Doğanın ve dahi insan ilişkilerinin kanunudur…
Kişi bir düşmeye görsün…
Gelen vurur, giden vurur…
Önce düşmanları, sonra en yakınındakiler bile.
Yoldaşlarım malumunuz, geçtiğimiz hafta bir magazin bombası patlattım.
Yaşadığı gayrimeşru ilişkiler ve şöhreti taşıyamamasının çaresini, alkol şişelerinde arayan bir anchorman’den bahsettim.
Biraz da bizim mahalleye sitem ettim, rezil maaşları konuşmak yerine dedikodunun peşinden koşuyor herkes dedim.
Yanılmadım.
Maşallah yazı uçtu gitti.
Resmen telefonlar susmadı, mailler patladı.
Herkesin aklında aynı soru: Kim bu anchorman?
Ortada şirketlerin itibarı, kişisel haklar, aileler, çocuklar var yoldaşlar.
Beni kesseniz bir isim veremem.
Ancak görünen o ki anlayan anlamış.
Bense bu meselenin bir fikr-i takibini yapayım dedim.
Malum gazeteciliğin en temel kurallarından biridir, yazdığınız haberin peşini bırakmayacaksınız.
Ben de geçen hafta adeta bomba etkisi yaratan ihbarın, etkilerinin peşine düştüm.
İşte keskin kulaklarıma gelenler:
Haberim haber merkezinde büyük krize neden olmuş.
Öyle ki bahsetiğim ana haber bülteninin tepe ismi,h aber merkezinde esip gürleyip ‘kim bu bilgileri dışarı sızdıranlar?’ demiş.
Fakat pek çok kişiyse, bu haberin aslında yönetim tarafından bizzat sızdırıldığını düşünüyormuş.
Çünkü uzun süredir bu yöneticilerin, alkol sorunu artık kontrol edilemeyen bu anchorman’dan kurtulmak istediği, ancak anchorman’in siyasi bağlantıları nedeniyle bunu yapamadıkları iddia ediliyor.
Anchorman’in psikolojisini adeta yerle bir eden Hürrem Sultan ballı gezilere devam.
Neyse ki anchorman’in ailesinin hiçbir şeyden hala haberi yok.
Anchorman’a gelince, başta kendini biraz toparlamış, ancak psikolojisinin daha da kötüye gittiği hatta bir süre sonra işini yapamayacak hale gelmesinden korkuluyor..
Skandalın patlak vermesiyle kanalın en tepe yönetimi, bu işi önce sümenaltı edip sonra da çözme kararı almış.
Yani hemen harekete geçilmeyecek ancak ortalık durulunca çözüme kavuşturulacak…
Medyada işler genellikle böyledir sırdaşlar.
Sorunlu kişiliklerden hemen kurtulmak pek tercih edilmez.
Genelde kendilerine ‘’onurlu bir çıkış’’ verilir.
Bakalım bizim alkolik anchormanin ‘’onurlu’’ tasdiknamesi ne zaman eline verilecek?
HALK TV’Yİ YÖNLENDİREN GİZLİ EL!
Hürrem Sultan demişken şimdi bir de Valide Sultan hikayesi anlatayım yoldaşlar…
Medya mahallemizin skandal merkez üslerinden Halk TV ile ilgili gün geçmiyor ki, yeni bir iddia ortaya atılmasın.
Yeni bir şikayet dillendirilmesin…
Emekçiler sanırım çalışma koşullarının ya da maaşlarının iyileştirileceğinden umudunu kesti ki, artık pek sesleri çıkmıyor.
Ben yine de kendilerinin her zaman arkasındayım.
İBB’den akan fonun Murat Ongun tarafından belirlenen ekran yüzü ve yöneticilere akmasındansa, daha adil bir şekilde dağıltılması konusunda mücadelemi sürdüreceğim…
Bu konu kenarda dursun, bugün başka bir skandalla karşınızdayım.
Daha doğrusu yine bir ihbar mesajıyla.
Bir medya emekçisinin bana ilettiği mesajı dikkatlerinize sunuyorum, işte Halk TV’yi yönlendiren hatta adeta yöneten o gizli el:
Sevgili Keskin Kalem. Yazacaklarım Şükran Kütükçü ile ilgili… 14 Kasım’da şöyle bir haber yayınlandı:
Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki özel kalem müdürü Şükran Kütükçü’ye yeni görev… Kütükçü, Özgür Özel’in ve CHP Grubunun protokol müdürü olacak.
Özgür Özel’in Şükran Kütükçü’den vazgeçememesinin en büyük sebebi, Şükran Kütükçü’nün HALK TV üzerindeki gücü. Bunu bilen ve HALK TV’ye çıkmak isteyen CHP’liler Şükran Kütükçü ile ilişkilerini hep iyi tutmaya çalıştı. Özgür Özel de onlardan biriydi.
Kılıçdaroğlu’na yakın olan Engin Özkoç, Tuncay Özkan, Okan Konuralp, Gülizar Biçer Karaca, Aylin Nazlıaka gibi isimler HALK TV ekranında yasaklıyken Özgür Özel, Kütükçü ile olan yakınlığı sebebiyle her istediğinde bu ekrana çıkabiliyordu.
Kütükçü, Cafer Mahiroğlu’nun çok eski ve yakın arkadaşı. Hatta televizyonu satın almasına aracılık eden kişi. Kanalın yayın politikalarına bile müdahale ediyor, ekrana kimin çıkıp kimin çıkamayacağına karar veriyor. Öyle ki, Kılıçdaroğlu’nun genel merkezdeki özel kalemi Derya Gödek’in ekranda bir kare görünmesini bile yasaklayacak güçteydi. Neredeyse gizli yayın yönetmeni gibi çalıştı yıllarca. Bunu bilen Serhan Asker de hem patron Mahiroğlu’na hem Kütükçü’ye her fırsatta bağlılık bildirmesiyle tanınıyor.
Şükran Kütükçü, zamanında HALK TV’nin satılacağını ve Aslı Baykal’ın bazı görüşmeler yaptığını duyup yakın arkadaşı Cafer Mahiroğlu’nu haberdar etmiş, TV kanalını onun satın almasını sağlamıştı.
KRT’yi kurmakla görevlendirilen Tuncay Özkan’la kavgası ve Kılıçdaroğlu’nun rakibi Ekrem İmamoğlu ile kurduğu maddi ilişki sebebiyle Mahiroğlu’nun arası Kılıçdaroğlu yönetimiyle zamanla daha açıldı. Özgür Özel ise Kütükçü ve patron Mahiroğlu ile hep iyi geçindi, her istediğinde ekrana çıktı.
Bugün HALK TV’yi Ekrem İmamoğlu’nun desteklediğini herkes biliyor. Özgür Özel ne İmamoğlu’na karşı çıkabilir ne de CHP’lilerin çok izlediği bu televizyonu karşısına alabilir! O nedenle Şükran Kütükçü’yle yollarını ayıramadı.
Yıllardır pekçok milletvekilinden daha güçlü olan, uzun yıllar birlikte çalıştığı Kılıçdaroğlu’nun aleyhinde milletvekillerinin yanında bile aleni konuşmasına rağmen yerini koruyan Kütükçü şimdi daha da güçlü. Gücünü de HALK TV’deki etkisinden alıyor.