AKP’li Şirin Ünal ilk kez konuştu: 'Onu gönderemeden kendisini gönderdi'

AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal, evinde çalışan Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova'nın intihar etmesinin ardından geçen 15 gün sonra ilk kez konuştu.

AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara'daki evinde, Ünal'a ait silahtan çıkan kurşunla hayatını kaybeden 23 yaşındaki Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova’nın ölümüne ilişkin şüpheler sürüyor.

Konuyla ilgili Meclis’te ilk defa açıklama yapan Şirin Ünal olayın nasıl yaşandığını anlattı.

“Bu kızcağız 20 senedir MS hastası olan eşime bakan iki yardımcıdan bir tanesiydi” diyen Ünal, Nadira Kadirova’nın psikolojik sorunlarının olduğunu iddia etti.

Yaşananlar hakkında "tatsız bir olay" diyen Şirin Ünal konuşmasında şunları söyledi:

“Son iki üç aydır psikolojik sorunlarını fark edince ikinci bir elemanı aldık. Onu gönderemeden kendisini gönderdi. Allah rahmet eylesin. Olayın beşinci dakikasında polisimiz ambulansımız ve itfaiyemiz geldi. Biz onlar gelene kadar küçük kızımla birlikte kendisini kilitleyip intihar ettiği odanın kapısını kırmaya çalıştık. Omzum hala ağrıyor ama maalesef başarılı olamadık. Üç dört tane polisimizle birlikte kapıyı açıp sedyeye koydular. Yarım saat sonra Ankara Emniyet Müdürümüz ve nöbetçi savcımız yanımızdaydı. Ben her ikisine de ne gerekiyorsa elimden gelen bütün kolaylığı göstereceğimi söyledim. Bu nedenle yatalak olan eşim dahil diğer çalışan kızcağızımız dahil o gece yarısına kadar polisimize ifade verdik. Savcımıza 15 dakika süreyle olayı baştan sona anlattım. Savcımız hastaneye geçti. Bütün işlemler emniyetin ve savcılığın talimatları bıraktık. Hatta bende milletvekilliği dokunulmazlığımı bir kenara bırakıp barut izi var mı yok mu diye alınan SWAP işlemlerine katıldım. Tüm bildiklerimi anlattım. Tabi bazı çevreler geçmişte Türk Silahlı Kuvvetlerinde ve TBMM’de yaptığım çalışmalardan hoşnutsuz olanlar bunu fırsata çevirip beni ve ailemi yerin dibine kadar soktular. Allah hiçbirinizi bu duruma düşürmesin. Şu anda soruşturma devam ediyor. Bana düşen bütün görevleri ben yaparım.”

İşte o konuşma: