Ali Sabancı'dan başarının formülü: Doğru babayı seçeceksin!
A Milli Takımı'nın EURO 2016 maçlarını izlemek için Fransa'ya giden Ali Sabancı'nın gazetecilerle keyifli sohbetini Zaman yazarı Suat Kozluklu köşesine taşıdı.
İşte Kozluklu'nun aktardıkları...
Milli takımımızın Nice kentindeki hayati maçını izlemek üzere havaalanındayım. Habertürk yazarlarından Serdar Ali Çelikler ile uçağa binmek için transfer otobüsündeyiz ve milli takım üzerine sohbet ediyoruz. Derken karşıdan Sabancı Ailesi'nin 3. kuşak üyesi ve Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Sabancı geliyor yan yanayız… Bir başka ifade ile seyahat edeceğimiz uçak filosunun sahibi oluyor kendileri… Uçağa doğru giderken sohbet ediyor bizimle Ali Sabancı. ‘Maça mı gidiyorsunuz?' diye sorunca başlıyor keyifli bir sohbet. Ali Bey mütevazı kişiliği ve sıcaklığı ile otobüste bir anda herkesin ilgi odağı oluyor. Maçın skor tahminini 4-1 olarak dile getiriyor Ali Sabancı. Peki, kim kazanır dediğimde gülüyor ve ‘gönül takımımız' diye ekliyor… Bir bayan yolcuya ‘Siz de mi maça?' diye soruyor ve kahkaha dolu sohbetin devamı geliyor. Rahmetli Sakıp Sabancı'yı yıllarca takip etmiş bir gazeteci olarak aynı sıcaklığı gördüğüm Ali Sabancı, reklamcı olduğunu öğrendiği bayan yolcuya; “İş hayatında asıl önemli olan doğru babayı seçmeniz lazım. En önemlisi bu bakın bana ben doğru tercihi yaptım”… Otobüste kahkaha tufanı kopuyor. Ben hemen lafa atılıyor, “Kayıttasınız Ali Bey” dediğimde; “Gazeteci misiniz?” diye sorup ardında da, “Benim eşim de gazeteci” diyerek gülüyoruz. Bu arada Ali Sabancı'nın eşi Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim Şirketi Yönetim Kurulu başkanı oluyor…
Keyif dolu bu kısa yolculukta belki de patronun yanında olmaması gereken bir aksilik yaşanıyor, transfer otobüsümüz arızalanıyor… Ali Bey yine patlatıyor espriyi “Rahat olun bununla gitmiyoruz Nice'e” diye…
Uçağa binerken tüm mürettebatın elini sıkarak sıradan bir yolcu nasıl ise o da öyle yardım almadan orta sıradaki 15. koltuğa gidiyor ve oturuyor. Nice'e vardığımızda ise uçağın kapısına kadar gelen özel araca binmek yerine bizimle otobüse binmeyi tercih ediyor Ali Sabancı…
Benim için Nice'te aklımda kalan güzellikler; “Futbol coşkusunu yaşamak için Avrupa'dan ve Türkiye'den Fransa'ya gelen on binler, maçın skoruna rağmen rakip taraftarlarla kol kola eğlenebilen bir spor kültürü! Gönül ister ki, Fransa'da gördüğüm bu anlayışın benzerini Türkiye liglerinde de taraftarların göstermesi. Ve güzellikler hanesine ek olarak ‘Teşekkürler Ali Sabancı'…
Milli takımımızın Nice kentindeki hayati maçını izlemek üzere havaalanındayım. Habertürk yazarlarından Serdar Ali Çelikler ile uçağa binmek için transfer otobüsündeyiz ve milli takım üzerine sohbet ediyoruz. Derken karşıdan Sabancı Ailesi'nin 3. kuşak üyesi ve Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Sabancı geliyor yan yanayız… Bir başka ifade ile seyahat edeceğimiz uçak filosunun sahibi oluyor kendileri… Uçağa doğru giderken sohbet ediyor bizimle Ali Sabancı. ‘Maça mı gidiyorsunuz?' diye sorunca başlıyor keyifli bir sohbet. Ali Bey mütevazı kişiliği ve sıcaklığı ile otobüste bir anda herkesin ilgi odağı oluyor. Maçın skor tahminini 4-1 olarak dile getiriyor Ali Sabancı. Peki, kim kazanır dediğimde gülüyor ve ‘gönül takımımız' diye ekliyor… Bir bayan yolcuya ‘Siz de mi maça?' diye soruyor ve kahkaha dolu sohbetin devamı geliyor. Rahmetli Sakıp Sabancı'yı yıllarca takip etmiş bir gazeteci olarak aynı sıcaklığı gördüğüm Ali Sabancı, reklamcı olduğunu öğrendiği bayan yolcuya; “İş hayatında asıl önemli olan doğru babayı seçmeniz lazım. En önemlisi bu bakın bana ben doğru tercihi yaptım”… Otobüste kahkaha tufanı kopuyor. Ben hemen lafa atılıyor, “Kayıttasınız Ali Bey” dediğimde; “Gazeteci misiniz?” diye sorup ardında da, “Benim eşim de gazeteci” diyerek gülüyoruz. Bu arada Ali Sabancı'nın eşi Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık Anonim Şirketi Yönetim Kurulu başkanı oluyor…
Keyif dolu bu kısa yolculukta belki de patronun yanında olmaması gereken bir aksilik yaşanıyor, transfer otobüsümüz arızalanıyor… Ali Bey yine patlatıyor espriyi “Rahat olun bununla gitmiyoruz Nice'e” diye…
Uçağa binerken tüm mürettebatın elini sıkarak sıradan bir yolcu nasıl ise o da öyle yardım almadan orta sıradaki 15. koltuğa gidiyor ve oturuyor. Nice'e vardığımızda ise uçağın kapısına kadar gelen özel araca binmek yerine bizimle otobüse binmeyi tercih ediyor Ali Sabancı…
Benim için Nice'te aklımda kalan güzellikler; “Futbol coşkusunu yaşamak için Avrupa'dan ve Türkiye'den Fransa'ya gelen on binler, maçın skoruna rağmen rakip taraftarlarla kol kola eğlenebilen bir spor kültürü! Gönül ister ki, Fransa'da gördüğüm bu anlayışın benzerini Türkiye liglerinde de taraftarların göstermesi. Ve güzellikler hanesine ek olarak ‘Teşekkürler Ali Sabancı'…