ALATURKA BORAT, GIRGIR'DA YARATILAN MUHLİS BEY'E BENZİYOR!..VE İŞTE ALATURKA BORAT'IN ÖZELLİKLERİ!..
Hürriyet yazarı Mehmet Y.Yılmaz,okuyucularının uyarısı üzerine "Borat" tiplemesini tanımladı:"Benim Borat'ım,Behiç Pek-Latif Demirci ikilisinin Gırgır'da yarattığı Muhlis Bey'e benziyor"!..
Alaturka Borat huzurlarınızda!
GEÇENLERDE bir okuyucu uyarısı aldım: "Yazılarınızda Borat diye birinden de söz ediyorsunuz? Kimdir bu?"
Bu e-postayı okurken fark ettim ki gazete köşe yazarının hiç yapmaması gereken bir hatayı yapmışım. Okuyucunun bilmece çözmek zorunda olmadığını unutmuşum. Şimdi bu hatayı telafi etmenin zamanıdır.
Borat, İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen'in yarattığı bir "Kazak Gazeteci" tipi. Filmi çok yakın bir geçmişte Türkiye'de de sinemalarda gösterildi.
Kılık kıyafeti ve konuşma tarzı bizim "İnternet Mahir"e benziyor.
Özbek, Çingene ve Yahudilere karşı ırkçı, homofobik ve kadın düşmanı bir dünya görüşü var.
Benim "Alaturka Borat" tiplemem bundan biraz farklı elbette.
Benim Borat'ım, biraz da Behiç Pek-Látif Demirci ikilisinin Gırgır'da yarattığı Muhlis Bey'e benziyor.
Gazeteci, ama Türkçe bilmiyor. Kültürlü geçiniyor ama kitapları sadece dolabın üstünden bir şeyler almak için kullanıyor. Yazdığı gazeteyi bile okumuyor. Lokantadaki mönüyü bile sonuna kadar okuyamıyor.
Kendisine her söyleneni gerçek zannedip, yazmasıyla biliniyor.
Her fırsatta çok bilgili olduğunu göstermeye çalışıyor. Yazılarında sık sık bir yerlerde karşılaştığı insanların sorduğu sorulara yanıt veriyor. Bu okuyucular nerede görseler hemen ona bir soru soruyorlar.
"Orijinal Borat" gibi uzun boylu! Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya mal edilen "Kulli tavilun ahmak" sözünün canlı timsali!
"Boy sırası" bunlara geldiğinde başyazar da, genel yayın müdürü de olabiliyorlar! Sevgilerini ve nefretlerini ancak el-kol hareketleri ile gösterebiliyorlar.
En önemli sorunları kendileriyle çok meşgul olmaları ve kendilerini dünyanın merkezi zannetmeleri!
GEÇENLERDE bir okuyucu uyarısı aldım: "Yazılarınızda Borat diye birinden de söz ediyorsunuz? Kimdir bu?"
Bu e-postayı okurken fark ettim ki gazete köşe yazarının hiç yapmaması gereken bir hatayı yapmışım. Okuyucunun bilmece çözmek zorunda olmadığını unutmuşum. Şimdi bu hatayı telafi etmenin zamanıdır.
Borat, İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen'in yarattığı bir "Kazak Gazeteci" tipi. Filmi çok yakın bir geçmişte Türkiye'de de sinemalarda gösterildi.
Kılık kıyafeti ve konuşma tarzı bizim "İnternet Mahir"e benziyor.
Özbek, Çingene ve Yahudilere karşı ırkçı, homofobik ve kadın düşmanı bir dünya görüşü var.
Benim "Alaturka Borat" tiplemem bundan biraz farklı elbette.
Benim Borat'ım, biraz da Behiç Pek-Látif Demirci ikilisinin Gırgır'da yarattığı Muhlis Bey'e benziyor.
Gazeteci, ama Türkçe bilmiyor. Kültürlü geçiniyor ama kitapları sadece dolabın üstünden bir şeyler almak için kullanıyor. Yazdığı gazeteyi bile okumuyor. Lokantadaki mönüyü bile sonuna kadar okuyamıyor.
Kendisine her söyleneni gerçek zannedip, yazmasıyla biliniyor.
Her fırsatta çok bilgili olduğunu göstermeye çalışıyor. Yazılarında sık sık bir yerlerde karşılaştığı insanların sorduğu sorulara yanıt veriyor. Bu okuyucular nerede görseler hemen ona bir soru soruyorlar.
"Orijinal Borat" gibi uzun boylu! Erzurumlu İbrahim Hakkı'ya mal edilen "Kulli tavilun ahmak" sözünün canlı timsali!
"Boy sırası" bunlara geldiğinde başyazar da, genel yayın müdürü de olabiliyorlar! Sevgilerini ve nefretlerini ancak el-kol hareketleri ile gösterebiliyorlar.
En önemli sorunları kendileriyle çok meşgul olmaları ve kendilerini dünyanın merkezi zannetmeleri!