Akif Beki o habere dikkat çekti: Melih Gökçek bu haberle mi gitmeliydi, doğruysa skandal!
Karar yazarı Akif Beki, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili çıkan haberi 'şuursuzca basılmış' diye yorumladı.
Karar gazetesi yazarı Akif Beki, iktidara yakın bir gazetede Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili çıkan habere ilişkin, "İktidara yakın bir gazetede çıkmıştı. Melih Gökçek dahil, istifası istenen belediye başkanları direnirse başlarına gelecekleri anlatıyordu. Melih Gökçek bu haberle mi gitmeliydi, doğruysa skandal" dedi.
Beki haberi "şuursuzca basılmış" olarak yorumlayarak "Haber yalansa bir skandal! Yok doğruysa ortada iki skandal var demektir. Yalansa skandal çünkü... Bunu da mı duyacaktı bu kulaklar, bu günleri de mi görecekti bu gözler demeden, şuursuzca basmışlar gazeteye" diye yazdı.
Beki'nin Karar'daki "Bu haberle mi gitmeliydi Gökçek?" başlılkı yazısı şöyle:
AK Parti sözcüsü ne duruyor anlamış değilim, üstünden iki gün geçti, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki MYK’dan sızdığı iddia edilen o haberi hâlâ yalanlamadı.
İktidara yakın bir gazetede çıkmıştı. Melih Gökçek dahil, istifası istenen belediye başkanları direnirse başlarına gelecekleri anlatıyordu.
Partiden ihraç halinde, başkanlığa bağımsız olarak devam edebilecekleri düşünüldüğünden, ayak direyenleri İçişleri Bakanlığı’na havale etme kararı alınmış.
Bakanlık devreye sokulacak, bırakmak istemeyen başkanlar hakkında soruşturma açılarak görevden el çekmeleri sağlanacakmış.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
DOĞRUYSA İKİ SKANDAL
Haber yalansa bir skandal! Yok doğruysa ortada iki skandal var demektir.
Yalansa skandal çünkü... Bunu da mı duyacaktı bu kulaklar, bu günleri de mi görecekti bu gözler demeden, şuursuzca basmışlar gazeteye.
Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor olmalı ki... Devlet gücü parti siyasetinin emrine koşulmuş da tehdit ve şantaj amacıyla kullanılıyormuş gibi göstermekte bir sakınca görmemişler.
Güya iyilik yapıyorlar AK Parti’ye... Hiç dehşete kapılmadan, gayet doğal, olağan, sıradan bir parti kararı gibi yansıtmışlar.
Sanki ne var bunda, iktidar partileri yapar böyle şeyler, haktır, ellerindeki devlet imkanıyla suç dosyaları tutarlar, günü gelince de dosyasını koyarlar seçilmiş başkanların önüne, boyun eğerse sümenaltı ederler, eğmezse de açıp çatır çatır hesap sorarlarmış gibi...
Devlete de onu yöneten partiye de bundan korkunç bir iftira, bundan beter kötülük olur mu?
Baskıyla istifaya zorlamaktan görevi kötüye kullanarak suç örtbas etmeye kadar... Haberin mesajında, sadece istifa edenleri değil bakanlık soruşturmalarını da zan altında bırakan imalar var, devlet gücünü parti çıkarlarına alet etme şayiası var...
Bühtan üstüne bühtan...
Şiddetle reddetmesi gerekenlere bakıyorsunuz, ne AK Parti sözcüsünden ses çıktı, ne de İçişleri Bakanlığı’ndan.
Gördükleri halde görmezden geldiklerine ihtimal vermek istemiyorum. Eminim dikkatlerinden kaçmıştır...
HALK İRADESİNİN ÜSTÜNDE BİR İRADE YOKTU HANİ!
Dün Mehmet Ocaktan hatırlattı. Gezi olaylarında ‘demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir’ diyenlere, ‘Evet sadece sandıktan ibarettir’ demişti Erdoğan.
Sandıkla gelenin sokak gösterileri ya da başka sandık dışı yollarla gitmeyeceği, demokrasinin kalbinde sandığın yer aldığı tezini, AK Parti’den çok savunan olmamıştı. Kurulduğu günden beri siyasetinin temel kodu, kampanyalarının merkeziydi bu söylem.
Demokrasilerde halk iradesinin üstünde hiçbir güç tanımamaya çağıran onca slogandan, vesayetçi kafalarla onca savaştan, onca demokratik yönetim mücadelesinden sonra buraya mı gelinecekti?
Parti üst yönetiminin iradesini, halk iradesinin üstüne çıkaran, hatta tepesinde boza pişirten bu haber yok mu...
İşte bu haber, kafamıza kazınan her şeyi silmemizi, doğru bildiğimiz her şeyi unutmamızı ve demokratik siyaset dersine sıfırdan tekrar başlamamızı istiyor.
