AK Parti'den CHP ile ittifak açıklaması! Son noktayı koydu

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "CHP ile ittifak kurmayacağız. Ne AK Parti AK Parti olmaktan çıkacak, ne CHP CHP olmaktan çıkacak" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasındaki görüşmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

'CHP'NİN SİYASİ TARTIŞMALARI, REJİM TARTIŞMASINA DÖNDÜRME GİBİ KÖTÜ BİR SİYASİ HUYU VAR'
Habertürk Televizyonu canlı yayınında Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayan Ömer Çelik, görüşmelerin ardından CHP ve MHP arasındaki tartışmalar için "CHP'nin siyasetle ilgili tartışmaları, sistemle ilgili tartışmaları rejim tartışmasına döndürme gibi kötü bir siyasi huyu var. Bu da askeri darbelerle, vesayetle, muhtıralarla birlikte yürüdüğünde çok maliyeti arttıran bir şey oldu. Biz zaten bu maliyete karşı çıktığımız için dedik ki demokratikleşsin. Tam 15 yıl boyunca bütün cümlelerin üstünde kurduğumuz cümle neydi? Sivil siyasetin üstünlüğü. Niye? Çünkü bu sorunları çözmesi gereken sivil siyasetti" diye konuştu.

"İkincisi şöyle bir şey vardı: 'Bu meseleler, devlet meselesidir, hükümet buna karışamaz'. Vatandaş hükümeti, devleti yönetsin diye seçiyor" diyen Çelik, "Ama sistem şöyle işliyordu: Sistem hükümetin üstüne Milli Güvenlik Kurulu'nu koymuş, vesayet kurumu olarak. Anayasa'nın üzerine kırmızı kitap diye bir şey koymuş. Başbakanlığın üzerine Cumhurbaşkanlığı makamı konulmuş. Turgut Özal ve Abdullah Gül döneminde vesayet kurumu olarak işletilmedi" ifadelerini kullandı.

'BİZİM İTTİFAKIMIZ CUMHUR İTTİFAKI'
Ersoy'un "CHP'de, Özgür Özel genel başkan olduktan sonra başka bir dil olduğunu düşünüyor musunuz? Siz de diliniz değiştirdiniz gibi görünüyor, öyle mi?" sorusuna Çelik, "Bunu her zaman arzuladık. Sayın Deniz Baykal zamanında da, diğer zamanlarda da. Yumruklarla konuşacağımıza, masanın etrafında meseleleri konuşalım. Bu, şu demek değil: Ne AK Parti, AK Parti olmaktan çıkacak; ne CHP, CHP olmaktan çıkacak. Ne biz politikalarımızı savunmaktan vazgeçeceğiz, ne onlar bizi eleştirmekten vazgeçecek, ne de bir ittifak kuracağız. Bizim ittifakımız Cumhur İttifakı" yanıtını verdi.

BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMASI: 'GÖRÜŞMELER OLUNCA, DIŞARIDAN YAPILAN YORUMLAR VARDI'
Mehmet Akif Ersoy'un MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir" açıklamasını hatırlatması üzerine Ömer Çelik, şunları söyledi:

"O, başka bir konu. Cumhurbaşkanımızla, Sayın Özel arasında bu görüşmeler olunca, dışarıdan yapılan yorumlar vardı. Sosyal medyada, şurada burada sanki bu ittifak bozuluyor da öbür ittifaka gidiliyor gibi. Öyle bir şey yok. Bizim ittifakımızın adı Cumhur İttifakı. Bunun niteliklerinde ve ilkelerinde herhangi bir değişme söz konusu değil. CHP çıkıp, 'Ben şimdiye kadarki söylediklerimden vazgeçiyorum da Cumhur İttifakı'na katılıyorum' demiş de değil."

