AK PARTİ SAVUNMASINA DENİZ BAYKAL'IN HANGİ SÖZLERİ DELİL OLDU?..İŞTE AK PARTİ'NİN ANAYASA MAHKEMESİ'NE VERDİĞİ SAVUNMANIN TAM METNİ!..
Savunma metninde kapatma davası iddianamesinin hukuki değil ideolojik olduğu ifade ediliyor. 98 sayfalık metinde AKP'nin üniter devlet, laik devlet, demokratik devlet anlayışında olduğu aktarılıyor.
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Esas No: 2008/1 (SP Kapatma)
CEVAP VEREN : Adalet ve Kalkınma Partisi
KARŞI TARAF : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
KONU : İddianameye cevaplarımız.
TARİH : 30.4.2008
GİRİŞ
Siyaset alanında, olgular ile algılar arasında ciddi farklılıklar yaşanabilmekte, olgular siyasi görüşlere göre farklı yorumlanabilmektedir. Hukuk alanında ise sübjektif değerlendirme ve algılar yerine olguları, nesnel gerçeklikleri, somut olay ve eylemleri objektif norm ve kurallarla değerlendirmek bir zorunluluktur.
Hukuk alanında keyfilik, kişisellik ve sübjektiflik, bu iddianamede görüldüğü gibi gerçeklikten uzaklaşmaya ve hukuk standartlarının örselenmesine yol açmaktadır.
Hukuk alanında olguların doğru algılanamaması ve çarpık bir okuma sonucu gerçeklerle ilgisi olmayan sonuçlara ulaşılmasının hepimiz için telafisi imkansız zararlar doğuracağı açıktır.
Bu iddianame, hukuk sisteminin en temel karakteri olan objektiflik, nesnellik, nedensellik ve rasyonelliğe dayanmamakta; en iyimser yaklaşımla bir algılama sorununun varlığını ortaya koymaktadır. Partimiz hakkında hazırlanan iddianame, baştan aşağı gerçekleri tersyüz eden, değerleri ve kavramları birbirine karıştıran, dahası koruyor gibi göründüğü ilkelere zarar veren ön yargılı bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Bu iddianamenin gerçekte olup bitenle bir ilgisi bulunmamaktadır. Esasen böyle bir ilgi kurma kaygısı taşımadığı da ortadadır. Bu nedenle, iddianamenin ortaya koyduklarıyla gerçekler arasında derin bir uçurum bulunmaktadır. Sonuçta iddianamenin kanıtladığı tek şey de budur.
Bu iddianame, bir çelişkiler yumağıdır. Kurulduğu andan beri Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefine doğru kararlılıkla yürüyen ve bu yürüyüşün en önemli dönemeci olan Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinin gerçekleşmesi için gerekli her adımı atan bir partinin, laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiğini ileri sürmek bir çelişkidir.
Sorunları derinleştirmek yerine çözüm arayan siyasetlerin, anayasal düzenimizin temel esaslarını güçlendirmeye mi hizmet ettiği, yoksa Başsavcı'nın iddia ettiği gibi zayıflatmayı mı amaçladığı sorusu, bize göre meselenin esasını ortaya koymaktadır.
Milletimizin talep ve ihtiyaçlarıyla, hak ve özgürlükleriyle, laiklik gibi devletimizin temel esasları arasındaki yapay çelişkileri ortadan kaldırmayı amaçlayan bu 'büyük uzlaşma' arayışımız, Başsavcı'ya göre suç oluşturmaktadır.
Dayatmacı