AKBANK YÖNETİCİSİ SUZAN SABANCI BAŞBAKAN ERDOĞAN'I THE BANKER'A YAZDI: GÜÇLÜ VE POPÜLER.. TÜRKİYE İÇİN ŞANS!..
Akbank yönetimindeki Suzan Sabancı Uluslararası finans ve bankacılık dergisi Banker'a Başbakan Erdoğan'ı yazdı:''Çok karizmatik ve keskin zekaya sahip bir beyefendi!..Güçlü ve popüler...Türkiye için önemli bir varlıkmış gibi gözüküyor!..
Akbank Murahhas Üyesi Suzan Sabancı Dinçer'in, hükümetin birçok ekonomik ve sosyal reform yaptığını, bunun en önemli kanıtının da doğrudan yabancı yatırımlar olduğunu bildirdi.
Akbank'tan yapılan açıklamada, uluslararası finans ve bankacılık dergisi The
Banker'de yer alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili makaleye ve bu
makalede yer alan Suzan Sabancı Dinçer'in değerlendirmesine yer verildi. Suzan
Sabancı Dinçer, makalede Erdoğan için ''Çok karizmatik ve keskin zekaya sahip bir
beyefendi. Türkiye'nin AB'ye katılımını bir numaralı önceliği olarak belirledi''
şeklinde bir değerlendirmede bulunuyor. Akbank Murahhas Üyesi Suzan Sabancı
Dinçer, hükümet birçok ekonomik ve sosyal reform yaptığını, bunun en önemli
kanıtının da doğrudan yabancı yatırımlar olduğunu bildiriyor.
Editör Karina Robinson tarafından kaleme alınan makalede, finansal hizmetler
şirketi Raymond James'in tahminlerine de yer veriliyor. Raymond James'in
tahminlerine göre, Türkiye'nin 2007'de 27 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı
yatırım çekmeyi başaracağı belirtilen makalede, sadece bankacılık sektöründe
Citibank'ın Akbank'ın yüzde 20'lik hissesini satın aldığının açıkladığına, Yunan
Alpha Bank'ın Kasım ayı sonlarında Türkiye'deki Alternatif Bank'ın yüzde 50
hissesini satın alarak bir girişim ortaklığı oluşturduklarına, ilkbaharda iki
Yunan bankasının daha Türk bankalarından önemli büyüklükte hisseler satın
aldıklarına dikkat çekiliyor.
Akbank'tan yapılan açıklamaya göre, makalede, ''Anket sonuçları, Erdoğan'ın
da üyesi olduğu Adalet ve Kalkınma Partisinin Kasım ayındaki seçimlerden sonra
Meclis'te çoğunluğu sağlayamayabileceğini gösteriyor. Böyle bir değişiklik, AB
umutlarına sert bir darbe vurabilir; güçlü ve popüler bir Başbakan Türkiye için
önemli bir varlıkmış gibi gözüküyor. Ayrıca Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde Erdoğan'ın aday olup olmayacağı da merak edilen sorular arasında''
görüşüne yer veriliyor.
Açıklamaya göre, makalede, Başbakan Erdoğan ile ilgili değerlendirmede ise,
başlangıçta şüpheyle yaklaşılan Erdoğan'ın, zaman içinde gerçekleştirdiği
reformlar, AB ile ilgili kaydettiği aşamalar ve özellikle ekonomideki gelişim
nedeniyle Türk iş dünyasının takdirini kazandığı belirtiliyor.
Açıklamada, makalede, Kasım ayında Dünya Ekonomik Forumu'nda bir yemek
esnasında Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Başbakanı Ahmet Nazif'in, alınları
birbirine değecek yakınlıkta büyük bir hararetle sohbet ettikleri, iki liderin
sergilediği bu görüntünün anlamlı bir sembol olarak algılanabileceğine dikkat
çekiliyor.
Akbank açıklamasına göre, makalede şu görüşlere yer veriliyor:
''Yemeğin ardından Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda yapılan bir röportajda (İslam
dünyası Türkiye'nin AB'ye katılımını yakından takip ediyor) dedi. Aslında
Erdoğan'ın, durumu olduğundan da küçük gösterdiği söylenebilir. Batı ve İslam
arasında 'Medeniyetler Çatışması' söyleminin alışılmış olduğu bu zamanlarda
Türkiye'nin AB'ye girmesinin önemi, Avrupa'daki günlük haberlerde ve İslam
dünyasında yüksek düzeydeki iş ve politika çevresinde sürekli olarak
vurgulanmakta. Ancak iş dünyası söz konusu olduğunda, en çok önem taşıyan faktör,
Türk ekonomisi.
