Ahmet Kekeç Soner Yalçın'a yüklendi! Haysiyetli bir insan isen...
Ahmet Kekeç, Başbakan Erdoğan'ın gideceğini iddia eden Sözcü yazarı Soner Yalçın'a cevap verdi.
Başbakan Erdoğan'ın 1 Mayıs'ı yasakladığını savunan Soner Yalçın'ın “Lamı cimi yok... Bu Erdoğan gidecek kardeşim. Başka yolu yok. Gi-de-cek!”sözleri polemik konusu oldu.
Erdoğan'ın işgal döneminde İstanbul'da 1 Mayıs'ı yasaklayan İngilizlere benzeten Soner Yalçın'a cevap Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten geldi.
"Haysiyetli bir insan ne yapar?" başlıklı köşesinde Yalçın'a böyle yanıt verdi:
"Daha doğrusu, ne yapmaz?
BİR- Yalan söylemez.
İKİ- Gerçekleri çarpıtmaz.
ÜÇ- Olayların sadece bir yönüne bakarak “hüküm” çıkarmaz.
İşgal döneminde 1 Mayıs yasaklanmış mıdır, bilmem. Yasaklanmış olma ihtimali yüksektir... Şaşırtıcı bir durum sayılmaz bu...
Bilebildiğim kadarıyla, ilk yasak, İttihatçıların “Babıali baskını”ndan sonra gündeme geliyor... Hani, Soner Yalçın gibi ilericilerin “yücelttiği” ve “idealize ettiği” 1913 hükümet darbesi...
İttihatçılar (Enver Paşa ve hempaları) hükümet binasını bastı, Harbiye Nazırı Nazım Paşa’yı öldürdü, Sadrazam Kamil Paşa’ya zorla istifa dilekçesi imzalattı ve yönetime el koydu. 23 Ocak 1913... İki ay sonra da 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
Lozan görüşmelerinin (ikinci kez) henüz başladığı tarihlerde 1 Mayıs Ankara’da törenlerle kutlandı. Yani, Cumhuriyet’in ilanından altı ay kadar önce. Burada Birinci Meclis’in rolünü anmak lazım...
Derken Birinci Meclis lağvedilecek, ağırlığı Müdafaa-i Hukuk Grubu milletvekillerinin oluşturduğu yeni bir Meclis kurulacak, Cumhuriyet ilan edilecek, iki yıl sonra “Takrir-i Sükûn Kanunu” çıkarılacak ve 1 Mayıs kutlamaları “külliyen” yasaklanacaktır...
Soner Yalçın bu vetireyi niçin dinleyicilerinden gizliyor?
Niçin yasakçı İttihat ve Terakki’yi es geçiyor?
Bir “işgalci refleksi” olarak gördüğü “yasaklama” fiilinin Mustafa Kemal Paşa eliyle de tekrarlandığını niçin anlatmıyor ve niçin onun için de “aynen İngilizler gibiydi” ifadesini kullanmıyor?
1 Mayıs’la ilgili “kısıtlamalar”, ilk kez, gerici DP iktidarı döneminde “gevşetildi.”
İşçiler ilk kez “ücretli izinli” sayıldı.
İşçileri ücretli izinli sayan iktidarın sahipleri, “işçi hakları” lafzını ağzından düşürmeyen “devrimci komite” tarafından darağacına yollandı.
Bir başka gerici hükümet döneminde de (AK Parti hükümeti döneminde) 1 Mayıs “resmi bayram” ilan edildi. “Geriye dönüş” olmasın (ilerici hükümetler tekrar yasak getirmesin) diye bu konuda bir de “yasa” çıkarıldı.
Haysiyetli bir insan, “İngilizler de yasaklamıştı” demeden önce, 1 Mayıs’ın başka kimler tarafından yasaklandığına ve bu yasağın nasıl kaldırıldığına bakar, biraz utanır.
Haysiyetli bir insansa tabii..."
Erdoğan'ın işgal döneminde İstanbul'da 1 Mayıs'ı yasaklayan İngilizlere benzeten Soner Yalçın'a cevap Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten geldi.
"Haysiyetli bir insan ne yapar?" başlıklı köşesinde Yalçın'a böyle yanıt verdi:
"Daha doğrusu, ne yapmaz?
BİR- Yalan söylemez.
İKİ- Gerçekleri çarpıtmaz.
ÜÇ- Olayların sadece bir yönüne bakarak “hüküm” çıkarmaz.
İşgal döneminde 1 Mayıs yasaklanmış mıdır, bilmem. Yasaklanmış olma ihtimali yüksektir... Şaşırtıcı bir durum sayılmaz bu...
Bilebildiğim kadarıyla, ilk yasak, İttihatçıların “Babıali baskını”ndan sonra gündeme geliyor... Hani, Soner Yalçın gibi ilericilerin “yücelttiği” ve “idealize ettiği” 1913 hükümet darbesi...
İttihatçılar (Enver Paşa ve hempaları) hükümet binasını bastı, Harbiye Nazırı Nazım Paşa’yı öldürdü, Sadrazam Kamil Paşa’ya zorla istifa dilekçesi imzalattı ve yönetime el koydu. 23 Ocak 1913... İki ay sonra da 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı.
Lozan görüşmelerinin (ikinci kez) henüz başladığı tarihlerde 1 Mayıs Ankara’da törenlerle kutlandı. Yani, Cumhuriyet’in ilanından altı ay kadar önce. Burada Birinci Meclis’in rolünü anmak lazım...
Derken Birinci Meclis lağvedilecek, ağırlığı Müdafaa-i Hukuk Grubu milletvekillerinin oluşturduğu yeni bir Meclis kurulacak, Cumhuriyet ilan edilecek, iki yıl sonra “Takrir-i Sükûn Kanunu” çıkarılacak ve 1 Mayıs kutlamaları “külliyen” yasaklanacaktır...
Soner Yalçın bu vetireyi niçin dinleyicilerinden gizliyor?
Niçin yasakçı İttihat ve Terakki’yi es geçiyor?
Bir “işgalci refleksi” olarak gördüğü “yasaklama” fiilinin Mustafa Kemal Paşa eliyle de tekrarlandığını niçin anlatmıyor ve niçin onun için de “aynen İngilizler gibiydi” ifadesini kullanmıyor?
1 Mayıs’la ilgili “kısıtlamalar”, ilk kez, gerici DP iktidarı döneminde “gevşetildi.”
İşçiler ilk kez “ücretli izinli” sayıldı.
İşçileri ücretli izinli sayan iktidarın sahipleri, “işçi hakları” lafzını ağzından düşürmeyen “devrimci komite” tarafından darağacına yollandı.
Bir başka gerici hükümet döneminde de (AK Parti hükümeti döneminde) 1 Mayıs “resmi bayram” ilan edildi. “Geriye dönüş” olmasın (ilerici hükümetler tekrar yasak getirmesin) diye bu konuda bir de “yasa” çıkarıldı.
Haysiyetli bir insan, “İngilizler de yasaklamıştı” demeden önce, 1 Mayıs’ın başka kimler tarafından yasaklandığına ve bu yasağın nasıl kaldırıldığına bakar, biraz utanır.
Haysiyetli bir insansa tabii..."