AHMET KEKEÇ YİNE SONER YALÇIN'A ÇAKTI "ÇEK ELİNİ ERBAKAN'DAN UYANIK SOKRAT"

Star yazarı Ahmet Kekeç, Soner Yalçın'a Necmettin Erbakan'la yazdığı kitap üzerinden yüklendi..

Çek elini Erbakan’dan uyanık Sokrat

Düşürdüğü için içeri tıkıldığını söyleyen zat, rahmetli Necmettin Erbakan’ı konu alan ikinci kitabını yazdı.

İlkinin ismi “Hangi Erbakan”dı, İkincisinin ismi ise “Erbakan: Eziyet Edilerek Yalnızlığa Yükseltilen İnatçı Bir Siyasal Liderin Portresi...”

İki “Erbakan kitabı” arasındaki farka değinmeden önce, “düşündüğü için” içeri tıkıldığını iddia eden arkadaşla ilgili biriki şeysöylemek istiyorum.

Ergenekon soruşturması nedeniyle içeri alınınca, bir kitap yazdı ve kendisini Sokrat’la özdeşleştirdi: Sokrat düşündüğü için yok edilmek istenmiş, bizimki de tastamam Sokrat’ın izinden gittiği için bir sabah derdest edip Silivri’ye gönderilmiş...

Böyle şeyler yazıyordu kitabında ve hiç utanmıyordu.
Niçin içeri alındığını bilemem...
İçeri alınmasının “aşırı bir ceza” olduğu görüşlerine de hayır demem...
Bence de içeri alınması gerekmezdi. Pekâlâ yargılaması “tutuksuz”devam edebilirdi. Afaki bulabilirsiniz ama ben böyle düşünüyorum.

Her saçmalayanı içeri tıkmak gerekmediği gibi, her “bel altı gazeteciliği” de “Ergenekonculukla” tecziye edemezsiniz.
Sokrat düşünmüştü. Evet...
Bu arkadaş ne düşünmüştü? Merakımı muciptir hep...

Soysopla kafayı bozmak, toplumda sivrilmiş insanları “dönme” ilan etmek (“dönme” ilan etmek ve azgın milliyetçiliğin önüne atmak), hoşa gitmeyen gazeteciler hakkında çürütme kampanyaları düzenlemek, Halk TV’yi elde etmek için Baykal’a “ikna heyeti” göndermek, Sabetay Sevi’den neredeyse bir asır önce yaşamış Aziz Mahmut Hüdai’yi “Sabetaycı” ilan etmek, “ekol”la “okul”u karıştırmak, sahili bulunmayan ülkelere “deniz seferleri” düzenletmek düşünmekse, “evet, çok iyi düşünüyor”denilebilir...

Bir de şu:
Sokrat’ın düşüncelerinin “hasılasını” biliyoruz.

Ahmet Kekeç'in yazısının tamamı için tıklayın