Ahmet Kekeç'i kızdıran haber! Pis dedikodu Taraf'a manşet oldu!
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç bugünkü yazısında Taraf'ı yerden yere vurdu.
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Taraf'ın IŞİD'le ilgili haberini eleştirerek, Taraf'ı 'masabaşı habercilik' ve 'Türkiye aleyhine haberler yapmak'la suçladı.
İşte Ahmet Kekeç'in bugünkü yazısı...
Hemşirenin biri bir mektup yazmış, “IŞİD militanlarını tedavi etmekten bıktım” diyor ve “yetkililerden” yardım istiyor.
Hemşire kim?
Büyük gazetecilik başarılarına imza atmış Taraf muhabiri, hemşirenin ismini kodlamış... E. G. yahut F. G. gibi bir şey...
Hemşire, Mersin’de bir özel hastanede çalışıyor.
Hastanenin ismi? Yok...
Mektup kimden geliyor? Belli değil...
Hangi yetkililerden yardım isteniyor? Belli değil...
Mektup, “güvenlik birimlerine” yazılmış... “Nasıl yani” dediğinizi duyar gibiyim.
Nasıl yani?
Taraf muhabiri, herhalde, İçişleri Bakanlığı’na bağlı birimleri kast ediyor.
Polise mi gitmiş mektup?
Belli değil...
Jandarmaya mı gitmiş?
Belli değil...
Kimden geldiği, nerede yazıldığı ve kimlere gönderildiği bilinmeyen muhayyel bir mektup, “Türkiye’nin IŞİD’e verdiği desteğin en önemli kanıtı” olarak gazete manşetlerini süslüyor.
Belki de MİT’e gitmiştir mektup... Dış hadiselerle ilgilenen tek kuruluş olması hasebiyle MİT, yüksek şekva makamından yazılmış bu mektubun tek ve yegâne adresi olabilir...
Olabilir mi?
O da belli değil...
Bir “güvenlik birimi amiri” olarak İçişleri Bakanı’nın bu önemli mektuptan haberi yok...
MİT Müsteşarı’nın yok.
Jandarma Genel Komutanı’nın yok.
Emniyet Genel Müdürü’nün yok.
Mersin İl Emniyet Müdürü’nün yok.
İlçe Emniyet Müdürü’nün yok.
Nasıl olmuşsa, Taraf muhabirinin eline geçmiş...
İyi de birader, kime yazıldı bu mektup ve hangi yetkililerden yardım isteniyor?
Ben yetkili olsaydım, Taraf muhabirini arar, “O hemşireye yardım etmek istiyorum. Lütfen açık adını, açık adresini ve nerede çalıştığını söyler misin?” diye sorardım. Ayrıca, hemşirenin“tedavilerine katkıda bulunduğu” IŞİD militanlarının tam listesini isterdim.
Bir “operasyon gazetesi” olan, başka da bir şey olmayan Taraf, kaç zamandır, “Türkiye eşittir IŞİD” algısını oluşturmak için, çoğu masa başında derlenmiş “özel haberler” yapıyor.
Hep de aynı muhabir...
Haberin kaynağını da çoğunlukla “görgü şahitleri” ve “edinilen bilgiler” oluşturuyor.
Bu da “gazetecilik faaliyeti” oluyor.
Bir gazete düşünün ki, sürekli ülkesi aleyhinde yayınlar yapıyor.
Sürekli ülkesini küçültüyor.
Sürekli ülkesini terör örgütleriyle işbirliği içinde gösteriyor.
Sürekli “ülke aleyhtarı” lobi faaliyetlerine malzeme ve içerik üretiyor.
İsrail ve Amerikan gazeteleri bile, bu kadar cevval, bu kadar yaratıcı, bu kadar acımasız değil...
Dün, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf basının karşısına çıktı ve şunları söyledi: “Elimizde, IŞİDe destek veren ülkelerle ilgili bir bilgi bulunmuyor.”
Bu açıklama cevval Taraf gazetesini kesmeyecek elbette... Detaylı “masa başı çalışmasına” devam edecek...
Profesör Murat Belge de, haberciliğinde değer vehmettiği o muhabire övgüler düzecek...
Nitekim böyle bir şey yaptı. “Köşkte Köstebek” başlıklı habere gönderme yaparak, “Bu gibi iddialar ortada dururken, konunun üstünün örtülmesi mümkün görünmüyor” gibilerden sitayişkâr laflar etti.
Belge’yi gazetecilik adına heyecanlandıran habere göre, AK troller olarak bilinen grubu (Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde) Köşkte çalışan M. K. adlı bir “Tayyip Erdoğan ajanı” yönetiyormuş.
Bu pis dedikodu Taraf’a manşet oldu...
Profesör Murat Belge de, hayatında ilk fikri takibi yaptı ve bu pis dedikoduyu sütunlarına taşıdı, birtakım övgü cümleleriyle birlikte...
