AKP KAZANDI,NECATİ DOĞRU KAYBETTİ!..SEÇİM İÇİN GİRDİĞİ BAHİS DOĞRU'YA PAHALIYA PATLADI!..İŞTE "AĞUSTOS MAAŞI ERİDİ,EYLÜL MAAŞI YETMİYOR" DİYEN ÜNLÜ YAZARIN KAYBETTİKLERİ!..
Zafer Mutlu'ya bir takım elbise, yazı işlerine (25 kişi) Kumkapı'da akşam yemeği, Okay Gönensin'e Kebapçı Hamdi'de yemek, Oğuz Karamuk'a bir şişe en iyi cins şarap...
Özeleştirimi yapmalıyım. Ben anketlerin hormonlu olduğunu, yabancı bankaların para desteğiyle yapıldıklarını ve halkı AKP lehine yönlendirme amacı taşıdıklarını yazmıştım.
Yanıldım.
Tarhan Erdem´den ve seçim sonuçlarını "kabul edilebilir standart sapmalar içinde" bilmiş olan diğer araştırmacılardan özür dilerim. Sandıklar açıldı, anketler hormonsuz çıktı, benim tahminin hormonlu olduğu netleşti.
Sararan...
Moraran...
Ben oldum...
Bahse de girmiştim.
Zafer Mutlu´nun tahminleri doğru çıktı. Ona bir takım elbise alacağım. Bizim gazetenin bütün yazı işleri müdürleri ile editörlerine (25 arkadaşım) Kumkapı´da Balıkçı Sabahattin´de akşam yemeği kaybettim, onları yemeğe götüreceğim. Okay Gönensin de bildi. Okay Gönensin´i de Kebapçı Hamdi´de akşam yemeğine götüreceğim. Ekonomi servisinden muhabir arkadaşım Oğuz Karamuk´a da en iyi cins bir şişe şarap alacağım. Bütün eski solcu arkadaşlarım; özellikle "şu anda halk çizgisini CHP değil AKP temsil ediyor, Necati sen halkın duygularını ölçebilme becerisinden uzaklaşıyorsun, dikkatli ol" diye beni uyaran dostlarım Yalçın Sayın ile Yücel Yaman´ı da yemeklere götüreceğim.
Ağustos maaşım eridi.
Eylül maaşım da yetmiyor.
Bedeli ödeyeceğim.
***
Seçim gecesi saat 22´den beri "Beni kim aldattı, tahminlerime hormonu, benden habersiz kim zerk etti" diye düşünüyorum.
Halk mı takiye yaptı.
Feryatlar içindeydi.
Öldük. Bittik.
İşsizlikten kavrulduk.
Çiftçi mutsuz.
İşçi mutsuz.
Memur mutsuz.
Esnaf mutsuz.
Sanayici mutsuz.
Bankalar yabancıya satılıyor. Cumhuriyet döneminin birikimiyle kurulmuş Telekom´dan PETKİM´e bütün varlıklar dış küresel sermayenin mülkiyetine aktarılmakta... İhracatın içindeki ithalat payı yüzde 70´lere ulaşıyor.
Cari açık alev olmuş.
Yüksek reel faizin yaratığı üçlü sömürü; kamudan özel sektöre, fakirden zengine, yurt içinden yabancı fon sahibine gelir transfer edilmesiyle Türkiye halkı geleceğinden yiyor. Ekonomi 21 çeyrektir büyüyor fakat bu büyüyen pastadan en yüksek payı yine emekçi halk kesimleri değil, parası olan, işi tıkırında yabancılarla iş birliği içindeki azınlık gasp ediyor. Yabancıların devlet tahvili, Hazine bonosu ve borsa kazançlarından vergi alınmıyor ama Türkler bu kazançlara yüzde 10 vergi ödüyor. Zenginle fakir arasındaki fark 23.5 kata çıktı. Her ailede bir-iki kişi işsiz, Başbakan ile bakanlar oğullarını gemilendiriyorlar fakat bütün aileler borçlu. Kredi kartlı hayat acı vermeye başladı.
***
Şehitler ülkesi olduk.
Her gün birden fazla askerimiz şehit ediliyor, Başbakanımız ise "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diye kendince açıklamalara sarılarak şehit anne babaları incitmekten çekinmiyor. Meydanlar; "Yaşama biçimimiz tehlikede" diye milyonlarca tepkili insanla doluyor. Genelkurmay, sitesine "elektronik muhtıra" koyma noktasına geliyor. Türkiye´nin Avrupa Birliği´ne vidalanma hayali de bitiyor.
Bu durumda ne beklersin?
