AJANSA PLAJ KIYAFETİYLE, TERLİKLE GELİYORLAR! AJANS KRİZİNDE AÇIKLAMALAR SAVAŞI! (MEDYARADAR/ÖZEL)
Daha önce AA çalışanlarından gelen açıklamaya karşı cenahtan çalışanlar yeni bir açıklamayla cevap verdi, polemik iyice büyüdü!..
Anadolu Ajansı’nda yaşandığı iddia edilen haksızlıklar üzerine yayınladığımız haberlere yönelik ajans çalışanlarından açıklama geldi.
İşte bir AA çalışanının MEDYARADAR’a gönderdiği açıklama...
“Hızlı, doğru ve tarafsız” haber ilkesiyle 91 yıldır haber üreten Anadolu Ajansı ne yazık ki “emekliler çiftliği” haline geldi. Koalisyonlar döneminde ahbap-çavuş ilişkisiyle Ajans kadrosu habercilikten uzak insanlarla dolduruldu. Kimisi emekliliğinden 15 yıl kimisinin 10 yıl geçmesine karşın hiçbir sorumluluk ve vicdan muhasebesi yapmadan çalışır gözüktü yalnızca...
Sendikayı kendisine kalkan yaparak, günü gün eden ajans çalışanları müşteşar maaşının neredeyse iki katıyla “emekliler ordusu” olarak AA’nın üzerinde karabasan gibi gezmeye devam etti. Çalışmadan yalnızca aylık maaşlarına baktılar.
İşin en vahim ve acı tarafı ise emekli tazminatı olarak 500 bin lira civarında para olacak olanlar hınçlarını Somali’de bir kuru ekmeğe muhtaç bebeklerden çıkardılar. Emekli dilekçelerini verir vermez Somali için yaptıkları 50 TL’yi 100 TL’yi geri isteyecek kadar alçaldılar.
Emekliliği gelmesine karşın AA’ya neredeyse plaj kıyafetiyle gelecek kadar umursamaz olanların giydikleri şortları kim yalanlayacak? Terlikle ajansa gelenleri kim ayıplayacak ?
Mesai saati içinde kuaföre, maniküre giden, internet sitelerinde alış veriş yapan emekliler keyiflerini, saltanatlarını bozdukları için feryat ediyorlar.
AA’ya işe giren her yeni personeli “badem bıyıklı”, “ saltanat kayığına binen insanlar” olarak tanımlayan emeklilerin dertleri Güneydoğu’da şehit olan askerler olmadı hiç bir zaman. Habercilik değerlerinden uzak insanların, ülkenin Başbakanı’na, bakanlarına yönelik akıl almaz, izana sığmaz hakaretleriyle nasıl bir siyasi rol oynadıkların kim açıklayacak? “Ajansa sıkma başlarla, badem bıyıklıları alacaklar” diyerek hakaret eden emeklilerin her seçim döneminde , sonuçları gece yarısına kadar kendi eğilimlerindeki siyasi partileri birinci çıkardıklarını kim açıklayacak? İktidara geldiği günden bu yana Ak Parti’yi göndereceklerine inanan grup acaba kimlerden oluşuyordu?
Kurumun yemekhanesinde çıkan dört kap yemeği tıka basa yedikten sonra “yemek nasıldı ?” diye soranlara “leş gibiydi”, ‘’iğrençti’’ diyebilen emekliler sendika seçimlerinde “yobazları delege seçtirmeyin” diye anahtar pusula dağıttıklarını ne çabuk unuttular.
Stajyer muhabire hakaret eden, haber üreten, ter döken muhabiri “çalışan marabalar” diyerek küçük gören emekliler hangi gün bir muhabire ön ayak olup yol gösterdiler, ağabeylik yaptılar?
“Kıdem tazminatımız elimizden gidecek” diyerek emeklilik dilekçesini verdikleri ikinci dakikada muhasebe müdürlüğüne giderek tazminatını hesaplatan, sonra da “Anadolu Ajansı’nda kıyım var” yaygarasını yapanlar neye sığınıyor?
“Emek, özgürlük” derken, çalışanları ideolojik kamplara bölerek sınıflandıran ve “bizim servislere yobazlar giremez” diye Anadolu Ajansı’nın bazı servislerini kurtarılmış bölgelere ayıranlar hangi demokratlığa sığınıyor?
İktidar partisine küfür ederken emekli olmamak için iktidar partisinin bakanlarının eteğine yapışarak, onlardan medet umanlar hangi gazetecilik etiğinden dem vuruyor?
Yönetimin “Emekli olmayı düşünüyor musunuz?” sorusu na, korkuyla hemen emeklilik dilekçesini verenlerin gazeteciliğin yalnızca Ankara’da yapıldığını, masa başında gazetecilik olacağını düşünmelerine ne demeli ?
AA’nın 24 saat esasına göre, kar, yağmur, terör, deprem demeden çalışan yurt muhabirleri emeklilerin aldığı maaşın altıda birini alırken duydukları heyecanın yüzde birini hiç duymuşlar mıdır?
Sabah gündem toplantısına özel haber diye yıllardır rutin haberleri getirenler Genel Müdür’ün “Bu nasıl özel haber?” sorusu karşısında paniğe kapıldılar. Çalışmaktan ödleri koptu.
Size açıkça söylüyorum... AA’da kıyım yok. AA daha yeni nefes almaya başladı. Atatürk’e yakışır bir kurum olmaya başladı. Sitenizde yer alan mektup açık söylemeliyim, yüreğimi acıttı. Belki onlar kadar maaş almıyorum, ancak onlardan daha çok Anadolu Ajansı’nı seviyorum. Çünkü ben ve benim gibiler hiçbir zaman ekmek yediğimiz kuruma hakaret etmedik.
