AK Parti Bolu 6. Olağan İl Kongresi

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (3)"Suriye'de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen.

BOLU (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim?" dedi.

Erdoğan, Karaçayır Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin 6. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde tarihinin en büyük tehdidini daha fazla büyümeden, tehlikeli hale gelmeden bertaraf etmeyi başardığını belirtti.

Türkiye'yi ve milleti esir etmek, ezanı susturmak, bayrağı indirmek için başlatılan bu saldırılar boşa çıkartılınca bir başka tehdidin daha musallat edildiğine dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ve Irak sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturmak isteyenlerin yüzlerindeki maskeyi indirip niyetlerini ifşa ettiğini söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin bunun üzerine kararlı şekilde harekete geçtiğini ve kimsenin ummadığı, ihtimal vermediği operasyonları başlattığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin de içinde bulunduğu bölgede uygulanmaya çalışılan plan, bizi iş birliği yaptığımız güçleri gözden geçirmeye mecbur bıraktı. 'Müttefikimiz', hatta 'dostumuz' dediğimiz güçlere bakışımızı, bize söylenen sözlere değil sahadaki eylemlere göre yeniden belirledik. İçinde bulunduğumuz NATO, biz bu NATO'nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO'dan bize bir görev terettüp ettiğinde, yeri geldi Somali'de, Afganistan'da, Balkanlar'da olduk. Peki bütün buralarda biz yer alırken, şu anda Suriye'de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Ama maalesef şu ana kadar hala olumlu bir ses, söz yok."

- "Bin kilometrekareye yaklaşıyoruz"

Diğer birtakım hususlarda çıkarların çatıştığı kimi başka güçlerle de bölgedeki fiili durum çerçevesinde Türkiye'nin ortak hareket etme yollarını aradığını, bu çabalar sırasında ciddi sıkıntılarla, engellerle karşılaşıldığını dile getiren Erdoğan, milletin 15 Temmuz'da ortaya koyduğu güçlü iradeyle kimsenin bu kıyam karşısında direnme şansının kalmadığını belirtti.

Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'yla terör koridorunun bağrına hançer saplandığını, 3 bin DEAŞ'lının oralardan derdest edildiğini anımsattı.

Irak'ın kuzeyindeki gelişmelerde çok net ve tavizsiz bir tutum izlenerek oradaki oyunun da bozulduğunun altını çizen Erdoğan, şimdi ise Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nın yürütüldüğünü ifade etti.

"Bölgede teröristlerden arındırdığımız alanın büyüklüğü, 900 kilometrekareyi aştı, bin kilometrekareye yaklaşıyoruz." diyen Erdoğan, bu mücadelenin bedelsiz olmadığını aktardı.

Erdoğan, terörle mücadelede, 15 Temmuz'da, sınır ötesi harekatlarda bedel ödendiğini belirterek, bin yıldır bu toprakların kanla sulanarak "vatan" haline getirildiğini, şimdi de aynı şekilde korunabileceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fitneye fesada uğratma bizi / Arşa kadar yücelt dirliğimizi / Bozdurma haine birliğimizi / Bu cennet vatanı böldürme Yarab / Yüzümüz ak olsun kara düşürme / Vatanımı koru zora düşürme / Ana yüreğini kora düşürme / Gülleri dalında soldurma Yarab." dizelerini okudu.

Bugünkü özgürlüğün, ecdadın Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Dumlupınar'da yaptığı fedakarlıklara borçlu olunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bugün de biz bu fedakarlığı yapacağız ki bizden sonrakilere güvenli, güçlü, huzurlu, müreffeh bir Türkiye, gelecek bırakalım. Rabbim istiklali ve istikbali için gerektiğinde canını ortaya koyan milletimizin her bir ferdinden razı olsun. Böyle bir milletin evladı olmakla ne kadar iftihar etsek azdır." diye konuştu.

- "Kimi maalesef gafletinin kurbanı oldu"

Türkiye'nin gerek sınırları içerisinde gerekse sınırları ötesinde yaptığı operasyonların amacının ortada olduğuna değinen Erdoğan, Türkiye'nin haklıya hakkını, haine de cezasını verdiğini vurguladı.

Erdoğan, şu degerlendirmede bulundu:

"Bu ülkenin ve bu milletin canından aziz bildiği değerlerine yapılan saldırılar karşısında susup oturmak bize yakışır mı? Dirliğimizi, beraberliğimizi, vatanımızı, bayrağımızı savunmak bizim namus borcumuzdur. Asıl bunu yapmazsak milletimizden aldığımız emanete sahip çıkmamış oluruz. İşte o zaman ne burada olduğu gibi milletimizin karşısına başımız dik yüreğimiz ferah şekilde çıkabiliriz ne de yarın dünyada bunun hesabını verebiliriz.

Türkiye yıllarca, 'Aman ne ben kimseye dokunayım ne de kimse bana dokunsun.' diyen idare-i maslahatçılardan çok çekti. Ülkesine aşık milletini seven birileri çıktı fabrika kurdu, proje geliştirdi, uçak yaptı, silah yaptı, motor yaptı. Birileri çıktı mazisiyle atisi arasında köprü kuracak fikirler geliştirdi, eserler verdi gayret ortaya koydu sonra başka birileri çıktı bunların hepsini de adeta silindirle ezercesine yok etti. Kimi menfaat için bunu yaptı, kimi taammüden ihanet içinde olduğu için aynı yola başvurdu. Kimi maalesef gafletinin kurbanı oldu. Bu haksızlığa, adaletsizliğe karşı çıkması gereken siyasetçilerimiz, yöneticilerimiz sırf kendi ikbal ve beklentileri için hep seyirci kaldı. Geriye dönüp baktığımızda İkinci Dünya Savaşı sonrasında neredeyse benzer şartlarda yola çıktığımız nice ülkenin bugün fersah fersah önümüzde olmasının sebebinin bu olduğunu görüyoruz."

Türkiye topraklarının 780 bin kilometrekare olduğunu hatırlatan Erdoğan, buraya 18 milyon kilometrekareden gelindiğine, devamlı toprak kaybedildiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salondakilere "Kimse o kaybedenlere hesap sordu mu? Nasıl bu toprakları kaybettik diye sordu mu?" diye seslendi.

(Sürecek)