AK PARTİ’NİN DAVETİNE KİMLER EVET DEDİ?
Az değil…
Yarım asırdan 10 yıl fazladır…
Dünya sürgünündeyim…
Gazetecilik hayatımda, bu gözler çok şey işitti…
Çok şey duydu…
Ve çok insan kumaşı gördü amma…
İsmail Küçükkaya gibisini görmedi…
Diyeceksiniz ki, bre Deli Keskin…
Amma da taktın adama…
Bakın günlerdir elimi eteğimi klavyemden çekmiş durumda otururken, bir de ne göreyim.
SÖZDE muhalif Küçükkaya yeni bir bomba patlatmış.
E ben yazmayayım da ne yapayım yoldaşlar?
Küçükkaya yine ne yapmış diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Malumunuz medya mahallesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı Vizyonu’nu açıklayacağı toplantıya, muhalif olarak tanımlanan (bakınız muhalif demiyorum) gazetecilerin davet edilmesiyle çalkalanıyor.
Davet edilen isimlere ve kimin kabul ettiğine az sonra değineceğim.
Ancak o isimler arasında, SBK’nın ve Korkmaz Karaca’nın kankası İsmail Küçükkaya da var.
Şaşırdık mı?
Hayır.
Zaten şimdiye kadar davet edilmemesi bence şaşırtıcıydı.
Çünkü kendisi muhalif değil.
Neyse sırdaşlar…
Küçükkaya sabah yayınında İYİ Parti lideri Meral Akşener’e sormuş.
Demiş ki:
“Uzunca zamandır Adalet ve Kalkınma Partisi’nden davet almıyorduk. Bizlere akreditasyon uygulanıyordu… Dün itibariyle bana bir telefon geldi. Hamza, Özlem, İsmail Saymaz pek çok isim davet aldı… Hükümete yakın olan gazetecilerin dışında ilk defa uzun bir aradan sonra [davet aldık]… Biz ne yapalım sizce”
Ne kadar da utanç verici değil mi?
Bir siyasi parti organizasyonuna gitmek için yine bir siyasi partinin liderinden onay istiyor.
İşin daha utanç verici boyutu şu:
Akşener, sosyal medya yasasına atıfta bulunarak, ‘Biliyorsunuz bir istibdat yasası kabul edildi. Bence gidin’ diyor.
E bu ne perhiz?
Ne lahana turşusu?
Buradan Sayın Akşener’e sesleniyorum.
Türlü kirli ilişkileriyle medya mahallesinin diline düşmüş bir isimin yayınına çıkıyorsunuz.
Yetmiyor, bir de bu isme AK Parti etkinliğine gitme icazeti veriyorsunuz…
Medya mahallesinin nabzını belki de en iyi tutan insanlardan biri olarak söylüyorum:
Emekçide muhalefete karşı zerre inanç, umut bırakmadınız.
AK Parti gitse, siz iktidar olsanız, belli ki aynı düzen devam edecek…
Altılı masa denilen oluşumun siyaseten nasıl gözümüzün önünde öldüğünü görüyoruz.
Daha geniş anlamda siyasi analiz yapmak benim işim değil…
O nedenle, işin sadece medya ayağına değiniyorum.
Sayın Akşener…
Bence bu yayınla, medya dünyasından çok gönül kaybettiniz.
Neyse sırdaşlar, lafı uzattım, sadede geleyim.
Cuma günkü etkinliğe davet edilenler şu isimler:
-Nevşin Mengü
-Soner Yalçın
-Uğur Dündar
-İsmail Saymaz
-Doğan Şentürk
-Özlem Gürses
-Çağlar Cilara
-İsmail Küçükkaya
-Fatih Portakal
-Taha Akyol
-Deniz Zeyrek
-Gürkan Hacır
-Candaş Tolga Işık
-Çiğdem Toker
Kulisleri biraz yokladım.
Kimler gitmeyi düşünüyor?
Kimler hayır diyecek?
Çiğdem Toker, listede, çakma muhalif olarak niteleyemeceğimiz tek isim.
Gerçek bir gazeteci.
Kendinden beklendiği üzere, gitmeyeceğini açıkladı.
Gerekçesi, iktidarın meşruiyet kazanma çabası ve pragmatizm.
Mesela Fatih Portakal’sa ‘gazeteci kimliğiyle’ gideceğini açıkladı.
Şaşırmadım.
Nevşin Mengü’ye gelince… Sosyal medyada anket yaptı.
Sonra katılmak için binbir bahane üretti…
Yani beklenen oldu.
