Alman basını: Soykırım tasarısında fire beklenmiyor!
Almanya'da koalisyon partilerinin yarın yapılacak 'Ermeni soykırımı tasarısı' oylamasında çoğunlukla 'evet' oyu kullanması bekleniyor.
Deutsche Welle Türkçe, tasarıyla ilgili Almanya basınında yazılanları aktardı. Federal Mecliste 2005 yılında soykırıma ilişkin bir tasarı kabul edilmiş, ancak metnin içinde olayların pek çok bilim insanı ve tarihçi tarafından soykırım olarak nitelendirildiğine yer verilmekle birlikte, doğrudan soykırım tabiri kullanılmamıştı.
Leipziger Volkszeitung: Ermeniler yine unutuluyor
Leipziger Volkszeitung’da, Ermeni Soykırımı karar tasarısıyla ilgili şu haber yer alıyor:
“Milletvekilleri bir yasa çıkarmıyor ya da adli bir hükme varmıyor. Karar tasarısı, unutulmuşluğa, hali hazırda her Ermeni'nin yaşamaya devam ettiği kolektif bir travmanın bastırılması karşısında bir jest.
“Trajik olan Federal Meclis'teki soykırımın kabulü tasarısının sadece Türkiye ya da [Cumhurbaşkanı Recep Tayyip] Erdoğan dikkate alınarak görüşülecek olması. Kimi bunu Erdoğan'a direniş hareketi olarak görüyor bir başkası da bu sayede Boğaz'daki despotun sinir olup olmayacağına kafa yoruyor. Ermeniler yine unutuluyor.”
Landeszeitung: Doğru bir adım
Lüneburg kentinde yayımlanan Landeszeitung gazetesi de şu yoruma yer verdi:
“Zamanlama hiç bu kadar kötü olamazdı ama yine de yarın Federal Meclis'te oylama yapılacak ve Osmanlı İmparatorluğu'nun 100 yıl önce Ermenilere yaptığı kıyım soykırım olarak tanımlanacak.
“Almanya'nın mülteciler konusunda ihtiyaç duyduğu Türkiye ise tetikte; tehditler savurup, köpürüyor. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un bir konuşması sırasında soykırıma değinmesiyle Ankara diplomatik çekimserliği neredeyse tamamen elden bırakıyordu.
“Almanya'nın bundan daha farklı ve daha büyük başka sorunları olabilir, karar tasarısıyla da hayatını kolaylaştırabilirdi. Ancak 1915'teki bu vahşetin federal meclisçe gerçek adının konması doğru bir adım.”
“Daha fazlası olmalı”
Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi Almanya'nın Ermeni Soykırımını tanımasının Türkiye ve Ermenistan arasında uzlaşmaya hizmet etmeyeceği yorumunu yaptı:
“Uzlaşma sağlamak için alçak sesler ve diplomatik sezgiler, yüksek sesle dile getirilen taleplerden daha önemlidir. Boğaz'daki muktedir adama karşı direniş eyleminin oylamasını şişirmek, yakınlaşmayı sağlamaktan çok muhtemelen buna daha da zarar veriyor.
“Erdoğan Ermeni kurbanların torunlarıyla bir araya geldi ve ‘soykırım' kavramına sessizce tahammül etti. Bundan daha fazlasının olması arzu edilir. Ancak dışarıdan yapılan baskının Erdoğan'ın bu anlayışa hazır olmasını sağlamayacağını tecrübe gösteriyor. Tam tersine. Alman parlamenterler haklı oldukları için ve güç göstermek istediklerinden, uzlaşma sürecinin tıkanmaya girmesini riske ediyorlar. Acı çekenler, güya adlarına harekete geçilen, Ermeni kurbanların torunları olacaktır.”
Neue Osnabrücker Zeitung: Tasarı Rumları da tanımalı
Neue Osnabrücker Zeitung'da yer alan bir haberde de Tehdit Altındaki Toplumlar (GfbV) adlı örgütün Almanya Federal Meclisi'nden Hıristiyan inancındaki azınlıklarla da ilgilenmesini ve kurbanlardan sonra gelen nesillerin Türkiye ile uzlaşması için çaba göstermesini talep ettiği aktarıldı.
GgbV Genel Sekreteri Tilman Zülch milletvekillerine hitaben yazdığı mektupta, “1915'te Ermenilerin öldürülmesi ile ilgili mecliste görüşülecek karar tasarısının ‘tam’ olmadığını, tasarının Trakya Rumları, Pontus Rumları ve Ege Rumlarını da kapsaması gerektiğini” savundu.
