Dilipak: Şans oyunlarını ne yapalım; oradan imamlara da maaş ödeniyor!
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, kamuoyunda sıklıkla gündeme getirilen "Diyanet mensuplarına şans oyunlarından gelen gelirle de maaş veriliyor, Diyanet ise 'haramdır' fetvası veriyor" tartışmasına katıldı.
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, kamuoyunda sıklıkla gündeme getirilen "Diyanet mensuplarına şans oyunlarından gelen gelirle de maaş veriliyor, Diyanet ise 'haramdır' fetvası veriyor" tartışmasına katıldı. Dilipak, "Bu Spor Toto gelirlerini, at yarışı gelirlerini ne yapalım. Şarap üreticilerinden, İddaa, Milli Piyangodan alınan vergi gelirleri genel bütçeye aktarılıyor. Oradan imamlara da maaş ödeniyor mesela" dedi.
Diyanet "Piyango bileti almak kumardır ve haramdır" demişti. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, “Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, loto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar kumardır ve haramdır. Bu tür kumarların, geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebi ile zararı daha da yaygın olmaktadır” açıklaması yapmıştı.
"Bizim günahkârlar hacca gidip-gelince günah defterini sildirdiklerini düşünürler" diyen Dilipak'ın "Oltaya din takarak Müslüman avlamak" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
...Sahi şimdi bu Spor Toto gelirlerini, at yarışı gelirlerini ne yapalım.
Mesela şarap üreticilerinden, İddaa, Milli Piyangodan alınan vergi gelirleri genel bütçeye aktarılıyor. Oradan imamlara da maaş ödeniyor mesela. Ya da İHL, ilahiyatların inşaat, öğretmen giderleri için harcanıyor. O zaman sorun olmuyor mu? Genelev gelirlerinden alınan vergi de dahil buna. Bar, pavyon, gazino gelirleri de dahil. Bankaların riba gelirlerinden gelen paylar da var. Şarap ithalatından, ihracatından gelirler var.
Mesela şöyle düşünemiyor muyuz: Mafya babasının haram parasına devlet el koysa ve bunu hazineye irad kaydetse ne yapacağız. Bu KDV, ÖTV’yi caydırıcı ceza olarak görsek olur mu?
Şöyle mi yapalım, devletin haram işleri var, şarap alınıyor, opera ve bale giderleri var, oralarda mı harcamak gerek.
Bu paraları Yeşilay’a veremez miyiz, alkol, uyuşturucu, sigara, kumar gibi bağımlılıklarla mücadele için kullanılsa bu paralar. Yani “def-i mazarrat” için olmaz mı?
Aslında bu işte en önemli çarpıklık şu: Cami inşaatı, İHL inşaatı önünde “Spor Toto”yu meşrulaştırıyoruz. Bu yanlış. Bu kocaman levhaları oraya kim dikiyorsa, ona bunun sebebi hikmetini sormak gerek. O “Spor Toto” parası ile İHL, cami, öğrenci yurdu yaptırma konusuna gelince, bizi şuuraltımız rahat bırakmıyor. Bir takım işlerin ters gittiği ile ilgili bir vicdani refleks, inanç temelli sosyal bir alerji söz konusu. Bu önemli ama bu işin tehlikeli yanı şu: Tek bir olaya indirgenmiş tepki, bir günah keçisi bulup onun üzerinde öfke deşarjı ile tatmin olmak!
Spor Toto’ya duyduğunuz tepkiyi, “zorunlu bağış”, rüşveti gizlemek için manevi bir kamuflaj haline gelen bu tür işlere karşı duyuyor muyuz? Camiye yapılan yardımlar “Hayır” değil, birilerini kendi günahını gizlemek için kamuflaj talebine “Hayır” diyememekten kaynaklanıyor olmasın sakın, bir arkadaşın dediği gibi!
Bırakalım şimdi bugün Kırıkkale Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi inşasını da, dün (9.3.2011)’de Spor Toto’nun katkılarıyla (Diyanet’in “piyango ve şans oyunları haramdır” fetvasını da hatırlatarak) M. Akif’in vefatının 75. ve İstiklal Marşı’nın kabulünün 90. yılı hatırasına basılan Milli Piyango biletini nasıl açıklayacağız?. Milli Piyango Mevlana’yı da kullandı, Yunus Emre’yi de, Fatih’i de! Bunu, hilafet parası ile riba kuruluşu inşa etme işinin rövanşı olarak mı değerlendireceğiz. Bir de Veda Haccı hutbesini yayınlasaydı, veladet kandili vesilesi ile “Kumar yasaklanmıştır” diye bari.!?
Bir: Her sakallıyı hoca sanmayalım. Tek başına iyi niyet her zaman yeterli olmayabilir. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. İki: Bizim ne yaptığımız kadar, o şeyin nasıl anlaşıldığına ve başka bir olay vesilesi ile olumsuz bir misal teşkil edip etmediğine de bakalım. Yapacağımız her iş, söyleyeceğimiz her söz, efradına cami, ağyarına mani olmalı.
Müslümanları “dönüştürmek”, dinlerinden şüpheye düşürmek için ne lazımsa yapıyorlar. Namaz, oruç, hac, zekât, melek, cin, şeytan, kader, rızık, meal, tefsir, te’vil, mezhep, tarikat her şey tartışma konusu. Resul, nebi, hadis derken, şimdi Kur’an’ın manası mı lafzı mı ilahi diye bir tartışma attılar ortaya. Birileri boş durmuyor. Atomizasyon, nötralizasyon ve agnostizm çabaları bütün hızı ile artarak devam ediyor.
Ne diyeceğimi bilmiyorum ki. Halimiz bu. Durum bu. Tek dert bu olsa neyse. Bu devede kulak! Oltasına sentetik bir din takarak Müslüman avına çıkan münafıklara dikkat. Sadece oltalarında değil, dillerine de taktıkları ayetler vardır onların. Aman dikkat! Bu günlerde yine, suret-i haktan gözükerek, bizden birilerinin arasına katılarak ortalığı karıştırmak isteyen birileri var.