Almanlar Türkiye'de en çok o konuyu mu dinledi?

Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesinin gerekçelerinden birinin de...

Almanya’nın Türkiye’yi dinlemesinin gerekçelerinden birinin de enerji ve petrol boru hatları olduğunu öne sürüldü. Aslında enerji, bilgi güvenliği açısından giderek önem kazanan bir alan. Uzmanlara göre, Almanya’nın takip etmiş olabileceği projeler arasında Kuzey Irak, TANAP ve Nabucco boru hatları olabilir.

Almanya ile Türkiye arasında patlak veren dinleme skandalında, boru hattı gibi enerji projelerinin de Alman istihbaratının dinleme gerekçeleri arasında yer aldığı iddia ediliyor. Türkiye, dünya petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 75’inin bulunduğu coğrafyada yer alırken, batılı ülkelerin kaynak çeşitlendirme, arz ve güzergâh güvenliği sağlamaları için en önemli ülke olarak görülüyor. Avrupa için bir enerji koridoru niteliğindeki Türkiye’den yeni petrol ve doğalgaz boru hatları geçmesi planlanıyor. Enerji uzmanlarına göre, hem yabancı sermayeli şirketler için önemli bir pazar konumunda olan Türkiye, hem de sürdürdüğü uluslararası enerji projeleri ile ekonomik istihbarat açısından ilgi çekici bir ülke. Almanya’nın, Türkiye’de hangi enerji projelerini takip etmiş olabileceğini sorduğumuz enerji uzmanları, “Kuzey Irak, Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve Nabucco’nun geleceği olabilir” şeklinde konuşuyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) da 2009 yılında “Enerji Masası” kurmuştu.

MİT DE TAKİP EDİYOR

Petrol ve doğalgaz, ülke ekonomilerini etkileyen en önemli unsurların başında geliyor. Bu nedenle yalnızca enerji maliyetleri bile başlı başına bir milli güvenlik unsuru kabul ediliyor. Pek çok petrol ve doğalgaz boru hattı projesine dâhil olan Türkiye, son yıllarda İran, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG), Rusya, Azerbaycan gibi taraflarla yürüttüğü enerji projeleriyle uluslararası enerji arenasında daha çok dikkat çekiyor. Bu nedenle enerji güvenliği alanında başta MİT olmak üzere, pek çok kurum çalışmalar yürütüyor. Örneğin MİT, 2009 yılında kurduğu enerji masası ile önemli enerji şirketlerinin üst düzey yöneticilerine istihbarata karşı koyma eğitimi veriyor. Cep telefonu ile konuşmalarda dikkatli olunması, henüz nihai kararı verilmeyen projelerle ilgili bağlayıcı ifadelerden kaçınılması, önemli toplantıların oteller yerine güvenli kamu dairelerinde yapılması, teşkilatın dikkat edilmesini önerdiği konuların başında geliyor. Ekonomi ve enerji alanına ağırlık veren MİT, bu çerçevede hassas ekonomik kurumlar ile birebir çalışılıyor.

K.IRAK MERAK EDİLİYOR

Almanya’nın Türkiye’de hangi enerji projeleriyle ilgilenmiş olabileceğini sorduğumuz enerji uzmanları, başta KRG ile yürütülen enerji işbirliğine işaret ediyor. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yürüttüğü enerji diplomasisini sessiz ve derinden yürüttüğünü kaydeden bir enerji uzmanı, şunları söylüyor: “2012 yılından itibaren hükümetin KRG ile yaptığı doğalgaz ve petrol anlaşmaları çok merak ediliyor. Neler aldılar, neler verdiler, diğer ülkeler de buradaki enerji projelerini yakından takip ediyorlar. Diğer yandan boru hatlarının güzergâhları, nasıl ve ne zaman hayata geçecekleri de takip ediliyor. Azeri gazı, Rus gazına bir alternatif oluşturacağı için bu konudaki gelişmeler izleniyor. Avrupa’daki enerji fiyatlarını düşürebilecek bir etken olarak görülüyor. Dolayısıyla TANAP ve TANAP’ın devamında Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile çok ilgileri var. Diğer taraftan Alman hükümeti İran’dan gaz getirmek için ilk anlaşma imzalayan ülke. İran’dan vazgeçmiş değiller. İran gazı da bu anlamda takip ettikleri konulardan biridir diye düşünüyorum. Enerji diplomasisi yürütenlerin çok daha dikkatli olması, birtakım eğitimlerden geçmeleri gerekir. Ayrıca Türkiye’de enerji tesislerinin güvenliğine yönelik de ciddi çalışmalar yapılmalı. Bu kadar boru hattı projesinden bahsediliyor, bunların güvende olacağından emin olunmalı.”
Dünya 70’lerde farkına vardı
MEHMET Efe Biresselioğlu’na ait “NATO’nun Değişen Enerji Güvenliği Algısı: Türkiye’nin Olası Konumu” başlıklı makalede, enerji güvenliğiyle alakalı şunlar kaydediliyor: “Dünya, enerji kıtlığı olasılığının farkına, 1970’lerde gerçekleşen enerji krizinin neticesinde vardı. Bunun sonucu olarak, “enerji güvenliği” tabiri NATO üyesi devletler başta olmak üzere dünya devletlerinin gündeminde yer almaya başladı. Artan fiyatlar, artan talep, arz güvenliği, terörizm ve doğal afetlerden meydana gelen teknik aksamaların da etkisi ile enerji güvenliği müttefikler için önemli bir endişe konusu haline geldi.”

Üyelik beklerken, üzücü gelişme
ENERJİ Bakanı Taner Yıldız, Almanya’nın Türkiye’yi dinlediğine yönelik iddialarla ilgili, “Türkiye yalnızca kendi ülkesinin arz güvenliğiyle alakalı değil, AB ülkelerinin arz güvenliğiyle alakalı doğalgaz problemlerinin çözümünün parçası olmak adına bir çok proje geliştirdi. Bunun karşılığı AB üyeliği diye beklerken, böyle bir noktaya gelinmiş olmasını son derece üzücü ve yanlış bulurum”yorumunu yaptı.

IŞİD faktörü BULUNUYOR
ENERJİ güvenliği konusu dünyada da giderek önem kazanıyor. Ülkeler için hem sürdürülebilir enerji sağlanması, hem bilgi ve enerji altyapılarının fiziki güvenliği konuları ön plana çıkıyor. Görüştüğümüz bir başka enerji uzmanı, her ülkenin diğerlerini dinliyor olabileceğini söyleyerek, “Bu Almanya da olur, Rusya da, ABD de, İsrail de... Bunu yalnızca ekonomik istihbarat için de yapabilirler. Türkiye çok büyük bir pazar, burada rakiplerine piyasadan pay kaptırmamak için dinlemiş olabilirler. Boru hatlarına gelince, son dönemde Suriye ve Irak’ta IŞİD faktörü var. Suriye’den Türkiye’ye gelen kaçak boru hatları, petrolün kime satıldığı, o paraların silaha dönüp dönmediği de güvenlik meselesi olarak ilgi çekmiş olabilir” diyor. Azeri gazını Türkiye sınırından Avrupa’ya taşıyacak iki boru hattı adayı Nabucco ve TAP rekabetinde, Nabucco devre dışı kalmıştı. 2019’ta tamamlanacak projeyle Türkiye’ye yılda 6 milyar metreküp, Avrupa’ya ise 10 milyar mertreküp doğalgaz sağlanması öngörülüyor.