AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

- Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (4)- "Gerçek bir dostluk testinden geçiyor Almanya. Bu, aslında bizim sorunumuz da değil, Almanya'nın da sorunu. Bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var. Alman ekonomisine 40 milyar avro katkı sağlayan, 400 bin iş yeri sahibi olan, milyonlarca...

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Almanya Parlamentosunda bugün oylanacak 1915 olaylarına ilişkin tasarıyla Almanya'nın gerçek bir dostluk testinden geçtiğini belirterek, "Bu, aslında bizim sorunumuz da değil, Almanya'nın da sorunu. Bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var. Alman ekonomisine 40 milyar avro katkı sağlayan, 400 bin iş yeri sahibi olan, milyonlarca insana aş, ekmek sağlayan bu kadar büyük bir topluluğu hayal kırıklığına uğratmaya Alman dostlarımızın hakkı yok diye düşünüyorum." dedi.

Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen, partisinin 109. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Terörün Türkiye'yi bölmeye çalıştığını vurgulayan Yıldırım, PKK'nın, vatandaşlar arasına husumet sokmaya çalışan bir profesyonel örgüt olduğuna dikkati çekti. Yıldırım, "Bunların 'Kürtler' diye bir sorunu yok, bunu milletim bilsin. 78 milyon vatandaşımızın PKK terör örgütü gibi bir sorunu var. Bu sorunu da Türkiye'nin gündeminden çıkaracağız." ifadesini kullandı.

"Bu kanlı terör örgütünü millet ile devlet arasından çıkaracağız." diyen Yıldırım, terör örgütü PKK'nın her türlü tahribatı yaptığını anlattı.

Terör olaylarında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, gazilere ise hayırlı uzun ömür dileyen Yıldırım, terörle mücadelenin devam edeceğini söyledi.

Vatandaşların "terör veya operasyonlar ne zaman bitecek" diye sorduğunu aktaran Yıldırım, operasyonların PKK terör örgütü silahlarını bırakıncaya, Türkiye'nin her köşesinde vatandaşların rahatça seyahat edebilecekleri ortam sağlanıncaya, huzur, barış ve kardeşlik sağlanıncaya kadar devam edeceğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, "Bu terör grupları silahlarını gömerek, üzerine beton atarak, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bu ülkeyi terk edinceye kadar bu mücadele, bu operasyonlar kararlılıkla devam edecek." dedi.

Ramazan ayının önemine değinen ve bu ramazanın diğerlerinden daha önemli olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:

"Özellikle batı bölgelerimizdeki teşkilatlarımızın ramazanda Güneydoğu'ya, Doğu'ya gitmelerini, onlarla dayanışma içinde olmalarını, onlarla lokmalarını paylaşmalarını, bir ve beraber olmalarını istiyorum. Bütün teşkilatlarımızın bu konuda çok kapsamlı programlar yapmalarını özellikle sizlerden istiyorum. Bugün düne göre kardeşliği, dayanışmayı arttırmaya daha fazla ihtiyacımız var."

- 65. Hükümetin çalışmaları

65. Hükümet'in hedefleri hakkında bilgi veren Yıldırım, "65. Hükümet'in ön plana çıkacak en önemli özelliklerinden bir tanesi; üreten, yatırım yapan, iş, aş oluşturan bir hükümet olacağız. Yatırıma özel önem vereceğiz." dedi.

Başbakan Yıldırım, üretmek ve yatırım yapmak isteyenlerin önünü açacaklarını vurguladı.

65. Hükümet'in masrafları ve maliyetleri azaltarak, orta ve uzun vadede gelirleri arttıracağını anlatan Yıldırım, "Gereksiz kaynak kullanımının önüne geçeceğiz. Verimsiz yatırımlara değil, daha önemli yatırımlara öncelik vereceğiz. Kamu başta olmak üzere israfın önlenmesi için her türlü tedbiri alacağız." şeklinde konuştu.

- Almanya Parlamentosunda bugün oylanacak tasarı

Almanya Parlamentosunda bugün oylanacak 1915 olaylarıyla ilgili tasarıya da değinen Yıldırım, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Gerçek bir dostluk testinden geçiyor Almanya. Bu, aslında bizim sorunumuz da değil, Almanya'nın da sorunu. Bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var. Alman ekonomisine 40 milyar avro katkı sağlayan, 400 bin iş yeri sahibi olan, milyonlarca insana aş, ekmek sağlayan bu kadar büyük bir topluluğu hayal kırıklığına uğratmaya Alman dostlarımızın hakkı yok diye düşünüyorum."

