AKİF BEKİ HÜRRİYET'TE YAZMAYA BAŞLADI; İLK YAZISINDA NELERE DEĞİNDİ?
Hürriyet gazetesinin flaş transferi Akif Beki bugün yeni gazetesinde işbaşı yaptı.
Beki kendi cephesinden Hürriyet'i tarif ettiği yazısında yeni mahallesindeki komşularını anlattı. Enis Berberoğlu, Ertuğrul Özkök, Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan, Ayşe Arman, Mehmet Yılmaz için çarpıcı ifadeler kullanan Akif Beki komşularına dizdiği övgülerle dikkat çekti. Özellikle Berberoğlu ve Özkök için çarpıcı övgüler kaleme alan Beki "Hürriyet Dünyası, fenomenler dünyası bir kere." dedi.
İşte Akif Beki'nin Hürriyet okurlarıyla buluştuğu ilk yazısındaki ilgili bölüm:
5 yıla geliyor Doğan Grubu’ndayım gerçi ama Hürriyet Dünyası’nda bu ilk yazım. Usuldendir, destur çekilir. Giriş niyetine birkaç kelam etmeli ki âdet yerini bulsun.
Hürriyet Dünyası, fenomenler dünyası bir kere. Çokturlar, bir değil iki değil.
Enis Berberoğlu’nun entrik zekâsı, başlı başına bir olgu. Hakkıyla incelemek için uzman heyeti lazım.
Ertuğrul Özkök’ün tek kişilik Disneyland’i, ayrı bir âlem. Allah var, Özkök de o salıncaktan bu salıncağa parkın altını üstüne getirmekte çok mahir. Oyun parkı değil mübarek, fenomenoloji tarlası.
Mehmet Yılmaz’ın kendine has politik ironi denemeleri, son zamanlarda hayli dikkat çekici. Mütemadiyen Kızılay Bakanlıklar’daki sabit bir noktaya atış yapıyor. İsabet oranını hesaplamak bile başlı başına dert.
Yılmaz Özdil’in İzmir temelli sentetik kolajları, Ahmet Hakan’ın imam hatip yıllarına dayalı analitik kolajları tek tek ele alınmalı. Nasıl desem, Picasso mezarından kalkıp gelse bu yazı destelerini gördükten sonra kübizmi tanımaz, o kadar iç içe geçmiş her şey.
Sedat Ergin’in ekstra titiz devlet gibi keskinliği, Taha Akyol’un kılı kırk yaran ciddiyet ve itidali ise bir başka boyut katıyor bu evrene.
Kadın fenomen olmaz mı hiç aralarında, o da var. Birden fazla üstelik. Kaldı ki Ayşe Arman bile yeter tek başına. Serbestliğin yakasını bir açtı ki, kitabını oturup baştan yazsan bir daha kapanmaz.
Sayalım mı daha?
Komşularıma bu gözle bakınca hak vermişsinizdir bana. Kadroda yok yok, tek eksik Bay Deki. Ben de gelirken yanımda onu getirdim.
Malum, kendileri benim alter egom olur, kiminizin zihnindeki hayali kişiliğim. İçimdeki klişe ezbercisi, önyargılarımın efendisi, kesin inançlarımın sözcüsü.
Sizde de vardır ya, hani böyle sizden içeri bir siz. İşte benimkinin adı Bay Deki.
Aramızda ters düştüğümüz de oluyor tabii. Yüksek sesle münakaşa ettiğimiz bile oluyor.
Umarım mahallenin eski sakinleri, iki kişilik kalabalığımızı mesele yapmazlar.
Çokseslilik, içindeki diğer bütün sesleri susturmuş olan tekseslilere ciddi rahatsızlık verebilir. Baştan söyleyeyim de hır gür çıkmasın sonra, neme lazım.