Erdoğan 2002 yılında Başbakan olduğunda, eşi Emine Erdoğan'ın başın
Akbank'tan yapılan açıklamada, uluslararası finans ve bankacılık dergisi The
Banker'de yer alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili makaleye ve bu
makalede yer alan Suzan Sabancı Dinçer'in değerlendirmesine yer verildi. Suzan
Sabancı Dinçer, makalede Erdoğan için ''Çok karizmatik ve keskin zekaya sahip bir
beyefendi. Türkiye'nin AB'ye katılımını bir numaralı önceliği olarak belirledi''
şeklinde bir değerlendirmede bulunuyor. Akbank Murahhas Üyesi Suzan Sabancı
Dinçer, hükümet birçok ekonomik ve sosyal reform yaptığını, bunun en önemli
kanıtının da doğrudan yabancı yatırımlar olduğunu bildiriyor.
Editör Karina Robinson tarafından kaleme alınan makalede, finansal hizmetler
şirketi Raymond James'in tahminlerine de yer veriliyor. Raymond James'in
tahminlerine göre, Türkiye'nin 2007'de 27 milyar dolarlık bir doğrudan yabancı
yatırım çekmeyi başaracağı belirtilen makalede, sadece bankacılık sektöründe
Citibank'ın Akbank'ın yüzde 20'lik hissesini satın aldığının açıkladığına, Yunan
Alpha Bank'ın Kasım ayı sonlarında Türkiye'deki Alternatif Bank'ın yüzde 50
hissesini satın alarak bir girişim ortaklığı oluşturduklarına, ilkbaharda iki
Yunan bankasının daha Türk bankalarından önemli büyüklükte hisseler satın
aldıklarına dikkat çekiliyor.
Akbank'tan yapılan açıklamaya göre, makalede, ''Anket sonuçları, Erdoğan'ın
da üyesi olduğu Adalet ve Kalkınma Partisinin Kasım ayındaki seçimlerden sonra
Meclis'te çoğunluğu sağlayamayabileceğini gösteriyor. Böyle bir değişiklik, AB
umutlarına sert bir darbe vurabilir; güçlü ve popüler bir Başbakan Türkiye için
önemli bir varlıkmış gibi gözüküyor. Ayrıca Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde Erdoğan'ın aday olup olmayacağı da merak edilen sorular arasında''
görüşüne yer veriliyor.
Açıklamaya göre, makalede, Başbakan Erdoğan ile ilgili değerlendirmede ise,
başlangıçta şüpheyle yaklaşılan Erdoğan'ın, zaman içinde gerçekleştirdiği
reformlar, AB ile ilgili kaydettiği aşamalar ve özellikle ekonomideki gelişim
nedeniyle Türk iş dünyasının takdirini kazandığı belirtiliyor.
Açıklamada, makalede, Kasım ayında Dünya Ekonomik Forumu'nda bir yemek
esnasında Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Başbakanı Ahmet Nazif'in, alınları
birbirine değecek yakınlıkta büyük bir hararetle sohbet ettikleri, iki liderin
sergilediği bu görüntünün anlamlı bir sembol olarak algılanabileceğine dikkat
çekiliyor.
Akbank açıklamasına göre, makalede şu görüşlere yer veriliyor:
''Yemeğin ardından Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda yapılan bir röportajda (İslam
dünyası Türkiye'nin AB'ye katılımını yakından takip ediyor) dedi. Aslında
Erdoğan'ın, durumu olduğundan da küçük gösterdiği söylenebilir. Batı ve İslam
arasında 'Medeniyetler Çatışması' söyleminin alışılmış olduğu bu zamanlarda
Türkiye'nin AB'ye girmesinin önemi, Avrupa'daki günlük haberlerde ve İslam
dünyasında yüksek düzeydeki iş ve politika çevresinde sürekli olarak
vurgulanmakta. Ancak iş dünyası söz konusu olduğunda, en çok önem taşıyan faktör,
Türk ekonomisi.
Erdoğan 2002 yılında Başbakan olduğunda, eşi Emine Erdoğan'ın başın