Akif Beki gazete editörlerine seslendi: Rahip Brunson madem ajandı niye salındı?

Karar yazarı Akif Beki, İzmir’de 'ev hapsi'nde olan ABD vatandaşı rahip Andrew Craig Brunson hakkında yapılan haberleri eleştirdi.

Karar yazarı Akif Beki, İzmir’de 'ev hapsi'nde olan ABD vatandaşı rahip Andrew Craig Brunson hakkında yapılan haberleri eleştirerek, "Her ne kadar İzmir’deki ağır ceza mahkemesi tutuksuz yargılanmasına hükmettiyse de.Bu gazeteler, yargılamayı çoktan bitirdiği için o defteri kapatmış, geri adım atmıyor" diye yazdı.

Editörlere seslenen Beki, dün yapılan haberlerde Brunson'dan ajan ve FETÖ’cü diye bahsedildiğini ceza mahkemesinin aksine haberlerde Brunson'a gazeteciler tarafından hüküm verildiğini vurguladı.

Akif Beki'nin "‘Madem ajandı niye salındı’ dedirten başlıklar" yazısı şöyle:

"ABD’li rahibi tahliye eden mahkeme kararına değil sözüm, yanlış anlaşılmasın. Dün hala ısrarla Brunson’dan ajan ve FETÖ’cü diye bahseden gazete editörü arkadaşlara söylüyorum.

Her ne kadar İzmir’deki ağır ceza mahkemesi tutuksuz yargılanmasına hükmettiyse de... Bu gazeteler, yargılamayı çoktan bitirdiği için o defteri kapatmış, geri adım atmıyor.

Tahliye haberini verirken bile ajanlık ve FETÖ’cülüğü yargı kararıyla hükme bağlanmış, suçları kesinleşmiş gibi söz ediyorlar.

Biri, “FETÖ’nün papazına ev hapsi” başlığıyla duyuruyor gelişmeyi. Diğeri “ABD’li ajana ev hapsi” demeyi uygun görüyor.

Başka da örneği yok, taradım dünkü başlıkları, bir tek bu ikisi üst mahkemenin bozma kararına direnen yerel mahkeme edasıyla kararlarında ısrar ediyor.

Sulandırma ve sorumsuzlukta nam yapan gazetecikler bile dillerini düzeltmiş, önceki mahkumiyet kararlarını tashih etmiş görünürken üstelik.

“ABD’li rahibe ev hapsi” diyen de var, “ABD’li rahibin tutukluluğu kelepçeli ev hapsine çevrildi” diyen de...

“Pastör Brunson ev hapsine alındı” deyip geçmiş çoğu. En fazla tahliye sözcüğünü kullanmaktan, salıverme olarak tanımlamaktan kaçınmışlar, ki anlaşılabilir.

Dikkatinizi çekerim, “Casusluk sanığı ABD’li rahip” hatırlatmasına dahi başvurmamış kimse.

Zaten, iki yıldır tutuklu süren yargılamada henüz sadece bir sanık Brunson. Herhangi bir suçu sabit görülmüş değil. Yerel mahkeme bile kararını vermemiş, düşünün bir de temyizi olacak.

İşte bu aşamada...

Hem FETÖ hem de PKK’nın terör faaliyetlerini desteklemenin yanı sıra, devletin gizli bilgilerini casusluk amacıyla temin etmekle suçlanıyorken...

Mahkeme; delillerin büyük oranda toplandığı, karartma ihtimali kalmadığı, ayrıca sağlık mazereti ve tutukluluktan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceği gerekçesiyle tahliye verdi. Yabancı ülke vatandaşı olmasına rağmen, kaçma şüphesiyle tutukluluğunun devamına demedi.

Fakat anlaşılan o ki ev hapsi şartıyla tutuksuz yargılanmasına, medya mahkemesinden iki pasif itiraz var. Mahkeme yerine geçip sanığa hüküm giydirme ve cezasını yargısız infaz etme ısrarı sürüyor iki gazetemizin.

En çok da şu yüzden takıldım...

Brunson’u, mahkemeyi çelişkiye düşürme pahasına ajan ve terörist göstermekte direteceğine, benzer durumdakiler lehine tahliyesinden emsal çıkarmaz mı normalde yahu gazeteci!

Amerikan vatandaşı rahibin kaçma şüphesi yok, dışarıda karartacağı delil yok, tahliyesinde sakınca yok, pekala tutuksuz da yargılanabiliyor, sağlığı sağlık da... Misal, Nazlı Ilıcak’ın neden illa tutuklu yargılanması şart, aynı sebepler Osman Kavala için de niye geçerli değil diye sorgulaması gerekmez mi!"