Akif Beki cevabı 'bir bilen'den aldı: Erdoğan hangisini seçer? İslamcıya karşı tetikçiyi tutar mı?
Hürriyet yazarı Akif Beki, Cem Küçük'ün "Mavi Marmara'daki manyak tiplerle AK Parti'nin yollarını ayırması lazım" tartışmasına 'bir bilen'in yazdıklarını köşesine taşıyarak katıldı.
Hürriyet yazarı Akif Beki, gazeteci Cem Küçük'ün “Artık AK Parti’nin bu radikal İslamcılarla da, yani bu Mavi Marmara’daki manyak tipler, yani kafadan İsrail düşmanı, kafadan Batı düşmanı, kafadan her şeye düşman tipler var, bunlarla da yolların ayrılması lazım" ifadesiyle başlayan tartışmalarla ilgili olarak "Devlet adına tehditler savuracak, güya ‘reis’çilik namına ortalıkta terör estirecek kadar ileri gitmişlerdi ‘rol çalma’da. İşte bu hırtlık, taciz ede ede mahalleliyi ayağa kaldırdı. İnfial uyandırmayı başardılar sonunda" dedi.
"İktidar mahallesinin eskilerinde can sıktı bitmeyen sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp durmaları" ifadesini kullanan Beki, "Paçozların etrafa verdikleri rahatsızlık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşınca sessizlik bozuldu, gürültü bundan koptu" diye yazdı.
Akif Beki'nin "İslamcılığı yanlış biliyor olmayasın" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Erdoğan’ın İslamcıları AK Parti’den tasfiye etmesini isteyen kimi azgın tetikçiler başlattı tartışmayı.
Şuur kaybından mı, ‘ne oldum delisi’ olmaktan mı, dikkat çekme işgüzarlığından mı, artık ne derseniz, cüretkârlık palasını taşa çaldılar.
Devlet adına tehditler savuracak, güya ‘reis’çilik namına ortalıkta terör estirecek kadar ileri gitmişlerdi ‘rol çalma’da.
İşte bu hırtlık, taciz ede ede mahalleliyi ayağa kaldırdı. İnfial uyandırmayı başardılar sonunda.
Eskilerde sabrı taşırdılar
İktidar mahallesinin eskilerinde can sıktı bitmeyen sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp durmaları.
Paçozların etrafa verdikleri rahatsızlık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşınca sessizlik bozuldu, gürültü bundan koptu.
‘Asli unsur’lardan bazı kalemler, ‘dağdan gelip bağcıyı mı kovuyorsunuz, aklınızı başınıza alın’ tepkisi gösterince büyüdü olay...
Köşe komşum Özkök işte bu safhada daldı topa. Tutacağı tarafı seçmekte henüz bocalıyor gibi.
Fakat ‘tetikçi’yi bile ‘İslamcı’ya tercih etme eğiliminde, önyargılarını dizginleyemiyor.
Komşumun zor ikilemi
‘Cehaletimi mazur görün ama’ diyerek naifçe yardım çağırmalarına kayıtsız kalamazdım.
“Çok iyi bir şey mi ki, son günlerde herkes birden İslamcı kesilme kuyruğuna girdi... Bir tetikçiye karşı gelişen ‘İslamcı-Mavi Marmaracı’ tepkinin mantığını biri anlatsın bana” diyor.
İkna edici mi, değil mi kendi bilir ama benden komşuma ‘çamsakızı çoban armağanı’ bir katkı olsun.
Tetikçilerin dil uzattığı İslamcılık nedir, ne değildir? İslamcı kime denir, kaça ayrılır diye... Vikipedia karıştırmaktan da yaşadığı kafa karışıklıkları ve fikri bunalımlardan da bugün kurtarıyorum onu.
Müracaat edilecek kaynağı ayağına getiriyorum. Buyursun, ‘bir bilen’den okusun.
Aşağıdaki alıntılar o yazıdan
İsmail Küçükkılınç, “Erdoğan İslamcıları tasfiye eder mi” sorusuna, Karar gazetesinde etraflıca bir manifestoyla cevap verdi.
İslamcıyla tetikçi arasında seçimini yaparken komşumun işine yarayacak bölümleri şöyle:
“Siyasal İslamcılık tabirinin bilinçsizce kullanıldığını söyleyebiliriz.
İslamcılık, siyasi olsun olmasın modern bir olgu, anlayış ve tavırdır. Şeriatçılıkla eşanlamlı olmadığı gibi selefîlik, dindarlık ve muhafazakârlıktan da farklıdır.
İslam dünyasındaki geri kalmışlığın tek suçlusu olarak Avrupa ve Hıristiyanları görmez. Bunda Müslümanların ve onların Kuran, hadis ve tasavvuf anlayışlarının ciddi kusuru olduğunu kabul eder...”
İslamcıya karşı tetikçiyi tutar mı yine de?
Karar vermekte hâlâ zorlanıyorsa devamına buyursun:
“İslamcılık, tektip değildir. Farklı coğrafyalarda farklı görünümler kazanır. Osmanlı-Türk İslamcılığında saltanat yerine meşrutiyeti savunmak gibi özgürlükçü rejim muhalifliği öne çıkar.
Sömürge toprakları İslamcılığında ise işgalci emperyalistlere karşı cihat, haliyle yabancı-Avrupa düşmanlığı barizdir.
Cumhuriyet dönemi İslamcılığını, Namık Kemal’lerin Yeni Osmanlı İslamcılığı ile Mehmet Âkif’lerin İttihatçı İslamcılığı etkilemiştir.
Şu an için eklemlenmiş görünse de İslamcılık, AK Parti ile özdeş değildir. Çünkü İslamcılık her çeşidiyle itiraz, eleştiri ve mücadeleye dayanan entelektüel bir çabadır.
İslamcılıkta rejim ve iktidar eleştirisinin eski ve kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz...”
Peki Erdoğan hangisini seçer?
16 Nisan dahil her seçimde Erdoğan’ı desteklediğini söyleyen Küçükkılınç’ın görüşü:
“Gelelim İslamcılığa kin kusan AK Parti içindeki bazı tetikçilere...
Bunlar camiaya başka yerden gelen ya da geç katılanlar olup harekete mideleriyle bağlıdır.
Bir tehlike halinde gemiyi ilk terk edecekler de bunlardır.
Ancak unuttukları şey şudur: Erdoğan entelektüel birikimin eski İslamcılarda olduğunu görmüştür. Basiretli bir siyasetçi olarak, muhalefete geçerlerse yıkıcı olabileceklerini tahmin etmemesi mümkün değildir.
Erdoğan, İslamcılarla kullanışlı tetikçiler arasında bırakın bir tercihte bulunmayı, kıyas bile etmeyecektir...”
"İktidar mahallesinin eskilerinde can sıktı bitmeyen sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp durmaları" ifadesini kullanan Beki, "Paçozların etrafa verdikleri rahatsızlık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşınca sessizlik bozuldu, gürültü bundan koptu" diye yazdı.
Akif Beki'nin "İslamcılığı yanlış biliyor olmayasın" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Erdoğan’ın İslamcıları AK Parti’den tasfiye etmesini isteyen kimi azgın tetikçiler başlattı tartışmayı.
Şuur kaybından mı, ‘ne oldum delisi’ olmaktan mı, dikkat çekme işgüzarlığından mı, artık ne derseniz, cüretkârlık palasını taşa çaldılar.
Devlet adına tehditler savuracak, güya ‘reis’çilik namına ortalıkta terör estirecek kadar ileri gitmişlerdi ‘rol çalma’da.
İşte bu hırtlık, taciz ede ede mahalleliyi ayağa kaldırdı. İnfial uyandırmayı başardılar sonunda.
Eskilerde sabrı taşırdılar
İktidar mahallesinin eskilerinde can sıktı bitmeyen sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp durmaları.
Paçozların etrafa verdikleri rahatsızlık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşınca sessizlik bozuldu, gürültü bundan koptu.
‘Asli unsur’lardan bazı kalemler, ‘dağdan gelip bağcıyı mı kovuyorsunuz, aklınızı başınıza alın’ tepkisi gösterince büyüdü olay...
