Akşener'den dikkat çeken Kılıçdaroğlu açıklaması: "Herhalde ölünceye kadar..."

İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelemezse bendedir, bizdedir" şeklinde konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, memleketi Kocaeli'nde İzmit Belediyesi'nin ağabeyinin ismini verdiği Nihat Gürer Spor Tesisleri açılışına katıldı.

Ağabeyi Nihat Gürer ve ailesi hakkında konuşan Akşener, şunları söyledi:

Biz oldukça kalabalık bir aileyiz. Babamın ailesi özellikle oldukça kalabalık bir ailedir. Onlar burada, kuzenlerim burada, yengelerim burada ve ağabeyimi anıyoruz. Rahmetli ağabeyim çok enteresan bir insandı.

Kız erkek ayırmaz, kızlardan yana tercih kullanırdı. Her kız çocuğunu evladı, her genç kızı kız kardeşi görürdü, her yaşlı kadını halası görürdü. Benim 13 halam var. Dolayısıyla birbiriyle çelişmeyen, rahatsız etmeyen ama zor zamanda birbirinin yanında olan bir aileyizdir.

Herkesin iyiliğine koşan bir insanıydı ağabeyim. Hiç talepsizdi ben ondan feragat etmeyi öğrendim. Biz siyasi bir aileye mensubuz.

Benle beraber 2 İçişleri Bakanı çıkmış ailemizden…Batı Trakya Cumhuriyeti'nin kurucusu olan bir aileyiz, Atatürk'ün arkadaşı olan amcalarımızın bulunduğu bir aileyiz. Bu cumhuriyetin kurucusu kendini sayan bir aileyiz.

“DUAYEN BİR POLİTİKACIYDI”

Bugün burada ağabeyimin ismiyle Atatürk'ün hele bu resmini Türk bayrağıyla birlikte görmenin bize neye tekabül ettiğini size anlatamam. O siyasi ailenin, siyasetin içinde olan tek bir bu ülkenin birliği bütünlüğü mihenk taşı olan, ağabeyimin kilit taşı bu cumhuriyetin birliği, bütünlüğü, milletin bekası, milletin beraberliğiydi.

Siyasi bir aileydik ama ağabeyim kişisel hiçbir talebi dile getirmemiş bir duayen politikacıydı. Soran herkesi doğruyu söyler, cebindeki 5 kuruşu yarıya paylaşırdı.

İzmit'in mapus baktığı dönemler vardır. O dönemde hapishanede bulunan sağcı solcu ayırt etmeden herkesin eziyetinin karşısında durmuş bir insandır.

Daha doğrusu, benim önüme bir fırsat çıktığında, ‘bu benim hakkımdır kardeşim senin değil' deyip sonuna kadar benim arkamda durmuş bir çınar ağacıydı. Ağabeyim benim için çok kıymetliydi, bir babaydı, çok iyi bir kocaydı ama çok da iyi bir ağabeydi, çok iyi bir arkadaştı. Çok ketum bir insandı.

“VEFAYI DA UNUTMAYIZ DÜŞMANLIĞI DA”

Ağabeyi Nihat Gürer’i “Adam satmayan, adam tuzaklamayan, ketum, cesur bir adamdı. Ben de onun için çok cesur oldum. İnanmış bir Müslümandı, samimi bir dindardı, Atatürk'ü çok seven bir ailenin ferdiydi” diye anlatan Akşener, “Biz vefalı bir aileyiz. İlginç bir yönümüz vardır biz hiç unutmayız. Dostluğu da unutmayız, vefayı da unutmayız, düşmanlığı da unutmayız” diyerek sözlerini sonlandırdı.

LANSMAN PROGRAMINDA KONUŞTU

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmit Belediyesi'nin ev sahipliğinde, 6’lı masadan partilerin temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleşen lansman programında konuşma yaptı.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'e teşekkür ederek konuşmasına başlayan Akşener, “Millet İttifakı'nın bir belediye başkanı olarak, sizin gibi arkadaşlarımıza koyduğumuz kefaleti çok iyi temsil ettiğiniz için size ve arkadaşlarınıza teşekkür ediyorum. Fatma Hürriyet Kaplan başkanı izlerken ne kadar zorluklarla çalıştığını ve hizmet etmenin nelere mal olduğunu dinlerken, birden İYİ Parti'nin yolculuğu geldi gözümün önüne. Siz seçildiniz İzmit'te neler değişti, İYİ Parti kuruldu İzmit'te neler değişti” ifadelerini kullandı.

“KILIÇDAROĞLU’NA ÖLÜNCEYE KADAR ŞÜKRAN DUYACAĞIM”

Partisinin kuruluş sürecini örnek gösteren Akşener, şunları söyledi;

“Biz partiyi kurduk. ‘Kurulamaz' dediler, kurduk. 24 Haziran'da seçim kararı alındı ve tam seçime gideceğiz. YSK'dan tersine sonuç çıkacağı söylenmeye başlandı. Sonra bir siyasi partimizin Genel başkanıyla görüştük ‘Acaba beraber gidebilir miyiz' diye maalesef olmadı, şartlar uymadı.

Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye'de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti.

Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme ‘Sayın Kılıçdaroğlu'nu çocuklarıyla beraber' vasiyet ettim. Başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir. O, 15 milletvekili arkadaşımdan birisi de karşımda duruyor. Yıllarca CHP ve sağın renkleri arasında büyük bir mesafe varken o davranış biçimi o aradaki alanı, o uzaklığı kapattı.

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ BENİM BABAMIN PARTİSİDİR”

Bir iş birliğine, güç birliğine sebep oldu. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha… Şimdi alerjik bir tutum üzerinden söylemiyorum iyilikte birleşmenin ne kadar iyi hizmetlere yol açtığını anlatmak için söylüyorum.

Yüz senelik bir parti. Kuralları var. Var baba var… Biz ise yeni kurulmuşuz. Anında karar al, koş koş. Gel gel. Böyle bir partiyiz. Dolayısıyla gittik teklif ettik. Başkanlarım çok uzun sürdü. Tam bir ay üzerinde konuştuk.

Tabi ben dayanamıyorum İzmit'in kızıyım hafif bir dürtme yaptık sonra geri döndüler. Neyse oturduk ben arkadaşlarıma bir şey söyledim. Biz bu masaya oturmayı İYİ Parti'yi bir yere getirmek için yapmıyoruz.

Biz bu masaya oturmayı çökmüş umudunu kaybetmiş ama somut başarıya ihtiyacı olan o muhalif seçmeni ayağa kaldırmak için yapıyoruz. Onun için ‘Türkiye mi, İYİ parti mi?' denildiğinde Türkiye'yi tercih edeceksiniz.

İyi ki o teklifi götürmüşüz iyi ki siz de o teklife evet demişsiniz biz de o masaya oturmuşuz. Benim hedefim doğrusu İstanbul'du. Çünkü sayın Erdoğan, ‘İstanbul benim aşkım' derdi. İstanbul'u almak Sayın Erdoğan'ın elinden aşkını almaktı.

Ben o aşka göz dikmiştim ama bunu da madem biz bizeyiz, madem şehrimdeyim, madem ki doğduğum yerdeyim, şimdi o aşkı almaktı ama o aşkın alınmasından benden başka inanan olmadı.

Her türlü iddiaya girdik, basın mensupları da dahil. Şimdi, sonuç biz bu bakış açısıyla, bu ülkenin insanlarına ‘olabilir, biz yapabiliriz, istersek başarabiliriz' i ispatladık.

Şimdi, bunları niye anlattım? Ben size tekrar teşekkür ediyorum, her gördüğümde de teşekkür ettim, etmeye de devam edeceğim. İnşallah çalmayacaksınız çırpmayacaksınız, çaldırmayacaksınız. Zaten üçünü yapmayınca her şey düzgün gidiyor.

“TÜRKİYE'Yİ TERCİH EDECEKSİNİZ”

Orada sorunumuz yok ama gözden kaçırmamamız gereken bir şey daha var. Türkiye bir ucube sistemle yönetiliyor. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni ortadan kaldırabileceğimiz seçmenimizin oylarıyla sandıkta, demokrasi ile şimdi bana dediler ki, ‘EYT'li mi emekli edeceksin? Normal mi emekli edeceksiniz? Ben de ‘EYT'li, bir süre maaş almasın' dedim.

“BU SEÇİMİ ALMAK ZORUNDAYIZ”

Söylemeye çalıştığım şey şudur: bu Partili Cumhurbaşkanlığı'nın yerine güçlendirilmiş parlamenter sistem adına mücadele ederek bunu konuşarak yaptığımız son seçimdir. Bu seçimi almak zorundayız.

Bu seçimde başarmak zorundayız. Türkiye ölmez, bitmez ama varsayın kaybettik ondan sonra bir daha parlamenter sistem konuşulamaz. Bu ucube sistemin bir tarafında var olan tek adam sisteminin karşılığı bu taraftan da bir tek adamı seçmek zorunda kalırız.

Önceliğimiz parlamenter sisteme geçmektir, önceliğimiz hukukun üstünlüğünü kamil bir demokrasiyi ve adaleti sağlamaktır. Bunun yolu da denge ve denetleme mekanizmalarının bulunduğu ve 21. yüzyılın yeni değer setlerine uygun, gerçekten gençliğe uygun umudunu da hayata geçirebilecek, Türkiye'ye nefes aldırabilecek güçlendirilmiş parlamenter sisteme bu ülkeyi geçirmektir.

Sağ ve salim biçimde geçirmektir. Onun yolu, iki şeyi kazanmaktan geçiyor. Biri Cumhurbaşkanlığı'nı kazanacağız, diğerini de Meclis'i kazanacağız.”