AA’nın gerçek çalışanları.
İyi çalışmalar.
MEYDARADAR/ÖZEL
İşte bir AA çalışanının MEDYARADAR’a gönderdiği açıklama...
“Hızlı, doğru ve tarafsız” haber ilkesiyle 91 yıldır haber üreten Anadolu Ajansı ne yazık ki “emekliler çiftliği” haline geldi. Koalisyonlar döneminde ahbap-çavuş ilişkisiyle Ajans kadrosu habercilikten uzak insanlarla dolduruldu. Kimisi emekliliğinden 15 yıl kimisinin 10 yıl geçmesine karşın hiçbir sorumluluk ve vicdan muhasebesi yapmadan çalışır gözüktü yalnızca...
Sendikayı kendisine kalkan yaparak, günü gün eden ajans çalışanları müşteşar maaşının neredeyse iki katıyla “emekliler ordusu” olarak AA’nın üzerinde karabasan gibi gezmeye devam etti. Çalışmadan yalnızca aylık maaşlarına baktılar.
İşin en vahim ve acı tarafı ise emekli tazminatı olarak 500 bin lira civarında para olacak olanlar hınçlarını Somali’de bir kuru ekmeğe muhtaç bebeklerden çıkardılar. Emekli dilekçelerini verir vermez Somali için yaptıkları 50 TL’yi 100 TL’yi geri isteyecek kadar alçaldılar.
Emekliliği gelmesine karşın AA’ya neredeyse plaj kıyafetiyle gelecek kadar umursamaz olanların giydikleri şortları kim yalanlayacak? Terlikle ajansa gelenleri kim ayıplayacak ?
Mesai saati içinde kuaföre, maniküre giden, internet sitelerinde alış veriş yapan emekliler keyiflerini, saltanatlarını bozdukları için feryat ediyorlar.
AA’ya işe giren her yeni personeli “badem bıyıklı”, “ saltanat kayığına binen insanlar” olarak tanımlayan emeklilerin dertleri Güneydoğu’da şehit olan askerler olmadı hiç bir zaman. Habercilik değerlerinden uzak insanların, ülkenin Başbakanı’na, bakanlarına yönelik akıl almaz, izana sığmaz hakaretleriyle nasıl bir siyasi rol oynadıkların kim açıklayacak? “Ajansa sıkma başlarla, badem bıyıklıları alacaklar” diyerek hakaret eden emeklilerin her seçim döneminde , sonuçları gece yarısına kadar kendi eğilimlerindeki siyasi partileri birinci çıkardıklarını kim açıklayacak? İktidara geldiği günden bu yana Ak Parti’yi göndereceklerine inanan grup acaba kimlerden oluşuyordu?
Kurumun yemekhanesinde çıkan dört kap yemeği tıka basa yedikten sonra “yemek nasıldı ?” diye soranlara “leş gibiydi”, ‘’iğrençti’’ diyebilen emekliler sendika seçimlerinde “yobazları delege seçtirmeyin” diye anahtar pusula dağıttıklarını ne çabuk unuttular.
Stajyer muhabire hakaret eden, haber üreten, ter döken muhabiri “çalışan marabalar” diyerek küçük gören emekliler hangi gün bir muhabire ön ayak olup yol gösterdiler, ağabeylik yaptılar?
“Kıdem tazminatımız elimizden gidecek” diyerek emeklilik dilekçesini verdikleri ikinci dakikada muhasebe müdürlüğüne giderek tazminatını hesaplatan, sonra da “Anadolu Ajansı’nda kıyım var” yaygarasını yapanlar neye sığınıyor?
“Emek, özgürlük” derken, çalışanları ideolojik kamplara bölerek sınıflandıran ve “bizim servislere yobazlar giremez” diye Anadolu Ajansı’nın bazı servislerini kurtarılmış bölgelere ayıranlar hangi demokratlığa sığınıyor?
İktidar partisine küfür ederken emekli olmamak için iktidar partisinin bakanlarının eteğine yapışarak, onlardan medet umanlar hangi gazetecilik etiğinden dem vuruyor?
Yönetimin “Emekli olmayı düşünüyor musunuz?” sorusu na, korkuyla hemen emeklilik dilekçesini verenlerin gazeteciliğin yalnızca Ankara’da yapıldığını, masa başında gazetecilik olacağını düşünmelerine ne demeli ?
AA’nın 24 saat esasına göre, kar, yağmur, terör, deprem demeden çalışan yurt muhabirleri emeklilerin aldığı maaşın altıda birini alırken duydukları heyecanın yüzde birini hiç duymuşlar mıdır?
Sabah gündem toplantısına özel haber diye yıllardır rutin haberleri getirenler Genel Müdür’ün “Bu nasıl özel haber?” sorusu karşısında paniğe kapıldılar. Çalışmaktan ödleri koptu.
Size açıkça söylüyorum... AA’da kıyım yok. AA daha yeni nefes almaya başladı. Atatürk’e yakışır bir kurum olmaya başladı. Sitenizde yer alan mektup açık söylemeliyim, yüreğimi acıttı. Belki onlar kadar maaş almıyorum, ancak onlardan daha çok Anadolu Ajansı’nı seviyorum. Çünkü ben ve benim gibiler hiçbir zaman ekmek yediğimiz kuruma hakaret etmedik.
AA’nın gerçek çalışanları.
İyi çalışmalar.
MEYDARADAR/ÖZEL