Köşe komşum Özkök işte bu safhada daldı topa. Tutacağı tarafı seçmekte henüz bocalıyor gibi.
Fakat ‘tetikçi’yi bile ‘İslamcı’ya tercih etme eğiliminde, önyargılarını dizginleyemiyor.
Komşumun zor ikilemi
‘Cehaletimi mazur görün ama’ diyerek naifçe yardım çağırmalarına kayıtsız kalamazdım.
“Çok iyi bir şey mi ki, son günlerde herkes birden İslamcı kesilme kuyruğuna girdi... Bir tetikçiye karşı gelişen ‘İslamcı-Mavi Marmaracı’ tepkinin mantığını biri anlatsın bana” diyor.
İkna edici mi, değil mi kendi bilir ama benden komşuma ‘çamsakızı çoban armağanı’ bir katkı olsun.
Tetikçilerin dil uzattığı İslamcılık nedir, ne değildir? İslamcı kime denir, kaça ayrılır diye... Vikipedia karıştırmaktan da yaşadığı kafa karışıklıkları ve fikri bunalımlardan da bugün kurtarıyorum onu.
Müracaat edilecek kaynağı ayağına getiriyorum. Buyursun, ‘bir bilen’den okusun.
Aşağıdaki alıntılar o yazıdan
İsmail Küçükkılınç, “Erdoğan İslamcıları tasfiye eder mi” sorusuna, Karar gazetesinde etraflıca bir manifestoyla cevap verdi.
İslamcıyla tetikçi arasında seçimini yaparken komşumun işine yarayacak bölümleri şöyle:
“Siyasal İslamcılık tabirinin bilinçsizce kullanıldığını söyleyebiliriz.
İslamcılık, siyasi olsun olmasın modern bir olgu, anlayış ve tavırdır. Şeriatçılıkla eşanlamlı olmadığı gibi selefîlik, dindarlık ve muhafazakârlıktan da farklıdır.
İslam dünyasındaki geri kalmışlığın tek suçlusu olarak Avrupa ve Hıristiyanları görmez. Bunda Müslümanların ve onların Kuran, hadis ve tasavvuf anlayışlarının ciddi kusuru olduğunu kabul eder...”
İslamcıya karşı tetikçiyi tutar mı yine de?
Karar vermekte hâlâ zorlanıyorsa devamına buyursun:
“İslamcılık, tektip değildir. Farklı coğrafyalarda farklı görünümler kazanır. Osmanlı-Türk İslamcılığında saltanat yerine meşrutiyeti savunmak gibi özgürlükçü rejim muhalifliği öne çıkar.
Sömürge toprakları İslamcılığında ise işgalci emperyalistlere karşı cihat, haliyle yabancı-Avrupa düşmanlığı barizdir.
Cumhuriyet dönemi İslamcılığını, Namık Kemal’lerin Yeni Osmanlı İslamcılığı ile Mehmet Âkif’lerin İttihatçı İslamcılığı etkilemiştir.
Şu an için eklemlenmiş görünse de İslamcılık, AK Parti ile özdeş değildir. Çünkü İslamcılık her çeşidiyle itiraz, eleştiri ve mücadeleye dayanan entelektüel bir çabadır.
İslamcılıkta rejim ve iktidar eleştirisinin eski ve kuvvetli olduğunu söyleyebiliriz...”
Peki Erdoğan hangisini seçer?
16 Nisan dahil her seçimde Erdoğan’ı desteklediğini söyleyen Küçükkılınç’ın görüşü:
“Gelelim İslamcılığa kin kusan AK Parti içindeki bazı tetikçilere...
Bunlar camiaya başka yerden gelen ya da geç katılanlar olup harekete mideleriyle bağlıdır.
Bir tehlike halinde gemiyi ilk terk edecekler de bunlardır.
Ancak unuttukları şey şudur: Erdoğan entelektüel birikimin eski İslamcılarda olduğunu görmüştür. Basiretli bir siyasetçi olarak, muhalefete geçerlerse yıkıcı olabileceklerini tahmin etmemesi mümkün değildir.
Erdoğan, İslamcılarla kullanışlı tetikçiler arasında bırakın bir tercihte bulunmayı, kıyas bile etmeyecektir...”