Ahmet Şık'a 'Cumhurbaşkanı'na hakaret'ten soruşturma!
Cumhuriyet gazetesi tutuklu muhabiri Ahmet Şık hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla yeni bir soruşturma başlatıldı.
Dün savcılıkta ifade veren Şık, “Suçlama konusu konuşmamdaki söylediklerim siyasal eleştiridir. Her biri bir hakikate işaret etmektedir” dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, 'FETÖ' propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan Ahmet Şık hakkında, 31 Ekim 2016’da gazetemize yapılan operasyon sırasında bir gazetecinin sorularına karşılık olarak verdiği siyasal eleştiri içerikli cevaplar nedeniyle soruşturma başlatıldı. Şık, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Umut Tepe’ye ifade verdi.
Gazeteci Ahmet Şık, 2011 yılında Emniyet’teki Gülen cemaati ile ilgili “İmamın Ordusu” kitabı nedeniyle Ergenekon üyeliği suçlamasıyla 11 ay tutuklu kalmıştı. Şık, 5 yıl aradan sonra Kasım 2016’da da haberleri ve Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek FETÖ/PDY propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanmıştı. Nisan ayında açıklanan Cumhuriyet iddianamesinde ise bu suçlama düşmüş, Şık’a PKK/KCK ve DHKP-C suçlaması yöneltilmişti. İddianamenin kabulüyle duruşma günü 24 Temmuz olarak belirlenmişti. Duruşma gününe sayılı günler kala Şık hakkında yeni bir soruşturma daha başlatıldı. Savcı Umut Tepe, Şık’ın 31 Ekim’deki Cumhuriyet operasyonu sırasında gazeteci Ece Zereycan’ın sorularına verdiği yanıtları soruşturma konusu yaptı.
Gerçek suçluları bulun
Şık, savcı Umut Tepe’ye suçlamayla ilgili verdiği ifadesinde, söz konusu konuşmayı Erdoğan’a hakaret kastıyla yapmadığını belirterek, şunları söyledi: “Suçlama konusu edilen konuşmamdaki söylediklerim siyasal eleştiridir. Her biri nesnel temelleri olan bir hakikate işaret etmektedir. Şimdi FETÖ diye kodlanan Gülen cemaatini iktidarına ortak eden AKP ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır ki kendisi de ‘ne istediler de vermedik’ ve ‘ben de bunlara çok yardım ettim’ diyerek Allah’tan ve milletinden af dilemiştir. Suçunu da itiraf etmiş kişi ya da kişiler hakkında soruşturma açılması gerekirken aksine tüm mesleki ve siyasal geçmişi Fethullah Gülen cemaatinin yarattığı tehlikeye dikkat etmeye çalışan gazeteciler, Cumhuriyet gazetesi mensupları FETÖ’cü suçlamasıyla tutuklanmıştır. Hal böyle iken somut gerçeklere dikkat çeken bir siyasal eleştiri de hakaret kastı aramak yerine gerçek suçluların peşine düşmek gerekir. Suçunu da itiraf etmesine rağmen hakkında ciddi kuşkular bulunan şüpheliler hakkında sıfatı her ne olursa olsun soruşturma açmayan yargı mensupları hakkında da görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından soruşturma açılması gerekmektedir.” Şık, ifadenin ardından Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Şık’a yargı tacizi
Şık hakkında tutuklandıktan sonra iki yıl önce yazdığı iki haberine daha soruşturma başlatılmıştı. Bunlardan biri savcı Umut Tepe’nin daha önce takipsizlik verdiği savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasına ilişkin haberdi. Şık hakkında başlatılan diğer soruşturmanın konusu ise IŞİD’in Mart 2014’teki Niğde saldırısına ilişkin dava dosyasındaki silah ve cephane alım satımı ile ilgili telefon konuşmalarını konu alan 14 Şubat 2015 tarihli “Cihatçılar silah pazarlığında” başlıklı haberdi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, 'FETÖ' propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan Ahmet Şık hakkında, 31 Ekim 2016’da gazetemize yapılan operasyon sırasında bir gazetecinin sorularına karşılık olarak verdiği siyasal eleştiri içerikli cevaplar nedeniyle soruşturma başlatıldı. Şık, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Umut Tepe’ye ifade verdi.
Gazeteci Ahmet Şık, 2011 yılında Emniyet’teki Gülen cemaati ile ilgili “İmamın Ordusu” kitabı nedeniyle Ergenekon üyeliği suçlamasıyla 11 ay tutuklu kalmıştı. Şık, 5 yıl aradan sonra Kasım 2016’da da haberleri ve Twitter paylaşımları gerekçe gösterilerek FETÖ/PDY propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanmıştı. Nisan ayında açıklanan Cumhuriyet iddianamesinde ise bu suçlama düşmüş, Şık’a PKK/KCK ve DHKP-C suçlaması yöneltilmişti. İddianamenin kabulüyle duruşma günü 24 Temmuz olarak belirlenmişti. Duruşma gününe sayılı günler kala Şık hakkında yeni bir soruşturma daha başlatıldı. Savcı Umut Tepe, Şık’ın 31 Ekim’deki Cumhuriyet operasyonu sırasında gazeteci Ece Zereycan’ın sorularına verdiği yanıtları soruşturma konusu yaptı.
Gerçek suçluları bulun
Şık, savcı Umut Tepe’ye suçlamayla ilgili verdiği ifadesinde, söz konusu konuşmayı Erdoğan’a hakaret kastıyla yapmadığını belirterek, şunları söyledi: “Suçlama konusu edilen konuşmamdaki söylediklerim siyasal eleştiridir. Her biri nesnel temelleri olan bir hakikate işaret etmektedir. Şimdi FETÖ diye kodlanan Gülen cemaatini iktidarına ortak eden AKP ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır ki kendisi de ‘ne istediler de vermedik’ ve ‘ben de bunlara çok yardım ettim’ diyerek Allah’tan ve milletinden af dilemiştir. Suçunu da itiraf etmiş kişi ya da kişiler hakkında soruşturma açılması gerekirken aksine tüm mesleki ve siyasal geçmişi Fethullah Gülen cemaatinin yarattığı tehlikeye dikkat etmeye çalışan gazeteciler, Cumhuriyet gazetesi mensupları FETÖ’cü suçlamasıyla tutuklanmıştır. Hal böyle iken somut gerçeklere dikkat çeken bir siyasal eleştiri de hakaret kastı aramak yerine gerçek suçluların peşine düşmek gerekir. Suçunu da itiraf etmesine rağmen hakkında ciddi kuşkular bulunan şüpheliler hakkında sıfatı her ne olursa olsun soruşturma açmayan yargı mensupları hakkında da görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarından soruşturma açılması gerekmektedir.” Şık, ifadenin ardından Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
Şık’a yargı tacizi
Şık hakkında tutuklandıktan sonra iki yıl önce yazdığı iki haberine daha soruşturma başlatılmıştı. Bunlardan biri savcı Umut Tepe’nin daha önce takipsizlik verdiği savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasına ilişkin haberdi. Şık hakkında başlatılan diğer soruşturmanın konusu ise IŞİD’in Mart 2014’teki Niğde saldırısına ilişkin dava dosyasındaki silah ve cephane alım satımı ile ilgili telefon konuşmalarını konu alan 14 Şubat 2015 tarihli “Cihatçılar silah pazarlığında” başlıklı haberdi.