ALİ AĞAOĞLU O SÖZLERE AÇIKLIK GETİRDİ!

Ali Ağaoğlu'nun 1998 öncesindeki yapılarda deniz kumu kullanıldığı şeklindeki sözleri gündeme bomba gibi düştü.

Ağaoğlu İnşaat'ın patronu Ali Ağaoğlu'nun 1998 öncesindeki yapıların dayanıksız olduğu ve deniz kumu kullanıldığı şeklindeki sözleri gündeme bomba gibi düştü. Ağaoğlu bu açıklamasının bir itiraf değil bir tespit olduğunun altını çizerken diğer inşaatçılardan da farklı tepkiler geldi.

Hürriyet Gazetesi'nden Eren Güler'in haberine göre Ağaoğlu, yaptığı açıklamaların 'itiraf' olmadığını kendisinin sadece bir tespit yaptığını söyledi. Ağaoğlu, şöyle konuştu:

"Ben hiçbir şeyi itiraf etmiyorum, benim yaptığım tespit. Hastanın apandisti patlamış, siz gidip bademcik ameliyatı yaparsanız hasta ölür. Önce teşhisi koyacaksınız. Benim yapmaya çalıştığım bu. O dönem şartlar buydu. Bir tane beton mikseri mi vardı? Betonlar belli ekipler tarafından elle karıştırılırdı. Ne teknoloji ne malzeme ne işçilik..."

Bu meselenin 'ben iyi yaptım ben kötü yaptım' olarak algılanmaması gerektiğini söyleyen Ağaoğlu, şöyle devam etti:

O DÖNEME GÖRE EN İYİ BİNALARI YAPTIK
"O dönemdeki malzeme ve işçilik kötüydü. Ama herkes kullandı bu malzemeyi. İbrahim Tatlıses'in dediği gibi 'Urfa'da Oxford vardı da okumadık mı?' Biz Karabük'ten demir almak için 6 ay sıra bekliyorduk.

Diyorlar ki Ağaoğlu itiraf etti. Hayır, bu bir itiraf değil. Benim söylediğimi bütün yerel yönetimler, üniversiteler, belediyeler de söylüyor. Üstelik ben bunu senelerdir söylüyorum, yeni bir şey değil. 10 milyon binanın yıkılması gerekiyor. Bütün bu binaları ben mi yaptım? Ama şunu söyleyeyim keşke ben yapsaydım. Çünkü biz o dönemin şartlarında en iyi inşaatları yaptık. Kimse bize kötü bina yaptı diyemez"

MALZEME BULAMAMAK DİYE BİR MAZERET OLAMAZ
Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, Ali Ağaoğlu'nun eskiden yeterince malzeme olmadığı için çürük binaların yapıldığı yönündeki sözlerine, "İyi malzeme her zaman vardı. Malzeme bulamamak diye bir mazereti kabul etmiyoruz" dedi.

Kendisinin 1974 yılından bu yana inşaat işinde olduğunu anlatan Durbakayım, "Ben inşaat mühendisiyim. Okuldan mezun olduktan sonra inşaatlara başladık. İnşaat yaparken abilerimiz nasıl yapmışsa ve nasıl baktıysa biz de öyle baktık. Eski eserlerin çoğu taş gibi. Gerektiği gibi yapılan binaların bir miladı olmaz" diye konuştu.

'Şu tarihten önce kötü binalar yapıldı denemez' ifadesini kullanan Durbakayım, şöyle devam etti:

"Biz denizden kum aldık gibi bir açıklama olmaz. Çünkü her devirde arazide kum tabakaları ve dere kumu vardı. Siz bunları kullanarak kaliteli malzeme elde edebilirsiniz.

1999 yılında yönetmelikler değişti ama yönetmelik dediğiniz alt limittir. Evet, siz bunun altındakileri kullanamazsınız. Fakat üzerine kimse hayır diyemez. Biz malzeme bulamadık diye bir yaklaşımı kabul etmiyorum. Malzemeyi bulamazsanız da yapmayın."

İnsanların depremler olduktan sonra bu konulara ilgi duyduğunu fakat sonrasında unuttuğunu kaydeden Durbakayım, "Konut alacaksanız kim yapmış sorusu ile başlamalı. Yoksa yine unutur gideriz" dedi.

AĞAOĞLU'NU GÜNAH KEÇİSİ İLAN ETMEYİN
Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dumankaya, Ali Ağaoğlu'nun yaptığı açıklamalar nedeniyle günah keçisi ilan edilmemesi gerektiğini söyledi.

Ağaoğlu'nun sözleriyle deprem yönetmeliği öncesinde sektörün içinde bulunduğu durumu anlatmak istediğini ifade eden Dumankaya, "Sektör adına cesaretlendirici bir açıklama. Bunu birisinin söylemesi gerekiyordu. O açıklamalar aslında Türkiye'de konut sektörünün hangi aşamalardan bu noktalara gelmiş olduğunu anlatıyor. Kötü işçilikler, yanlış malzeme kullanımı, eksik ve 1975'ten kalma bir deprem yönetmeliği ile idare edilen bir sektörün 1999 sonrası kaydettiği aşama ortada. Yeni deprem yönetmeliği ile artık yapılan bütün konutlar çok çok daha kaliteli ve güvenli. Hatta İstanbul ikinci dereceden risk bölgesi olmasına karşın birinci derece risk seviyesindeymiş gibi inşaatlar ve denetimler yapılıyor" dedi.

Konut sektöründe yaklaşık 300 bine yakın inşaat firması olduğunun da altını çizen Dumankaya, "Yapılacak yeni düzenlemeler ile herkesin inşaat sektörüne girmesi engellenmeli. Sektöre yeni girişler çok sıkı bir şekilde denetlenmeli. Standartlara uymayan ve yönetmeliğe uygun bir şekilde çalışmayan firmalar ayrıştırılmalı."

TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, söz konusu açıklamaları 'talihsiz' olarak nitelediğini söyledi.

İnan, "Eski binalar çürüktür diye bir şey kabul edilemez. Evet, şu anki binalar istatistiksel olarak daha sağlam ama eskiler arasında da sağlamlar var. İstanbul'da yüzyıllık birçok yapı var. Eskiden de Adapazarı kumu, deniz kumu, demir-çelik fabrikalarından alınan demir vardı, merdiven altı demir de vardı. Bazı yapılar kötü malzeme ile yapılmış olabilir ama bütün sektör böyle yaptı demek hatalı" dedi.

Olası bir depremde hasar görecek binaların yüzde 70'e kadar çıkacağını sanmadığını söyleyen İnan, şunları anlattı:

"Bence tahminler İstanbul'da olası bir 7.5 büyüklüğünde depreme göre yapılmalı. Bence bu durumda İstanbul'daki binaların yüzde 10'u yıkılacaktır. Yüzde 20 civarındaki binanın da hasar göreceğini tahmin ediyorum. Devletin hızlı bir şekilde tespit yapıp birinci, ikinci ve üçüncü derece hasar görecek yapıları tespit etmesi gerekiyor. Özellikle can kaybı beklenen birinci derecede hasarlı binalarla ilgili de kat mülkiyeti kanunu değiştirip tedbir alınmalı."