Ali Eyüboğlu, RTÜK üyesi İlhan Taşçı’ya sert çıktı! ‘Kimmiş ‘yalancı’?..’
Savcılığın RTÜK'ten Gezi görüntülerini istemesi üzerine Ali Eyüboğlu ile RTÜK üyesi İlhan Taşçı arasında başlayan tartışmada yeni bir gelişme yaşandı. RTÜK’ün ‘bütün kayıtların olduğunu’ açıklaması üzerine ‘arşivin bu kadar yıl geriye gidemeyeceğini’ savunan ve kendisine tepki gösteren İlhan Taşçı’ya bugünkü köşesinden cevap veren Ali Eyüboğlu, ‘Kimmiş yalancı’ diye sordu.
Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu ile RTÜK üyesi İlhan Taşçı arasında başlayan tartışma bugün yeni bir boyut kazandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayşe Barım soruşturması kapsamında medyayı da incelemeye almış ve RTÜK'e yazı göndererek, 12 yıl önce gerçekleşen Gezi Parkı eylemleri sırasında "propaganda mahiyetinde yayınlar yapan" medya kuruluşlarının yayın kayıtlarının gönderilmesini istemişti.
Savcılığın RTÜK'ten Gezi olayları dönemine ait yayın kayıtlarını istemesiyle birlikte RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, ‘arşiv’ hatırlatması yapmış ve 'Gezi’nin kayıtlarının RTÜK’ün arşivinde' olduğunu yazan Ali Eyüboğlu’na 'Konuyu magazinleştirme' diyerek tepki göstermişti.
RTÜK'ÜN ARŞİV ÇALIŞMASI TAMAMLANDI: GEZİ KAYITLARI SAVCILIĞA TESLİM EDİLDİ
RTÜK’ün, “Bütün kayıtlar elimizde. Özellikle olağanüstü durumlar, doğal afetler ve bu tür terör olayları gibi durumlarda bütün kayıtları kontrol altına alır, kaydeder ve arşivimizde saklarız” açıklamasıyla İlhan Taşçı’yı yalanladığını hatırlatan Ali Eyüboğlu, günlerce süren arşiv çalışmasının tamamladığını ve yüzlerce saatlik Gezi kayıtlarının savcılığa teslim ettiğini yazdığı bugünkü yazısında “O kayıtlar çoktan silindi” diye yazan Taşçı’ya tepki gösterdi.
“RTÜK, 12 yıl önceki Gezi Parkı olaylarına dair yayınları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti ama ‘O kayıtlar çoktan silindi’ diye yazan Taşçı, ne özür diledi, ne de istifa etti” ifadelerini kullanan yazar, yazısını şöyle noktaladı:
“Sayın İlhan Taşçı, demek ki aklınızca küçümsediğiniz bu ‘magazinci’ ve ‘kıymetli dostu’, üyesi olduğun RTÜK’ü ve kurallarını zat-ı alinizden daha iyi biliyor.
Sayın Taşçı, siz gazeteciliğe başladığınızda 2014’te bu meslekteki 35’inci yılımdı.
Topu topu üç yıl gazetecilik yaptıktan sonra CHP tarafından atandığı kurumu sekiz yılda tanıyamayan ve yazdıkları üyesi olduğu RTÜK tarafından yalanlanan birinin, 44 yıldır hiç tekzip yemeden habercilik yapan birine mesleğini öğretmeye kalkması ise abesle iştigaldir.”
Ali Eyüboğlu’nun ‘RTÜK üyesi Taşçı kimmiş ‘yalancı’?’ başlıklı yazısı şöyle:
Menajer Ayşe Barım hakkındaki soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen ay Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) 2013’teki Gezi Parkı olaylarına dair yayınları istedi. CHP kontenjanından RTÜK üyesi seçilen İlhan Taşçı, X hesabından bunun beyhude bir çaba olduğunu ilan etti:
“RTÜK arşivi bu kadar yıl geriye gitmez. Yalnızca rapora bağlanan veya yargıya konu olan dosyaların kayıtları muhafaza altına alınır. RTÜK yalnızca bir yıl süreyle düzenli olarak kayıtları tutmaktadır. Bir yıl sürenin ardından sistem kayıtları kademeli olarak silmektedir. Dolayısıyla bu kadar geniş tarih aralıklı kayıtları yayıncılardan temin etmek de yasal olarak pek mümkün değildir.”
Çok geçmeden RTÜK, “Bütün kayıtlar elimizde. Özellikle olağanüstü durumlar, doğal afetler ve bu tür terör olayları gibi durumlarda bütün kayıtları kontrol altına alır, kaydeder ve arşivimizde saklarız” açıklamasıyla Taşçı’yı yalanladı.
Sekiz yıldır üye ama...
6 Şubat’taki ‘Gezi’nin kayıtları RTÜK’ün arşivinde’ başlıklı bir yazımı alıntılayan İlhan Taşçı, “Ali Eyüboğlu konuyu magazinleştirme” diye başlayıp özetle şunları yazdı:
“RTÜK’ün yapısını bilirmiş edalarıyla yazıyorsun ama hiçbir şey bilmiyorsun.
Kamuoyunu yanıltan habercilere örnek arıyorsan da aynaya bakabilirsin. Elbette bu yazıdaki motivasyonunun nedenini sen de ben de o kıymetli dostun da biliyoruz... Pazarınız şen ola!
Senin bilmen gereken tek konu böylesi hassas meselelerin uzmanı olduğun magazine konu edilemeyecek kadar önemli olmasıdır.”
İlhan Taşçı’nın yazdıklarına o gün verdiğim yanıt şuydu:
“Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu var, o yüzden çok yakında çıkar ortaya bu konuda kimin haklı, kimin yalancı olduğu Sayın Taşçı!”
Gerçek ortaya çıktı
Aradan bir ay geçmeden kimin gerçekleri yazdığı, kimin yanlış bilgiyle kamuoyunu aldattığı bütün çıplaklığıyla çıktı ortaya.
RTÜK, günlerce süren arşiv çalışmasını tamamladı ve yüzlerce saatlik Gezi kayıtlarını savcılığa teslim etti.
Savcılık bu yayınları izledikten sonra Gezi eylemleri nedeniyle yeni gözaltı kararları gelir mi bilemem ama bildiğim bir şey var o da şu:
RTÜK, 12 yıl önceki Gezi Parkı olaylarına dair yayınları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti ama “O kayıtlar çoktan silindi” diye yazan Taşçı, ne özür diledi, ne de istifa etti.
Sayın İlhan Taşçı, demek ki aklınızca küçümsediğiniz bu ‘magazinci’ ve ‘kıymetli dostu’, üyesi olduğun RTÜK’ü ve kurallarını zat-ı alinizden daha iyi biliyor.
Sayın Taşçı, siz gazeteciliğe başladığınızda 2014’te bu meslekteki 35’inci yılımdı.
Topu topu üç yıl gazetecilik yaptıktan sonra CHP tarafından atandığı kurumu sekiz yılda tanıyamayan ve yazdıkları üyesi olduğu RTÜK tarafından yalanlanan birinin, 44 yıldır hiç tekzip yemeden habercilik yapan birine mesleğini öğretmeye kalkması ise abesle iştigaldir.