Akit TV'den 'Zulüm 1938'de son buldu' başlığına pişkin savunma: "Tahammül edilmeliydi"
Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde “Zulüm 1938'de son buldu" başlığıyla Akit TV'de yayınlanan haberle ilgili açılan davanın ikinci duruşması yapıldı
Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada AKİT TV yayınlarından ve programlarından sorumlu müdür olan tutuksuz sanık Ali Özken hazır bulundu. Öte yandan İstanbul Barosu Başkanlığı, İzmir Barosu Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Ankara Genel Merkezi'ni temsilen avukatlar ile müştekiler de duruşma salonunda hazır bulundu.
SANIK MAHKEMEYE 5 SAYFALIK SAVUNMASINI SUNDU
Duruşmada savunma yapan sanık Ali Özken, AKİT TV'nin sorumlu müdürü olarak görev yaptığını, aylık gelirinin 2 bin 500 TL olduğunu ve üniversite mezunu olduğunu söyledi. Sanık Özken 'Hakaret ve suç yoktur' dedi ve mahkemeye 5 sayfalık yazılı savunmasını sundu. Özken'in avukatı Ali Pacci de “Esasa ilişkin savunmalarımızı bildirmek için süre talep ediyoruz" diye konuştu.
SORUMLULUĞU BAŞKASINA ATTI
Sanık Ali Özken mahkemeye sunduğu 5 sayfalık savunmasında kanalın sorumlu müdürü olmak dışında iddianameye konu fille hiçbir irtibatının olmadığını ve fiile iştirakinin söz konusu olmadığını söyledi. Sanık Özken “Sırf sıfatım sebebiyle objektif olarak sorumlu tutulmam kanuna aykırıdır. Soruşturma aşamasında failler belirlenebilirdi" dedi. Özken savunmasının devamında soruşturma konusu yayının, haber verme ve eleştiri hakkının kullanılmasından ibaret olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade özgürlüğü maddelerine örnekler sundu.
“TAHAMMÜL İLE KARŞILANMALIYDI"
Sanık Özken, yazılı savunmasını şu sözlerle tamamladı:“10 Kasım 2015 günü yapılan yayın, Atatürk'ün saltanat rejimini kaldırarak kurduğu Cumhuriyet ve onun demokrasiye olan inancına uygun biçimde, farklı görüş ve düşünceler, çarpıcı, rahatsız edici bir dille ifade edilseler bile tahammül ile karşılanmalıydı. Yayının içeriğinde bu nitelemenin somut dayanakları da gösterilmiş, Mustafa Kemal'in özellikle Cumhuriyetin kuruluşundan sonra haksızlık ya da zulüm olarak yorumlanan ve yoğun olarak tartışılan bazı uygulamaları gösterilmiştir. Kurucu devlet başkanı olarak Mustafa Kemal'in kutsanmışlığından, masumiyetinden söz edilemeyeceğine göre, hatalarının velev ki ölüm gününde de olsa dile getirilmesi ceza tehdidi ile karşılanmamalıydı. İfade özgürlüğü zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici ve ya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. AİHM kararlarında bu durum açıkça belirlenmiştir."
SANIĞIN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
İstanbul Barosu Başkanlığı adına konuşan Avukat Atilla Özen de Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde hazırlanan programda kamu yararı olmadığını, Atatürk'e kasıtlı olarak hakarette bulunulduğunu belirterek, sanığın cezalandırılmasını istedi. Duruşmada dinlenen 13 müşteki de sanığın cezalandırılmasını talep etti. Esasa ilişkin savunmasını yapması için sanık ve avukatına süre veren mahkeme, duruşmayı Eylül ayına erteledi.
SANIK MAHKEMEYE 5 SAYFALIK SAVUNMASINI SUNDU
Duruşmada savunma yapan sanık Ali Özken, AKİT TV'nin sorumlu müdürü olarak görev yaptığını, aylık gelirinin 2 bin 500 TL olduğunu ve üniversite mezunu olduğunu söyledi. Sanık Özken 'Hakaret ve suç yoktur' dedi ve mahkemeye 5 sayfalık yazılı savunmasını sundu. Özken'in avukatı Ali Pacci de “Esasa ilişkin savunmalarımızı bildirmek için süre talep ediyoruz" diye konuştu.
SORUMLULUĞU BAŞKASINA ATTI
Sanık Ali Özken mahkemeye sunduğu 5 sayfalık savunmasında kanalın sorumlu müdürü olmak dışında iddianameye konu fille hiçbir irtibatının olmadığını ve fiile iştirakinin söz konusu olmadığını söyledi. Sanık Özken “Sırf sıfatım sebebiyle objektif olarak sorumlu tutulmam kanuna aykırıdır. Soruşturma aşamasında failler belirlenebilirdi" dedi. Özken savunmasının devamında soruşturma konusu yayının, haber verme ve eleştiri hakkının kullanılmasından ibaret olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade özgürlüğü maddelerine örnekler sundu.
“TAHAMMÜL İLE KARŞILANMALIYDI"
Sanık Özken, yazılı savunmasını şu sözlerle tamamladı:“10 Kasım 2015 günü yapılan yayın, Atatürk'ün saltanat rejimini kaldırarak kurduğu Cumhuriyet ve onun demokrasiye olan inancına uygun biçimde, farklı görüş ve düşünceler, çarpıcı, rahatsız edici bir dille ifade edilseler bile tahammül ile karşılanmalıydı. Yayının içeriğinde bu nitelemenin somut dayanakları da gösterilmiş, Mustafa Kemal'in özellikle Cumhuriyetin kuruluşundan sonra haksızlık ya da zulüm olarak yorumlanan ve yoğun olarak tartışılan bazı uygulamaları gösterilmiştir. Kurucu devlet başkanı olarak Mustafa Kemal'in kutsanmışlığından, masumiyetinden söz edilemeyeceğine göre, hatalarının velev ki ölüm gününde de olsa dile getirilmesi ceza tehdidi ile karşılanmamalıydı. İfade özgürlüğü zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler ve fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici ve ya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. AİHM kararlarında bu durum açıkça belirlenmiştir."
SANIĞIN CEZALANDIRILMASI İSTENDİ
İstanbul Barosu Başkanlığı adına konuşan Avukat Atilla Özen de Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde hazırlanan programda kamu yararı olmadığını, Atatürk'e kasıtlı olarak hakarette bulunulduğunu belirterek, sanığın cezalandırılmasını istedi. Duruşmada dinlenen 13 müşteki de sanığın cezalandırılmasını talep etti. Esasa ilişkin savunmasını yapması için sanık ve avukatına süre veren mahkeme, duruşmayı Eylül ayına erteledi.