AKATLAR'DAKİ ÖKÜZLER! ADAM ÖLÜYORUM DİYOR, ONLAR ÇEKİM YAPIYOR!
Tiplerine baktığınızda adam sandığınız bu yaratıklar dün, hem de İstanbul'un göbeğinde başka bir "insanlık anıtı"nı yıktılar!
Akatlar’daki Öküzler!
Başbakan‘ın “ucube” olarak tanımlamasından sonra yıkımına karar verilen “İnsanlık Anıtı”na ilk dozer darbelerinin vurulduğu saatlerde, bu yıkıma tepki gösteren ressam Bedri Baykam ve galerici arkadaşı Tuğba Kurtuluş bıçaklı saldırıya uğradı.
Hem de bu heykelin yıkılmasına tepki göstermek için düzenlenen bir toplantıdan çıktıkları anda...
Bu alçak saldırıyı gerçekleştireni ve planlayanları şiddetle kınıyorum...
Ama sadece onları değil; bıçaklandıktan sonra bağırarak yardım isteyen Bedri Baykam‘ı görmezden gelen, araçlarının kapısını kilitleyip hızla olay yerinden kaçan “çağdaş” görünümlü ilkel ve korkak vatandaşları da kınıyorum!
Çünkü; tiplerine baktığınızda adam sandığınız bu yaratıklar da dün, hem de İstanbul‘un göbeğinde başka bir “insanlık anıtı”nı yıktılar!
“Bıçaklandım, beni hastaneye götürün” diye bağıran yaralı bir insana yardım etmediler.
Kimi durup seyretti, kimi o görüntüleri bir televizyon kanalına satıp “voliyi vurmak” için eline telefonunu alıp çekim yaptı!
Türkiye’nin ve dünyanın tanıdığı o “yaralı adam”, yardım için kendilerine yöneldiğinde ise arabalarına atlayıp kaçmayı yeğlediler!
Başları belaya girmesin diye “tanık”lık yapmaktan korktular!
Taş kadar duyarsız, ot kadar bilinçsiz hepsi...
***
Sanıyor musunuz ki ülkenin bu hale gelmesinin tek nedeni; ülkeyi koyu bir karanlığa gömmek ya da bölüp, parçalamak isteyenler!
Eğer; onların dışında kalanlarımız, o alçaklar kadar yürekli olabilseydik, kimse kılımıza bile dokunamazdı!
Ama tablo ortada:
Saldırıya uğrayan değerlerimize sahip çıkacağımıza sadece öküzün trene baktığı gibi bakmayı tercih ediyoruz!
***
Bedri Baykam‘ın ve arkadaşının uğradığı bıçaklı saldırı, elbette yüreğimi yaktı... İkisine de acil şifalar diliyorum.
Ama beni asıl bu canavarlığa tepkisiz kalan, arabalarının kapısını kilitleyip kendi kıçlarını kurtarmaya çalışan sözüm ona “aydın, çağdaş, okumuş-yazmış” o “seyirci sürücüsü” kahretti!
Bir kez daha anladım ki; bizim için asıl tehlike, sıradan insanların korkması, tırsması, sinmesi... Ve sadece “seyirci” olarak kalmayı yeğlemesi!
***
Kusura bakmayın; size bugün “umut” pompalayamayacağım.
Çünkü insanlığın gereklerini unutmuş milyonlarca “sevgisiz taş”ın yaşadığı bir ülkede...
Umutlu olmak için en küçük bir neden göremiyorum!
Mustafa Mutlu/Vatan
Başbakan‘ın “ucube” olarak tanımlamasından sonra yıkımına karar verilen “İnsanlık Anıtı”na ilk dozer darbelerinin vurulduğu saatlerde, bu yıkıma tepki gösteren ressam Bedri Baykam ve galerici arkadaşı Tuğba Kurtuluş bıçaklı saldırıya uğradı.
Hem de bu heykelin yıkılmasına tepki göstermek için düzenlenen bir toplantıdan çıktıkları anda...
Bu alçak saldırıyı gerçekleştireni ve planlayanları şiddetle kınıyorum...
Ama sadece onları değil; bıçaklandıktan sonra bağırarak yardım isteyen Bedri Baykam‘ı görmezden gelen, araçlarının kapısını kilitleyip hızla olay yerinden kaçan “çağdaş” görünümlü ilkel ve korkak vatandaşları da kınıyorum!
Çünkü; tiplerine baktığınızda adam sandığınız bu yaratıklar da dün, hem de İstanbul‘un göbeğinde başka bir “insanlık anıtı”nı yıktılar!
“Bıçaklandım, beni hastaneye götürün” diye bağıran yaralı bir insana yardım etmediler.
Kimi durup seyretti, kimi o görüntüleri bir televizyon kanalına satıp “voliyi vurmak” için eline telefonunu alıp çekim yaptı!
Türkiye’nin ve dünyanın tanıdığı o “yaralı adam”, yardım için kendilerine yöneldiğinde ise arabalarına atlayıp kaçmayı yeğlediler!
Başları belaya girmesin diye “tanık”lık yapmaktan korktular!
Taş kadar duyarsız, ot kadar bilinçsiz hepsi...
***
Sanıyor musunuz ki ülkenin bu hale gelmesinin tek nedeni; ülkeyi koyu bir karanlığa gömmek ya da bölüp, parçalamak isteyenler!
Eğer; onların dışında kalanlarımız, o alçaklar kadar yürekli olabilseydik, kimse kılımıza bile dokunamazdı!
Ama tablo ortada:
Saldırıya uğrayan değerlerimize sahip çıkacağımıza sadece öküzün trene baktığı gibi bakmayı tercih ediyoruz!
***
Bedri Baykam‘ın ve arkadaşının uğradığı bıçaklı saldırı, elbette yüreğimi yaktı... İkisine de acil şifalar diliyorum.
Ama beni asıl bu canavarlığa tepkisiz kalan, arabalarının kapısını kilitleyip kendi kıçlarını kurtarmaya çalışan sözüm ona “aydın, çağdaş, okumuş-yazmış” o “seyirci sürücüsü” kahretti!
Bir kez daha anladım ki; bizim için asıl tehlike, sıradan insanların korkması, tırsması, sinmesi... Ve sadece “seyirci” olarak kalmayı yeğlemesi!
***
Kusura bakmayın; size bugün “umut” pompalayamayacağım.
Çünkü insanlığın gereklerini unutmuş milyonlarca “sevgisiz taş”ın yaşadığı bir ülkede...
Umutlu olmak için en küçük bir neden göremiyorum!
Mustafa Mutlu/Vatan