Başbakan Yıldırım, "Bazen dost diye bildiğimiz ülkeler iç siyasette çaresizliğe düşünce 'acaba dikkati nereye çekelim' diye böyle parlak fikirlerle geliyorlar, bu da onlardan biri." ifadesini kullandı.

İsveç'te öğrenim gördüğü sırada yaşadığı bir anıyı da paylaşan Yıldırım, şunları anlattı:

"Bir İngiliz profesör vardı, Alberto. Değişik memleketlerden talebeler var, Afrika'dan var, Uzakdoğu'dan var, Avrupa'dan, Orta Asya'dan var. Sınıfa giriyoruz, adamcağız siyahi kardeşlerimize iltifat ediyor, bizim yüzümüze bakmıyor. Bir böyle, iki böyle, canım sıkıldı, dedim ki, 'Hocam sen beni önceden tanıyor musun, aramızda bir mevzu mu var' dedim. Şaşırdı. 'Yok, niye öyle düşünüyorsun' dedi. Dedim ki 'Şu adamlar girince iltifatın bini bir para, bize gelince yüzünü çeviriyorsun.' 'Onlar girince yarı beline kadar eğilip 'yes sör' diyor, sen hiç iplemiyorsun ama ben biliyorum niye böyle yapıyorsun. Dünyada esaret altına girmeyen iki ulus vardır, birisi İngilizler, diğeri de Türkler' dedi."

Yıldırım, "Biz böyle bir milletiz, böyle bir medeniyetiz. Gittiğimiz yerlere kan, gözyaşı değil, kardeşlik götürmüşüz, barış götürmüşüz. Kimsenin dinine, diline, inanışına, yaşayışına dokunmamışız. Eğer öyle yapsaydık bugün dünyanın üçte ikisi Türkçe konuşurdu." ifadelerini kullandı.

Bu konuda Fransız ve İngilizlerden örnekler veren Yıldırım, "Bizim inancımızda emperyalizm yok, bizim inancımızda insanları baskı altına almak yok. 'Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü', biz bu anlayışla sevdik." diye konuştu.

- "Halkın arasından da asla ayrılmayacağız"

Her zaman halk içinde, halkla beraber olacaklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Özellikle ramazanda Mevlamızla beraber olacağız ama halkın arasından da asla ayrılmayacağız. Bu manevi günlerin bereketinden, feyzinden azami ölçüde istifade edeceğiz. Bakanlarımızla özellikle hafta sonları bölgeye mutlaka gidilecek, oralarda kardeşlerimizle, vatandaşlarımızla çok büyük, şaşalı toplantılara lüzum yok. Tantanayla, gürültüyle değil, mütevazi sofralara sessizce gidip onlarla dertleşmek, onlarla hemhal olmak her şeyden daha güzel. Çünkü millet çok şey istemiyor, millet devletiyle, hükümetiyle hemhal olmak istiyor, iç içe olmak istiyor, beraber olmak istiyor."

- "Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın can ve mal güvenliği vazgeçilmezdir"

Türkiye Cumhuriyeti başbakanlarının gelenek olarak ilk ziyaretlerini KKTC'ye gerçekleştirdiklerini anımsatan Başbakan Yıldırım, "Onların da tek umudu elde ettikleri hakları geriye götürmeyecek, yan yana, birlikte adil ve eşit şartlarda yaşayacakları bir çözümün elde edilmesi. Bu konuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileriyle aramızda hiçbir farkın olmadığını gördük, bunu bir kez daha teyit ettik. 40 yılı aştı, inşallah bir çözüm olur, olmazsa dünyanın sonu değil. Bizim için Kıbrıs'ta yaşayan soydaşlarımızın can ve mal güvenliği vazgeçilmezdir. Biz bunun için bir bedel ödedik, bu konuda da asla ve asla zerre kadar bir esnememiz olmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yıldırım, gelenek olarak yarın da Azerbaycan'a gideceklerini hatırlatarak, buradaki vatandaşlarla buluşacaklarını ve Tiflis-Bakü, TANAP, Şah Deniz projeleri başta olmak üzere Kafkasları ve Orta Asya'yı Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak projeleri konuşacaklarını anlattı.

Salondakilere, konuşmasının ne kadar sürdüğünü soran Başbakan Yıldırım, bir saate yaklaştığı söylenince, "Eyvah çok konuşmuşuz. Halbuki yarım saatte kesecektik. Siz uyarın beni bundan sonra, siyasete fazla alışmayalım. Hizmet daha iyi." ifadelerini kullandı.

(Bitti)