İktidarın oy yitirmesini.
Tersi oldu.
6 milyon oy artırdı.
Halk takiye yaptı.
Gerçek niyetini sakladı.
Bana öldüm bittim feryadını gösterdi, seçimde sandığa giden her iki kişiden biri "AKP´den ve Tayyip Erdoğan´dan memnunum" dedi. Halk, oyunu kendi iradesine, bilincine, dünyaya ve hayata bakışına, demokrasiden beklentisine göre kullan
Yanıldım.
Tarhan Erdem´den ve seçim sonuçlarını "kabul edilebilir standart sapmalar içinde" bilmiş olan diğer araştırmacılardan özür dilerim. Sandıklar açıldı, anketler hormonsuz çıktı, benim tahminin hormonlu olduğu netleşti.
Sararan...
Moraran...
Ben oldum...
Bahse de girmiştim.
Zafer Mutlu´nun tahminleri doğru çıktı. Ona bir takım elbise alacağım. Bizim gazetenin bütün yazı işleri müdürleri ile editörlerine (25 arkadaşım) Kumkapı´da Balıkçı Sabahattin´de akşam yemeği kaybettim, onları yemeğe götüreceğim. Okay Gönensin de bildi. Okay Gönensin´i de Kebapçı Hamdi´de akşam yemeğine götüreceğim. Ekonomi servisinden muhabir arkadaşım Oğuz Karamuk´a da en iyi cins bir şişe şarap alacağım. Bütün eski solcu arkadaşlarım; özellikle "şu anda halk çizgisini CHP değil AKP temsil ediyor, Necati sen halkın duygularını ölçebilme becerisinden uzaklaşıyorsun, dikkatli ol" diye beni uyaran dostlarım Yalçın Sayın ile Yücel Yaman´ı da yemeklere götüreceğim.
Ağustos maaşım eridi.
Eylül maaşım da yetmiyor.
Bedeli ödeyeceğim.
***
Seçim gecesi saat 22´den beri "Beni kim aldattı, tahminlerime hormonu, benden habersiz kim zerk etti" diye düşünüyorum.
Halk mı takiye yaptı.
Feryatlar içindeydi.
Öldük. Bittik.
İşsizlikten kavrulduk.
Çiftçi mutsuz.
İşçi mutsuz.
Memur mutsuz.
Esnaf mutsuz.
Sanayici mutsuz.
Bankalar yabancıya satılıyor. Cumhuriyet döneminin birikimiyle kurulmuş Telekom´dan PETKİM´e bütün varlıklar dış küresel sermayenin mülkiyetine aktarılmakta... İhracatın içindeki ithalat payı yüzde 70´lere ulaşıyor.
Cari açık alev olmuş.
Yüksek reel faizin yaratığı üçlü sömürü; kamudan özel sektöre, fakirden zengine, yurt içinden yabancı fon sahibine gelir transfer edilmesiyle Türkiye halkı geleceğinden yiyor. Ekonomi 21 çeyrektir büyüyor fakat bu büyüyen pastadan en yüksek payı yine emekçi halk kesimleri değil, parası olan, işi tıkırında yabancılarla iş birliği içindeki azınlık gasp ediyor. Yabancıların devlet tahvili, Hazine bonosu ve borsa kazançlarından vergi alınmıyor ama Türkler bu kazançlara yüzde 10 vergi ödüyor. Zenginle fakir arasındaki fark 23.5 kata çıktı. Her ailede bir-iki kişi işsiz, Başbakan ile bakanlar oğullarını gemilendiriyorlar fakat bütün aileler borçlu. Kredi kartlı hayat acı vermeye başladı.
***
Şehitler ülkesi olduk.
Her gün birden fazla askerimiz şehit ediliyor, Başbakanımız ise "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diye kendince açıklamalara sarılarak şehit anne babaları incitmekten çekinmiyor. Meydanlar; "Yaşama biçimimiz tehlikede" diye milyonlarca tepkili insanla doluyor. Genelkurmay, sitesine "elektronik muhtıra" koyma noktasına geliyor. Türkiye´nin Avrupa Birliği´ne vidalanma hayali de bitiyor.
Bu durumda ne beklersin?
İktidarın oy yitirmesini.
Tersi oldu.
6 milyon oy artırdı.
Halk takiye yaptı.
Gerçek niyetini sakladı.
Bana öldüm bittim feryadını gösterdi, seçimde sandığa giden her iki kişiden biri "AKP´den ve Tayyip Erdoğan´dan memnunum" dedi. Halk, oyunu kendi iradesine, bilincine, dünyaya ve hayata bakışına, demokrasiden beklentisine göre kullan