AK PARTİ REFERANDUMDA "EVET" KAMPANYASI İÇİN HANGİ SUNUCUYA TEKLİF GÖTÜRDÜ?
AK Parti, çok ünlü bir sunucuya referandum için teklif götürdü, ancak hiç beklemediği bir yanıt aldı!
Bertaraf
Gonngg!
Duydunuz zilin sesini...
Kuralları biliyorsunuz, o iki kelimeyi katiyen kullanmayacaksınız, sorularıma makul ve mantıklı cevaplar vereceksiniz, başınızı emme basma tulumba gibi sallamayacaksınız, Mehter Marşı’yla geleceksiniz, İzmir Marşı’yla gideceksiniz!
Yanıma alayım sizi şöyle...
- Adınız?
- Hıdır.
- Elinizden gelen bu mudur?
- Evet.
- Eyooo!
*
Efsanedir bu, hatırlarsınız.
Büyük usta Erkan Yolaç sunardı.
Yarışmaya katılıp madara olanlara “pirinç, bulgur” filan hediye edilirdi!
*
Erkan Yolaç bıraktı...
Başbakan var şimdi onun yerine.
*
İlla istiyor ki, sandığı filan beklemeyelim, çıkalım televizyona, o iki kelimeden birini söyleyelim.
*
Ya söylemezsen?
“Bertaraf olursun” diyor.
Halbuki...
Bitaraf olan bertaraf olmaz.
Bakınız, İsviçre.
*
Üstelik, benim bildiğim demokrasi, “gizli oy”, açık tasniftir...
“Anayasa”nın 67’nci maddesine göre, seçimler ve “referandum”lar, “gizli oy” açık tasnifle yapılır.
*
Hal böyleyken, ne isteniyor?
“Açık oy” açık tasnif.
*
Anayasa’ya aykırıdır!
*
Evet-hayır’a dönersek...
Aradım ustayı, Erkan Yolaç’ı.
*
Sıkı durun...
*
Meğer, AKP’ye yakın bi hukukçu derneği, benden önce aramış, “evet” kampanyasına katılması için teklifte bulunmuş iyi mi... Sokak reklamlarında kullanacaklarmış, akıllarınca slogan da hazırlamışlar, “Erkan Yolaç, evet’e yol aç” yazacaklarmış... “Maddi tarafının çok cazip olduğunu” söylemişler, “bu para fırsatı kaçmaz” diye tembihte bulunmuşlar.
*
Tek kelimeyle cevap vermiş büyük usta... “Hayır” demiş!
“Bugüne kadar şahsiyetimi satmadım, bundan sonra da satmaya niyetim yok.”
*
Üstelik, katmerli “hayır” demiş...
Çünkü, hem para karşılığında “evet” kampanyasına katılmaya “hayır” demiş, hem de referandumda “hayır” oyu vereceğini söylemiş.
*
“Peki, hayır kampanyası için teklif gelseydi?” diye sordum...
*
Avanta için kendini satan abidik kubidik sanatçı bozuntularına ders gibi cevap verdi: “Gene kabul etmezdim. Bir tane oyum var, kullanırım, o kadar... Halka mal olmuş, halkın sevgisiyle programına 48 yıl devam etmiş biri olarak, para karşılığında halkın siyasi tercihini yönlendirmek kişiliğime, karakterime yakışmaz!”
*
Bunca pespayeliğin arasında, omurgalı kalan ustalarıyla onur duyuyor insan.
*
Netice itibariyle...
Duydunuz zilin sesini.
Başka kapıya...
İzmir Marşı’yla!
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET