AKŞAM GAZETESİ'NDE YAZIİŞLERİ TOPLANTILARI EN FAZLA ÜÇ DAKİKA SÜRECEK!..GAZETEDEN 19.00'DAN ÖNCE ÇIKILMAYACAK!..İŞTE SEBEBİ...

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut,gazete ile ilgili olarak bazı kararlara imza attığını bugünkü köşe yazısında açıkladı.İşte Turgut'un gazete çalışanlarına yayınladığı bildiriler...

İç yazışmalarım

Aşağıda gazetede yayınlamış olduğum bazı bildiri ve iletişimleri bulacaksınız.


Tüm bölüm başkanları ve yazı işleri elemanlarına

Arkadaşlar,

Bugün hepinizin `Cep telefonu´ kavramı üzerine düşünmenizi istiyorum. Konunun sosyolojik ve felsefi anlamı üzerine de yoğunlaşın. Adından anlaşılacağı üzere cep telefonu cebe konularak dolaşılabilen bir alettir. Cep telefonları masa üzerinde bırakılmak için icat edilmiş olsalardı, bunlara cep telefonu yerine masa telefonu denirdi değil mi? Masa telefonları zaten var olduklarından cep telefonu şeklinde olanları da icat etmeye gerek kalmamış olurdu değil mi?

Sonuç itibarıyla; bir daha herhangi birinizi cepten aradığımda çalmasına rağmen o telefon açılmazsa ve daha sonra bana telefonu masada veye çantada unutmuşum denirse bunu diyen kişinin şahsen izini süreceğim. Gelen sinyalleri takip ettirerek yerini bulacağım. Nerede olursa olsun üşenmeden gideceğim oraya ve hiçbir yardımcı alet kullanmadan çıplak ellerimi kullanarak o kişiyi geber- teceğim.

Büyük ihtimalle boğacağım o insanı.

İyi çalışmalar.


Tüm gazete çalışanlarına

Arkadaşlar,

Dün odamda çalışıyordum. Bir kişi girdi odama ve bana bazı şeyler anlattı. Çıkarken de bana `kolay gelsin´ dedi. Bunu söyleyenin kim olduğunu katiyen hatırlamıyorum. Çünkü `kolay gelsin´ diye hitap edilmek bende hayli büyük bir sinir krizine yol açtığından odamdaki kişinin suratı ve adı silinmiş kafamdan. Bari anlattıklarını hatırlayıp da oradan çıkarayım onu dedim, bu da olamadı maalesef. Çünkü her zamanki gibi bana anlatılan konuyu hiç dinlememişim. Tek kelime bile yok aklımda.

Sonuç itibarıyla onu maalesef hâlâ işten atamadım. Yani bir barbar hâlâ aramızda dolaşıyor.

Arkadaşlar bir gazetecinin masasının yanına kadar gelip ona `kolay gelsin´ demek düpedüz hakaret etmektir. Ben overlokçu muyum ki kolay gelecek be!

İşte bir belanın ortasına düşmüşüz. Yazı yazılacak, haber bulunacak falan filan.... Kolay gelsin ha!

Korumama talimat verdim, `kolay gelsin´ diye hitap edilmek benim için ağır yaralama ya da öldürme amaçlı bir saldırıyla eşdeğer olduğundan bir daha bu şekilde konuşmaya çalışanlar korumam tarafından ağzından vurulup öldürülecek.

İyi çalışmalar, başarılar


Yazı işleri elemanlarına ve Ankara bürosuna

Arkadaşlar,

Bazı arkadaşlar haber anlatırken o haberin tüm detaylarını da duymam gerektiği gibi bir büyük yanılgı içindeler. Halbuki dünyada olabilecek her türlü haber sadece tek bir cümleyle veya hatta tek kelimeyle anlatılabilir.

Bilin ki; siz lafı ne kadar uzatmaya çalışırsanız çalışın, anlattığınız şey size ne kadar önemli gelirse gelsin, benim için o olayın katiyen önemi olmayacaktır.

Bu istisna değil, kuraldır. Benim için olayın ne olduğuna bağlı olarak da bu değişmeyecektir. Ne anlatıyor olursanız olun daha ilk cümleniz bile bitmeden ben olayı kendi kafamda sadece tek kelime olarak özetlemiş oluyorum zaten.

Ondan sonrası özellikle benim açımdan vakit kaybı oluyor.

Başarılı çalışmalar.

PS: Bu yeni düzende yazı işleri toplantıları bundan böyle en fazla üç dakika sürecektir.


Tüm bürolardaki elemanlara

Bazı elemanların işten çıkış vakitlerini hayli erkene aldıkları gözlemlenmiştir.

Bundan böyle makul gerekçelere sahip olmayan elemanlar saat 19.00´dan önce işten çıkmayacaktır.