Metinde "tehcir" ifadesinin kullanılmasını da eleştiren Zülch, "bunun 1915 ve 1916 tarihlerinde yaşanan ölüm yürüyüşleri ve sürgünlerle aynı anlama gelmediğini" savundu.
Zülch, Türkiye'nin "varlığı inkar edilen gizli Hıristiyanların yeniden tanımasını" talep etti.
Leipziger Volkszeitung: Ermeniler yine unutuluyor
Leipziger Volkszeitung’da, Ermeni Soykırımı karar tasarısıyla ilgili şu haber yer alıyor:
“Milletvekilleri bir yasa çıkarmıyor ya da adli bir hükme varmıyor. Karar tasarısı, unutulmuşluğa, hali hazırda her Ermeni'nin yaşamaya devam ettiği kolektif bir travmanın bastırılması karşısında bir jest.
“Trajik olan Federal Meclis'teki soykırımın kabulü tasarısının sadece Türkiye ya da [Cumhurbaşkanı Recep Tayyip] Erdoğan dikkate alınarak görüşülecek olması. Kimi bunu Erdoğan'a direniş hareketi olarak görüyor bir başkası da bu sayede Boğaz'daki despotun sinir olup olmayacağına kafa yoruyor. Ermeniler yine unutuluyor.”
Landeszeitung: Doğru bir adım
Lüneburg kentinde yayımlanan Landeszeitung gazetesi de şu yoruma yer verdi:
“Zamanlama hiç bu kadar kötü olamazdı ama yine de yarın Federal Meclis'te oylama yapılacak ve Osmanlı İmparatorluğu'nun 100 yıl önce Ermenilere yaptığı kıyım soykırım olarak tanımlanacak.
“Almanya'nın mülteciler konusunda ihtiyaç duyduğu Türkiye ise tetikte; tehditler savurup, köpürüyor. Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un bir konuşması sırasında soykırıma değinmesiyle Ankara diplomatik çekimserliği neredeyse tamamen elden bırakıyordu.
“Almanya'nın bundan daha farklı ve daha büyük başka sorunları olabilir, karar tasarısıyla da hayatını kolaylaştırabilirdi. Ancak 1915'teki bu vahşetin federal meclisçe gerçek adının konması doğru bir adım.”
“Daha fazlası olmalı”
Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi Almanya'nın Ermeni Soykırımını tanımasının Türkiye ve Ermenistan arasında uzlaşmaya hizmet etmeyeceği yorumunu yaptı:
“Uzlaşma sağlamak için alçak sesler ve diplomatik sezgiler, yüksek sesle dile getirilen taleplerden daha önemlidir. Boğaz'daki muktedir adama karşı direniş eyleminin oylamasını şişirmek, yakınlaşmayı sağlamaktan çok muhtemelen buna daha da zarar veriyor.
“Erdoğan Ermeni kurbanların torunlarıyla bir araya geldi ve ‘soykırım' kavramına sessizce tahammül etti. Bundan daha fazlasının olması arzu edilir. Ancak dışarıdan yapılan baskının Erdoğan'ın bu anlayışa hazır olmasını sağlamayacağını tecrübe gösteriyor. Tam tersine. Alman parlamenterler haklı oldukları için ve güç göstermek istediklerinden, uzlaşma sürecinin tıkanmaya girmesini riske ediyorlar. Acı çekenler, güya adlarına harekete geçilen, Ermeni kurbanların torunları olacaktır.”
Neue Osnabrücker Zeitung: Tasarı Rumları da tanımalı
Neue Osnabrücker Zeitung'da yer alan bir haberde de Tehdit Altındaki Toplumlar (GfbV) adlı örgütün Almanya Federal Meclisi'nden Hıristiyan inancındaki azınlıklarla da ilgilenmesini ve kurbanlardan sonra gelen nesillerin Türkiye ile uzlaşması için çaba göstermesini talep ettiği aktarıldı.
GgbV Genel Sekreteri Tilman Zülch milletvekillerine hitaben yazdığı mektupta, “1915'te Ermenilerin öldürülmesi ile ilgili mecliste görüşülecek karar tasarısının ‘tam’ olmadığını, tasarının Trakya Rumları, Pontus Rumları ve Ege Rumlarını da kapsaması gerektiğini” savundu.
Metinde "tehcir" ifadesinin kullanılmasını da eleştiren Zülch, "bunun 1915 ve 1916 tarihlerinde yaşanan ölüm yürüyüşleri ve sürgünlerle aynı anlama gelmediğini" savundu.
Zülch, Türkiye'nin "varlığı inkar edilen gizli Hıristiyanların yeniden tanımasını" talep etti.