Akşam'ın kaşığı ne kadar ak?

İşçi haklarını önemsiyor gibi görünen Akşam gazetesi kendi çalışanlarını işten çıkarırken neden bu kadar acımasız? Medyada ak kaşık, kara kaşık kavgası....

Bir gazete “Sütten Çıkmış Kara Kaşık” diye manşet atıyor, konu: ülkenin en büyük süt ve süt ürünleri firmalarından birinin haksız yere işten adam çıkarması, bunun üzerine diğer işçilerin sendika önderliğinde grev ilan etmeleri ve grevi kırmak isteyen patronun aldığı (grev alanının yanına 13 ton sıvı tezek dökmek gibi) akıllara ziyan önlemler...

Gazete konuyu manşetine taşıyınca, aynı zamanda ülkenin en büyük patronlar kulübünün başında duran adam “benimle ilgili haberler kurumun itibarına zarar vermesin” diyerek istifa ediyor. “İşte basının gücü, işte medya muhalefetinin etkisi…” demek isterdim ama o işler biraz karışık!

Yukarıda isim vermeden yazdığım her şey garip bir şekilde Türkiye’de yaşandı! Taraflar; Akşam gazetesi, Sütaş, Sütaş’ın patronu Muharrem Yıldız ve TÜSİAD…

Bu meseleye hassasım. Örneğin; evime Yörsan’ın hiçbir ürününü sokmam! Tamam, çok iyi peynirler, yoğurtlar yapıyorlar ama işçi hakları konusundaki karnesi epey zayıf bir firmadır. Sütaş’ı da şu günden itibaren izleme listesine alıyorum, gerekirse bireysel boykotumdan nasibini alacaktır ancak…

“El aleme verir talkını, kendi yutar salkımı” deyişine güzel bir örnek olarak Akşam gazetesine de bir sormak gerekir; Madem iş ve işçi haklarına bu kadar duyarlısınız, Ethem Sancak, TSMF’den gazeteyi satın aldığından bu yana yaşanan çalışan kıyımını nasıl açıklıyorsunuz?

Akşam gazetesinde işten çıkarılanların sayısı 100 ama iddiaya göre asıl sayı 210 basın çalışanından oluşuyor. Bu medyada yaşadığımız en büyük işten çıkarmalardan biri…

Halen devam eden bir durumdan söz ediyorum. Kulislerde konuşulanlara göre gazetenin matbaası da kapatıldı. Yazarlar işten çıkarılmanın şokunu sosyal medya üzerinden dertleşerek atmaya çalışıyor.
Akşam, önemli bir haber yapmış ama gazetenin sahibini, sahibinin dostlarını ve dostlarının düşmanlarını düşününce, bu haberin içinde ne kadar “gerçek” var, sorgulamadan edemiyorum.

İşçinin hakkını sömüren kim varsa, belasını bulsun isterim ancak ortaya Don Kişot misali atılan medyanın ciddi bir inandırıcılık sorunu var. Kendi çalışanlarının hakkını korumayan, gözetmeyen, bir maille onları kapının önüne koyanların “Sütten Çıkmış Kara Kaşık” diye manşet atmadan önce kendi dolaplarında hiç kirlenmemiş kaşıkları kalmış mı diye iyice bir bakmaları gerek!

MURAT TOLGA ŞEN