Seçimle gelen ancak seçimle gidecek derken, seçimle gelenin dayatmayla gitmeye zorlanmasını bile normal karşılamamızı telkin ediyor.
Çok tehlikeli bir haber. Doğrusu şöyle dursun, yalanı bile korkunç.
Beki haberi "şuursuzca basılmış" olarak yorumlayarak "Haber yalansa bir skandal! Yok doğruysa ortada iki skandal var demektir. Yalansa skandal çünkü... Bunu da mı duyacaktı bu kulaklar, bu günleri de mi görecekti bu gözler demeden, şuursuzca basmışlar gazeteye" diye yazdı.
Beki'nin Karar'daki "Bu haberle mi gitmeliydi Gökçek?" başlılkı yazısı şöyle:
AK Parti sözcüsü ne duruyor anlamış değilim, üstünden iki gün geçti, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki MYK’dan sızdığı iddia edilen o haberi hâlâ yalanlamadı.
İktidara yakın bir gazetede çıkmıştı. Melih Gökçek dahil, istifası istenen belediye başkanları direnirse başlarına gelecekleri anlatıyordu.
Partiden ihraç halinde, başkanlığa bağımsız olarak devam edebilecekleri düşünüldüğünden, ayak direyenleri İçişleri Bakanlığı’na havale etme kararı alınmış.
Bakanlık devreye sokulacak, bırakmak istemeyen başkanlar hakkında soruşturma açılarak görevden el çekmeleri sağlanacakmış.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
DOĞRUYSA İKİ SKANDAL
Haber yalansa bir skandal! Yok doğruysa ortada iki skandal var demektir.
Yalansa skandal çünkü... Bunu da mı duyacaktı bu kulaklar, bu günleri de mi görecekti bu gözler demeden, şuursuzca basmışlar gazeteye.
Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor olmalı ki... Devlet gücü parti siyasetinin emrine koşulmuş da tehdit ve şantaj amacıyla kullanılıyormuş gibi göstermekte bir sakınca görmemişler.
Güya iyilik yapıyorlar AK Parti’ye... Hiç dehşete kapılmadan, gayet doğal, olağan, sıradan bir parti kararı gibi yansıtmışlar.
Sanki ne var bunda, iktidar partileri yapar böyle şeyler, haktır, ellerindeki devlet imkanıyla suç dosyaları tutarlar, günü gelince de dosyasını koyarlar seçilmiş başkanların önüne, boyun eğerse sümenaltı ederler, eğmezse de açıp çatır çatır hesap sorarlarmış gibi...
Devlete de onu yöneten partiye de bundan korkunç bir iftira, bundan beter kötülük olur mu?
Baskıyla istifaya zorlamaktan görevi kötüye kullanarak suç örtbas etmeye kadar... Haberin mesajında, sadece istifa edenleri değil bakanlık soruşturmalarını da zan altında bırakan imalar var, devlet gücünü parti çıkarlarına alet etme şayiası var...
Bühtan üstüne bühtan...
Şiddetle reddetmesi gerekenlere bakıyorsunuz, ne AK Parti sözcüsünden ses çıktı, ne de İçişleri Bakanlığı’ndan.
Gördükleri halde görmezden geldiklerine ihtimal vermek istemiyorum. Eminim dikkatlerinden kaçmıştır...
HALK İRADESİNİN ÜSTÜNDE BİR İRADE YOKTU HANİ!
Dün Mehmet Ocaktan hatırlattı. Gezi olaylarında ‘demokrasi sadece sandıktan ibaret değildir’ diyenlere, ‘Evet sadece sandıktan ibarettir’ demişti Erdoğan.
Sandıkla gelenin sokak gösterileri ya da başka sandık dışı yollarla gitmeyeceği, demokrasinin kalbinde sandığın yer aldığı tezini, AK Parti’den çok savunan olmamıştı. Kurulduğu günden beri siyasetinin temel kodu, kampanyalarının merkeziydi bu söylem.
Demokrasilerde halk iradesinin üstünde hiçbir güç tanımamaya çağıran onca slogandan, vesayetçi kafalarla onca savaştan, onca demokratik yönetim mücadelesinden sonra buraya mı gelinecekti?
Parti üst yönetiminin iradesini, halk iradesinin üstüne çıkaran, hatta tepesinde boza pişirten bu haber yok mu...
İşte bu haber, kafamıza kazınan her şeyi silmemizi, doğru bildiğimiz her şeyi unutmamızı ve demokratik siyaset dersine sıfırdan tekrar başlamamızı istiyor.
Seçimle gelen ancak seçimle gidecek derken, seçimle gelenin dayatmayla gitmeye zorlanmasını bile normal karşılamamızı telkin ediyor.
Çok tehlikeli bir haber. Doğrusu şöyle dursun, yalanı bile korkunç.