'TÜRKİYE'NİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLÜ TUTMAMIZ LAZIM'
Uluslararası alandaki gelişmelere değinen Çelik, "Mesela bir fotoğraf çekelim, ne görüyoruz? Türkiye'nin yukarısında savaş var. Aşağısında büyük bir soykırım cinayeti işleniyor Netanyahu tarafından. Bu tarafa baktığımızda Çin-Tayvan geriliminin nereye gideceğini bilemiyoruz. Sol tarafa baktığımızda Yunanistan'la ilişkiler belli düzeyde gidiyor ama Sırbistan, Kosova, Balkanlar'daki tabloya baktığınızda tam bunların ortasında Türkiye. Siyasette hasım olmamak, düşman olmamak lazım. Hepimiz ayrı partilerdeniz ama siyaseti rekabet alanı olarak görmek lazım. Birbirimizin cenazesine ve düğününe gidemeyecek hale getirmeyelim siyaseti demiştim sizin programınızdan. Partilerimiz farklı olabilir, meşreplerimiz, aidiyetlerimiz, kimliklerin farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti demiştim" diye konuştu.

"Siyasette zıt kutuplar olacak. Siyaset bu zıt kutupların diyalektiği içinde üretilir. Ama biz bunu yumruklarımızı sıkarak, birbirimizi ötekileştirerek yapmamalıyız" diyen Çelik, "İki kimliğimiz var. Bir, siyaset kimliğimiz. İkincisi, çok uzun yıllardır siyasetin içinde olanlar için geçerli bu, bütün tabloya baktığımız savaşlar ve benzeri, bir devlet adamı sorumluluğu ile hareket etmemiz lazım. Türkiye'nin bağışıklık sistemini güçlü tutmamız lazım. Siyaseti duvar ören bir işlevle yürütürsek bu antisiyaset olur, Türkiye'nin bağışıklık sistemini zayıflatır" ifadelerini kullandı.

'CHP BU KONUDA NORMALLEŞTİĞİ ZAMAN KAPI AÇIKTIR'
Cumhur İttifakı'nın birliğinin devam ettiğini vurgulayan Çelik, "Cumhur İttifakı'nın birlik ve beraberliği en sağlam şekilde sürüyor. Meclis'te bir mesele geliyor, meclis başkanvekilleri birbiriyle görüşmüyor mu? Görüşüyor. Çok büyük gerginliklerde bile Meclis Başkanı, grup başkanvekillerine 'Arkadaşlar arka tarafa buyrun' deyince, görüşülmüyor mu? Burada normalleşme demek, sistem meselelerini ve siyasi meseleleri, rejim tartışmasına dönüştürme huyundan uzaklaşma demek. CHP bu konuda normalleştiği zaman zaten bununla ilgili kapı açıktır" dedi.

ÖZGÜR ÖZEL'E TEPKİ: 'NE DEMEK SUÇ ORTAKLIĞI'
Özgür Özel'in "Öyle bize kimse ittifak falan önermesin çünkü bugünün sorumluları, bu sorumluluğu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık yapmasın. Memleketi bu hale kadar getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz" açıklamasını eleştiren Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Siyasetçinin kelime dağarcığı geniştir. Şimdi diyalog süreci olmuş. Buyurmuşsunuz AK Parti Genel Merkezi'ne gelmişsiniz. Biz de bundan gayet memnuniyet duyduğumuzu açıklamışız. Sonra Sayın Cumhurbaşkanı da iade-i ziyarette bulunmuş. Bundan hemen sonra Cumhur İttifakı bileşenlerine ve MHP'ye 'suç ortağı' ifadesinin kullanılmasının ne siyasi nezaketle ne siyasi idrakle ilgisi var. O zaman siz AK Parti Genel Merkezi'ne geldiğinizde bir suç merkezine mi geldiniz?

