"AKP'NİN YÜZDE 47'Sİ KALİTELİ OY MU?" ORAY EĞİN'DEN TARTIŞMA YARATACAK SORU!..

AKP seçmeni ile ilgili daha önce yapılan 'Göbeğini kaşıyan adam' ve 'Bidon kafa' benzetmelerinden sonra, bu kez de Oray Eğin AKP seçmeninin 'kalitesini' tartışmaya açtı.

AKP seçmeni ile ilgili daha önce yapılan 'Göbeğini kaşıyan adam' ve 'Bidon kafa' benzetmelerinden sonra, bu kez de Oray Eğin AKP seçmeninin 'kalitesini' tartışmaya açtı. Eğin, ratinglerde kalitesiz yapımların en çok izlenen program olması ile AKP'nin aldığı yüzde 47'lik oy oranının paralel bir durum olduğunu savundu.

RATİNG TELEVİZYONLARIN TANRISI
AGB´nin izlenme oranı belirleme sistemi yıllardır tartışılıyor. Tartışılması da normal. Çünkü rating televizyonların tanrısıdır, rating´i olmayan bu dünyada barınamaz. Ama rating almak da kolay değildir. Düzeyi düşürmek, çiğlik yapmak da en az çıtayı yükseltmek ve kaliteli yayıncılık yapmak kadar zordur.

Kısacası bir "balans" işidir rating. Kimileri alır, kimileri alamaz. Alamayanlar çoğunluğa geçince de günah keçisi ararlar.

AGB´nin sistemi ve denekler ilk saldırılacak noktadır. Yer yer bu tartışmaların yükseldiğini duyarız.

Bu sene her zamankinden daha fazla rating tartışılıyor. Zira yeni kurulan ve hükümeti destekleyen bazı televizyon kanalları bir türlü tutmuyor, tutmadıkça da birileri öfkeleniyor.

Televizyon dünyasında büyük pastayı Show TV ve Kanal D paylaşıyor. İkisi de "yandaş basın" medya gruplarına ait değil.

Öte yandan, yandaş basının elindeki atv de giderek eriyor, prestij kaybediyor. Hele hele devletin TRT´si artık hiç kimse tarafından umursanmıyor.

TÜRKİYE'NİN TAMAMI BÖYLE
Kavga da bu yüzden çıkıyor. İktidar medyası bir türlü sesini duyuramıyor. Bu öfkeyle de "kaliteli yayıncılık" çağrısı yapıyorlar. Televizyonlar çok kalitesizmiş, bu rating sistemi bu kalitesizliğe prim veriyor.

Haklılar, televizyonlarda düzey gerçekten düşük. Ama telaffuz etmedikleri gerçek şu: Maalesef Türkiye´nin tamamı böyle. Halk dediğimiz televizyonlardaki programları izleyenlerdir. "Kaliteli yayın" çizgisindeki CNBC-e gibi kanallar ise marjinal bir kitledir.

AKP'NİN YÜZDE 47'Sİ KALİTELİ OY MU?
Aynı şey seçimler için de geçerli değil mi?

AKP´nin aldığı yüzde 47´lik oy "kaliteli" oy mu, hadi tartışalım. Bu yüzde 47, ülkesinin geleceğini düşünerek, tartarak oy veren nitelikli seçmen midir değil midir?

Gördük ki Tarhan Erdem´in yaptığı araştırmalarda yüksek gelir ve eğitim düzeyine sahip seçmenden AKP´ye giden oy çok kısıtlı.

AKP´yi yüzde 47´ye getirenler, bugün televizyonların da geleceğini belirleyen insan kitlesiyle aynı.

Kömür yardımına oy veren, kısa vadeli planlar yapan, siyasetteki varoş üslubunu kendisine yakın gören ve düşünmeden tercihi belirleyen kitle...

Ama verilen mücadele "Neden televizyonlarda kaliteli yapım yok" değildir. "Neden biz izlenmiyoruz"dur.

Bu sorunun cevabı ise AGB´nin ölçüm sisteminde değil, tam aksine televizyon kuruluşlarının içindedir.

Patronlar ve reklamveren rating´lere göre karar verdikçe, bu kitleye yönelik yayıncılık prim yapacaktır. Ancak bu dili konuşmak, bu kitlenin beğeneceği programları tasarlamak da kolay değildir.

Rating mühendisliğini gerektirir bu iş. Siyasette Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir "rating mühendisiyse" izlenmeyen kanallar, başta da TRT, kendilerine birer "rating mühendisi" bulmalıdırlar.



var tmp;
tmp = document.getElementById("news_content").getElementsByTagName("a");
for(i=0; i