizlik devam ederken Amiral Kay-Achim Schönbach’a göre, Batılı ülkelerin yapması gereken şey çok karmaşık değil…
“Ve bugün burada tekrar belirteyim, artık kaybedecek bir şeyim yok, Rus tarafına da kulak verilmesi gerekiyor. Taleplerini benimsemeye gerek yok ve gerekirse ne gibi taleplerinin olduklarına bağlı olarak da reddetmek gerekir. Dinlemek gerekir. İşte böyle masaya oturulur. Bu dünyada meşakkatli küçük küçük adımlarla yavaşça her iki taraf için de bir çözüm bulacak şahane diplomatlar var.”
‘Medya Ukrayna’nın başarısını da abarttı’
Rusya – Ukrayna savaşını gösteren savaş haritaları incelendiğinde cepheler donmuş gözüküyor. Her iki taraf da ilerleme kat edemiyor. Ukrayna’nın 2023 yılının Haziran ayında başlattığı taarruzun da başarısız olduğunu herkes kabul ediyor. Amiral Kay-Achim Schönbach cephedeki durumu şöyle yorumluyor:
“Rusların savunması, İkinci Dünya Savaşı'nda zaten kanıtladıkları gibi çok iyi, muazzam bir savunma. Ukrayna ordusu çok kayıp verdi, Rus ordusu da aynı şekilde ama işte bu büyük bir fark. Bir şey daha var, onu da ekleyeyim, bu normal vatandaşla, normal TV izleyicisiyle veya en azından biraz bilgi almaya çalışan kişiyle ilgili: Ben, zaman içinde yayınlanan haberlerin talihsiz olduğu fikrindeyim, çünkü Ukrayna ordusunun birçok başarısı, ki olsa burada da hakkını verirdim, bunu da netleştirmek isterim, artık Moskova'nın önüne vardığı gibi bir izlenim veriyordu. Ama aslında nispeten küçük bir alan ele geçirildi, sanıyorum 350 ya da 360 kilometrekarenin yeniden ele geçirildiğini düşünüyorum. Bu nispeten küçük bir alan, bu açıdan da hayal kırıklığı yaratıyor. Ayrıca Ukrayna ordusunun arka planda vermek zorunda kaldığı asker kaybı da cabası.”
‘Trump seçilirse bir şeyler değişebilir’
2024 yılında savaşın bitirilmesi için henüz diplomatik bir alt yapı oluşturulmadı. Ukrayna’nın savaşa devam etmesi Batı’nın mali ve silah desteğine bağlı olacak. Savaşın kilitlendiği bu aşamada düğümün çözümü çok sayıda değişkene bağlı. Bunlardan birisi de ABD başkanlık seçimleri… Amiral Kay-Achim Schönbach’a göre Trump gelirse işler değişebilir.
“Gelişim halinde olan ne? Özellikle şimdiye kadarki en büyük destekçi olan Amerika Birleşik Devletleri'ne bakmalıyız, ikinci en güçlü destekçi de biziz, Washington'da gerçekten farklı bir gelişim var mı diye bakmak gerekir. Başka bir devlet başkanıyla, muhtemelen daha önce görev yapmış bir başkanla. Yani bence Donald Trump gerçekten tekrar göreve gelirse, bu noktada bir şeyler önemli ölçüde değişebilir.”
‘Türkiye NATO’dan çıkmamalı’
Türkiye’nin Batı sistemindeki yeri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Amiral Kay-Achim Schönbach, “Türkiye NATO üyesi olarak kalmalı” diyor.
“Tabii Türkiye, şimdi Doğu’yla bağlarını, Türk devletleriyle olan tarihi bağlarını geçmişte olduğundan daha fazla pekiştirdi. Türkiye bölgede görüşünü egemen kılma gücüne sahip ve Ankara'da veya İstanbul'da söylenenlerin ne kadar güçlü bir şekilde duyulduğunu uzun zamandır görüyorum, bununla ilgileniyorum. Ve bence özellikle şimdi Türkiye, bu yeniden alevlenmesi sırasında, özellikle şimdi Ortadoğu'daki çatışmada, önemli bir rol oynuyor. Türkiye'nin NATO'dan çıkmaması lazım. Bu yönde gerçekten bir angajman ya da niyetin olmadığını düşünüyorum. Bağlı bir devlet olarak veya başka bir biçimde Avrupa Birliği ile yakınlaşmanın gelecekte tekrar gündeme geleceğini düşünüyorum. Batı'dan yüz çevirmemesi lazım. Ancak, geçmişteki Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanan, en azından bu şekilde görülüyor, tarihi bağların da etkisiyle özel bir öneme sahip olduğunu anlıyorum.”