Özgür Bey deneyimli bir siyasetçidir. Meclis'te de pek çok kez görev yaptık. Diyor ki ben şunu kastettim, işte Anayasa Mahkemesi'yle, ekonomiyle ilgili konular falan filan... Bunları nitelerken 'suç' kelimesinin kullanılması. Hele de siz normal siyaseti tarihinizin büyük dönemi kriminalize etmekle bir tarih geçirmişsiniz. Normal bir siyasi faaliyet yürürken rejim düşmanlığı, Erdoğan diktatördür, tek adam rejimi diyerekten kriminalize etmişsiniz siyaseti. Bu siyasetin devamıdır bu ifade. CHP muhalefet etmesin demiyorum. Bunun dışında bir kelime yok mudur? Ne demek suç ortağı? Kim ne suç işlemiş? Biz kendi siyasi programlarımız, ilkelerimiz çerçevesinde bir siyaset yürütmüşüz, siyasi faaliyetler ortaya koymuşuz. Siyasetin meşru alanı ve hukukun içerisinde bunları gerçekleştirmişiz. Ne demek suç ortaklığı! Şuna çok dikkat ediyorum, titiz davranıyorum. Siyasi nezaketi korumak lazım. 'Burada nazik bir ev sahipliği yaptınız, teşekkür ederiz' dedik. İki gün sonra 'suç ortağı' denmesi siyasi nezaketle ve akılla bağdaşmaz."

'CUMHUR İTTİFAKI'NIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ KONUSUNDA EN UFAK ÇATLAK YOK'
(MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "AK Parti içindeki gayri memnun kesim..." ifadesinin sorulması üzerine) Buradaki ifadelerin manasını yorumlamak, izah etmek daha çok MHP'deki arkadaşlarımız takdirindedir. Her partide belli siyasetler konusunda partinin yüzde 100'ü böyle düşünüyor deme garantisini hiçbirimiz veremeyiz. Ama AK Parti'nin ana politikasını belirleyen kurulları ve yöneticileri, Cumhur İttifakı'na güçlü bir destekle, hassasiyetle hareket etmektedir. MYK toplantılarının ve MKYK toplantıları basına kapalıdır. Bunun girişinde Sayın Cumhurbaşkanımız MYK ve MKYK üyelerine sürekli olarak iç ve dış siyasetle, ekonomiyle ilgili önümüzdeki döneme nasıl bakacağımızla ilgili değerlendirme yapar. Talimatlarını verir. Toplantılarda değişmeyen bir şey vardır. Sürekli olarak Cumhur İttifakı'nın hassasiyetlerinin korunması hususundaki tutumunun altını çizer. Biz de partinin görüşünü en başta Genel Başkanımız olarak Cumhurbaşkanımızın söylediği her şey partiyi bağlar. Ondan sonra kurullar ve parti sözcüsü var. Cumhur İttifakı'nın birlik ve beraberliği konusunda en ufak çatlak yoktur."

'CHP, BAYKAL DÖNEMİNDE BİRDEN DİYALOĞU BİRDEN KESTİ, SEBEBİ BİZDE KALSIN'
"Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakan iken yurt dışı gezilerine CHP milletvekilleri de geliyordu. Sayın Baykal zamanında birden bire, sebebi bizde kalsın, kestiler. Bu diyaloğu istemediler. Ben şimdi söylemeyim. Şunu karıştırmamak lazım, diyalog belli meseleleri konuşmak içindir. İttifak ise belli bir çatıda birlik ve beraberlik içinde yol yürümektir.

Yerel seçimden sonra AK Parti'nin MHP'den, MHP'nin AK Parti'den ayrılacağı şeklinde bir sürü şey söyleniyor. Hem Cumhurbaşkanımız hem Sayın Bahçeli'nin vurguladığı bir şey var: Cumhur İttifakı ilkeler ittifakıdır. 15 Temmuz sonrasında Türkiye'yi bu tehlikelerden korumak için ortaya çıkmıştır. Bu, bir çıkar ittifakı değildir. Tabii ki Cumhur İttifakı bileşeni partiler, kendi özgün kimliklerinden, orijinal karakterlerinden, siyasi pozisyonlarından vazgeçerek tek bir parti haline gelmiyorlar. Ama temel konularda, ilkeler temelinde çatı oluşturuyorlar. Her iki partinin de zaman zaman farklı değerlendirmeleri olabiliyor ama bu Cumhur İttifakı'nın birlik ve bütünlüğüne zarar verecek noktaya gelmiyor."