Ne diyordu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül? “İnsan gerçekten hayret ediyor...”
Murat Belge’nin bu “hallerini” görünce, insan gerçekten de hayret ediyor...
İşte Ahmet Kekeç'in bugünkü yazısı...
Hemşirenin biri bir mektup yazmış, “IŞİD militanlarını tedavi etmekten bıktım” diyor ve “yetkililerden” yardım istiyor.
Hemşire kim?
Büyük gazetecilik başarılarına imza atmış Taraf muhabiri, hemşirenin ismini kodlamış... E. G. yahut F. G. gibi bir şey...
Hemşire, Mersin’de bir özel hastanede çalışıyor.
Hastanenin ismi? Yok...
Mektup kimden geliyor? Belli değil...
Hangi yetkililerden yardım isteniyor? Belli değil...
Mektup, “güvenlik birimlerine” yazılmış... “Nasıl yani” dediğinizi duyar gibiyim.
Nasıl yani?
Taraf muhabiri, herhalde, İçişleri Bakanlığı’na bağlı birimleri kast ediyor.
Polise mi gitmiş mektup?
Belli değil...
Jandarmaya mı gitmiş?
Belli değil...
Kimden geldiği, nerede yazıldığı ve kimlere gönderildiği bilinmeyen muhayyel bir mektup, “Türkiye’nin IŞİD’e verdiği desteğin en önemli kanıtı” olarak gazete manşetlerini süslüyor.
Belki de MİT’e gitmiştir mektup... Dış hadiselerle ilgilenen tek kuruluş olması hasebiyle MİT, yüksek şekva makamından yazılmış bu mektubun tek ve yegâne adresi olabilir...
Olabilir mi?
O da belli değil...
Bir “güvenlik birimi amiri” olarak İçişleri Bakanı’nın bu önemli mektuptan haberi yok...
MİT Müsteşarı’nın yok.
Jandarma Genel Komutanı’nın yok.
Emniyet Genel Müdürü’nün yok.
Mersin İl Emniyet Müdürü’nün yok.
İlçe Emniyet Müdürü’nün yok.
Nasıl olmuşsa, Taraf muhabirinin eline geçmiş...
İyi de birader, kime yazıldı bu mektup ve hangi yetkililerden yardım isteniyor?
Ben yetkili olsaydım, Taraf muhabirini arar, “O hemşireye yardım etmek istiyorum. Lütfen açık adını, açık adresini ve nerede çalıştığını söyler misin?” diye sorardım. Ayrıca, hemşirenin“tedavilerine katkıda bulunduğu” IŞİD militanlarının tam listesini isterdim.
Bir “operasyon gazetesi” olan, başka da bir şey olmayan Taraf, kaç zamandır, “Türkiye eşittir IŞİD” algısını oluşturmak için, çoğu masa başında derlenmiş “özel haberler” yapıyor.
Hep de aynı muhabir...
Haberin kaynağını da çoğunlukla “görgü şahitleri” ve “edinilen bilgiler” oluşturuyor.
Bu da “gazetecilik faaliyeti” oluyor.
Bir gazete düşünün ki, sürekli ülkesi aleyhinde yayınlar yapıyor.
Sürekli ülkesini küçültüyor.
Sürekli ülkesini terör örgütleriyle işbirliği içinde gösteriyor.
Sürekli “ülke aleyhtarı” lobi faaliyetlerine malzeme ve içerik üretiyor.
İsrail ve Amerikan gazeteleri bile, bu kadar cevval, bu kadar yaratıcı, bu kadar acımasız değil...
Dün, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf basının karşısına çıktı ve şunları söyledi: “Elimizde, IŞİDe destek veren ülkelerle ilgili bir bilgi bulunmuyor.”
Bu açıklama cevval Taraf gazetesini kesmeyecek elbette... Detaylı “masa başı çalışmasına” devam edecek...
Profesör Murat Belge de, haberciliğinde değer vehmettiği o muhabire övgüler düzecek...
Nitekim böyle bir şey yaptı. “Köşkte Köstebek” başlıklı habere gönderme yaparak, “Bu gibi iddialar ortada dururken, konunun üstünün örtülmesi mümkün görünmüyor” gibilerden sitayişkâr laflar etti.
Belge’yi gazetecilik adına heyecanlandıran habere göre, AK troller olarak bilinen grubu (Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde) Köşkte çalışan M. K. adlı bir “Tayyip Erdoğan ajanı” yönetiyormuş.
Bu pis dedikodu Taraf’a manşet oldu...
Profesör Murat Belge de, hayatında ilk fikri takibi yaptı ve bu pis dedikoduyu sütunlarına taşıdı, birtakım övgü cümleleriyle birlikte...
Ne diyordu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül? “İnsan gerçekten hayret ediyor...”
Murat Belge’nin bu “hallerini” görünce, insan gerçekten de hayret ediyor...