DAVETLİ GAZETECİLERİN - TOKER HARİÇ-TAMAMI KATILACAK. (Gerçi Toker’in kararından sonra çark edenler olabilir)
Gerekçeleri de aynı:
Gazeteci her siyasiyi takip eder.
Hele ki Nevşin Mengü şöyle demiş:
Oraya gidip kulis sızdırılabilir, AK Parti yönetiminde kim nereye gelecek diye…
Ne kadar komik değil mi?
İktidarın o kadar gazetesi TV’si varken, kulisleri size sızdıracaklar?
Ben şunu bilir, şunu söylerim:
Soru bile soramayacağınız etkinliğe gidip tuzluk gibi dizilmek…
Tarih hepinizi bununla hatırlayacak…
ROK NEDEN YETERİNCE İFŞA ETMİYOR?
Şimdi yazacağım konu,aslında yukarıda yazdığımda bağlantılı.
Yani sahte muhalif gazetecilikle, yoldaşlar…
Rasim Ozan Kütahyalı, medya aleminin belki de en gıcık olunan isimlerinden biri.
Aleni olarak seveni neredeyse hiç yok.
Ancak son zamanlarda yaptığı açıklamalar, attığı tweetler, alttan alta çok konuşuluyor.
En son TV100 yayınında Ertuğrul Özkök’e yaptığı itiraf gündem oldu.
Neydi o?
Özkök programda, Kütahyalı’ya, “Bir dönem birtakım gazeteciler, birtakım insanları hapse attırmaya çalıştı. Ben de girebilirdim. 3-4 yıl başımda bavulla uyudum. Her sabah 8 de telefon çaldığında çok üzülüyordum. Beni hapse attırmak için yazı yazanların birçoğu hapse girdi. Bir kısmı yurt dışına kaçtı FETÖ'den dolayı. Hakikaten bizi hapse attırmayı uğraştınız mı? Hoşunuza gider miydi ben hapse girsem?” diye sordu.
Kütahyalı ise Özkök’ün sorusuna şu yanıtı verdi:
Star Gazetesi’nde biz Kudret Köseoğlu diye bir karakter yarattık, o bendim. Orada temel gayemiz senin (Ertuğrul Özkök) üzerine oynadık başta, Zafer Mutlu’da vardı. İhtilalci bir çabaydı o esas amaç hapis değildi, bir korku uyandırmaydı.
Tabii ne olduysa bu açıklamadan sonra oldu.
Tepkilere karşı ROK, geri adım atmadı, iddialarını daha da ileri boyuta taşıdı.
Hatta Twitter’da bir takipçisine cevaben şunları yazdı:
"Politikaya dönme niyetim yok. Mevcut siyasi tartışmalar baştan sona tiyatro. Herkesin rolü belli…” ifadelerini kullanan Kütahyalı, Salim Şen’e de sert bir göndermede bulundu:
“Teğmen Çelebi ile tamamen aynı zihniyette olan, DEVLET’in tam emrinde olan Yarbay Salim Şen’e ‘muhalif’ rolü yazılmış, aptal muhalifler de bu hapı yutuyor…”
Bazıları deli saçması diyor…
Ama emin olun ki, herkes bu açıklamaları yakından takip ediyor.
Bence ROK, daha fazlasını söylemeli.
Özellikle de bu davet meselesi üzerinden, asıl muhalifmiş gibi yapan isimleri ifşa etmeli.
Çünkü biliyoruz ki liste çok uzun.
Mesela Halk TV’ye yuvalanan isimlerin kaçı gerçekten muhalif?
Bu soruların yanıtını bekliyorum…
Umarım alırız…
BİR MEDYA FIKRASI…
Medya aleminin gediklisi bir köşe yazarı…
Yine geçmiş klavyesinin başına, bir anket şirketi sahibini eleştirmiş.
Saydırmış da saydırmış…
‘Manipülasyon yapıyor' demiş…
Amma bir Allah’ın kulu bile çıkıp dememiş ki, bre Alo Fatih yancısı…
Sen ki, gazetende anket manipüle ettiğin tapelerle gündem oldun…
Ses kaydında "Muhalefetten üç keselim, bunları AK Parti’ye ekleyelim" dedin…
Türkiye medyası nedir?
Gerçek cevap burada…
Bir dönem GYY’si olduğu gazetede anket manipüle eden (Fatih Altaylı)
çıkmış anket şirketi sahibini (Özer Sencar) eleştiriyor.
Hiç de utanmıyor.
İşte medyamızda bu utanmazlık hüküm sürüyor…
Artık bu fıkraya güler misiniz, ağlar mısınız…
O da size kalmış sırdaşlarım…
keskinkalem@medyaradar.com