'BU OLAYA KADAR ÖZEL'İN ADIMLARINI KIYMETLİ BULUYORDUM'
"Mehmet Şimşek Bey'in bütün partilerin ekonomi kurmaylarıyla toplantı yapması formatı daha uygun olabilir. Sayın Özel'in ikinci açıklaması birinciden de vahim; ekonomiyle ilgili olarak suç ortaklığıdır diyor. Şimdi Mehmet Bey'e gittiğiniz de brifing almaya, suç mahalline mi gitmiş olacaksınız. Bu olaya kadar şöyle düşünüyordum: Daha makul siyaset yapma, marjinal siyasi kodlardan uzaklaştırma. Sistem meselesini, siyasi tartışmaları rejim tartışmasına çevirmeme, toplumla devleti karşı karşıya getirmeme. Bütün bunlardan uzaklaşmayı bunu kıymetli buluyordum. Türkiye'nin belli siyasi nezaket içerisinde oturup konuşabilmesi lazım. Şimdiye kadar neden yapılmadı? İnanın daha öncekiler randevu isteseydi verilirdi."

'KILIÇDAROĞLU ZAMANINDA MEKAN TARTIŞMA YARATILMAK İSTENDİ'
"Kemal Kılıçdaroğlu zamanında, tırnak içinde çocuksu şekilde 'Şu mekan gayrimeşrudur, bu mekan meşrudur' diye bir tartışma yaratmaya çalıştı. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, bir binaya girince oraya Cumhurbaşkanı forsu çekilir. Mekanlar arasında meşruiyet yarışına sokmamak lazım. Cumhurbaşkanı devletin başı olarak Meclis'e giriyor, ayağa kalkmıyorlar, bunlar komik olaylar. Suç ortağı ifadesine kadar CHP merkeze çekilme aşamasına iyi gidiyordu."

'ANKARA'NIN ŞEHİR EFSANESİ ÇOKTUR'
"Sayın Meral Akşener ile Sayın Cumhurbaşkanımızın ne konuştuğu Cumhurbaşkanımızın takdiri. Sayın Akşener, genel başkan iken randevu isteseydi bu randevu verilirdi. Ankara'nın şehir efsanesi çoktur. Siyasi nezaketi korumak ve kişisel haklara saygı duymak zorundayız. Sayın Akşener ne açıklamışsa ona riayet etmek lazım. Sayın Akşener o partinin kurucu genel başkanı. Sayın Cumhurbaşkanımız siyaset tarzı olarak görüşme trafiği yoğun lider. Bütün bunları birleştirip tablo çıkarmaya çalışmak, bağlamının dışında yüksek anlamlar yüklemeye çalışmak siyasette doğru sonuçlar vermez."


'ABDULLAH BEY HEPİMİZİN SAYGI DUYDUĞU BİR BÜYÜĞÜMÜZ'
"Sayın Abdullah Gül ile diyalogları hiç kesilmedi. Gençlik yıllarından beri arkadaşlar. Çok önemli görevlerde bulunmuştu. Deneyimli bir devlet adamıdır. Zaman zaman bir araya geldiklerini, sohbet ettiklerini biliyoruz. Abdullah Bey hepimizin saygı duyduğu bir büyüğümüz. Partimizin kurucularından. Beraber yürüdükleri bir yol var. O hukuk her türlü siyasi tartışmanın üstünde ve titizlikle korunuyor. Zaman zaman ilişki seyrelebilir zaman zaman güçlenebilir. Ne görüştükleri Sayın Cumhurbaşkanımız ve Abdullah Bey'in takdirindedir. Bir görüşme mümkündür. Bir araya gelseler konuşmaların yüzde 80'i, 90'ı Gazze ile ilgili olacaktır."