Ahmet Kekeç Samanyolu Haber'in başlığına çok sert çıktı: Öyle mi rezil herifler?
Ahmet Kekeç, Samanyolu Haber'in 'havuz'lu başlığına sert bir yazıyla karşılık verdi.
Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı ve 24 TV'nin sahibi, Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'ın içinde bulunduğu araca dün İstanbul Halkalı'da silahlı saldırı düzenlendi.
Murat Sancak ve korumalarının olduğu otomobil, saat 12.00 sıralarında İstanbul Halkalı'da çapraz ateşe tutuldu. Otomobile çok sayıda kurşun isabet ederken, ölen ve yaralanan olmadı.
Bugün konuyu köşesine taşıyan Ahmet Kekeç, Samanyolu Haber'in "Havuz medyasının yöneticisine silahlı saldırı" şeklindeki haberine çok sert çıktı.
"Terör, kimden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun, “terör”dür rezil herifler." diyerek söze başlayan Kekeç, yazısını "Daha ne kadar rezilleşeceksiniz, merakla bekliyoruz!" diyerek bitirdi.
İşte Ahmet Kekeç'in bugünkü köşe yazısından dikkat çeken satırlar:
Terör uygulayan kişiye “terörist” adı verilir, terör eylemine de adlı adınca “terör eylemi” denir.
Dünyanın her yerinde böyledir bu... Değişmez!
Bir medya grubunun patronuna saldırılmıştır...
Ciddi bir saldırıdır bu... “Ama”sız, “fakat”sız, “lakin”siz kınanmalıdır.
Siz terörü kınama yürekliliği, hedef olmuş kişilere “geçmiş olsun” deme nezaheti ve inceliği göstermiyorsunuz. İnsanlık dersinde sınıfta kaldınız ve hadi “mazursunuz” diyelim...
Peki, o “havuz medyası” yaftalaması da ne oluyor rezil herifler?
Saldırı, “havuz medyası”na yönelik olduğunda, bunu doğal karşılamamız mı gerekiyor?
Ne demiş oluyorsunuz “havuz medyası” yaftalamasını kullanarak? Ve niçin haberlerinizde bu hususu özellikle öne çıkarıyorsunuz?
Saldırıyı meşrulaştırmak mı istiyorsunuz?
Bunun “doğal ve olması gereken” bir sonuç” olduğunu mu düşünüyorsunuz
Taraftarlarınıza, yüreklerini soğutacak bir mesaj vermeye mi çalışıyorsunuz?
İntikam duygularınızı mı köreltiyorsunuz?
Nedir?
Hayır, rezillikte sınır tanımaz tutumunuza elbette şaşırmıyoruz... Şaşırtmıyorsunuz artık bizi. Düstursuz, istikametsiz, omurgasız duruşunuzu “acıklı bir var olma çabası” olarak gördüğümüz ve kendi içinde “tolere edilebilir bir sapma”saydığımız için, insani bir refleks göstermenizi, haysiyetli bir yakınlaşma çabası içine girmenizi beklemiyoruz. Empati ve anlayış da beklemiyoruz... “Dayanışma” hiç beklemiyoruz.
Hiç değilse, rezilliklerinizi, “düşük ahlak” örneği olan tamahkârlıkla ve “cehaletle” taçlandırmayın.
Hem rezilsiniz, hem cahilsiniz.
Hem de “düşük ahlak” numunesisiniz.
BİR- Murat Sancak, “Star gazetesi” ve “Kanal 24”ü bünyesinde barındıran “Es Medya” grubunun “bir yöneticisi” değildir. Patronudur... Yani, Es Medya Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı’dır... “Bir yöneticisi” ifadesini özensizliğinizle değil, başka bir “duygu”yla açıklamak gerekiyor. Buradaki “profesyonel özensizliğin”, apaçık bir “tahfif girişimi” olduğunu ve teröre mazeret üretmek dışında bir işe yaramadığını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Mülaaneci dilinizden çok rezillikler sadır oldu. Elbette şaşırtmıyorsunuz bizi.
İKİ- Star gazetesi, açık ihale yoluyla TMSF’den satın alınmıştır. Star’ın ilk devirden sonraki sahibi, ikinci devirden sonraki sahipleri, üçüncü devirden sonraki sahipleri bellidir. Ticaret sicil kayıtlarından bu bilgilere (ve isimlere)ulaşılabilir. Kanal 24 ise, ilk dönem Star’ından bağımsız bir kuruluştur, TMSF’den alınmamıştır, sıfırdan kurulmuştur. Star gazetesinin devir öyküsü de bellidir. Gazete, bazı işadamlarının kurduğu “havuz”a değil, ticaret sicil kayıtlarından ismine rahatlıkla ulaşılabileceğiniz bir işadamına (açık ihale yoluyla) devredilmiştir. Yani, Star’ın “havuz medyası” yaftalamasıyla bir alakası bulunmuyor... “Havuz medyası” arıyorsanız, yine TMSF’den açık ihale yoluyla satın alınan (yani işadamlarının meşru kanallarla kurduğu havuza devredilen) Sabah gazetesine bakacaksınız... Ki, orada da herhangi bir kriminal durum bulunmuyor. “Açık” ve “meşru” bir alışveriş söz konusudur. Rezilce sağa sola sataşmayı bırakın, işin aslını öğrenin.
ÜÇ- Erdoğan nefretinizi anlıyoruz. Bunu, mahut “var olma” çabanızla açıklıyoruz ve esasında doğal da karşılıyoruz. Siz hep böyleydiniz. Her zaman düstursuz, istikametsiz ve omurgasızdınız. Doğal olmayan, “Cemaatimize yarıyorsa terör iyidir ve meşrudur, cemaatimize yaramıyorsa terör kötüdür ve gayrı meşrudur” yaklaşımınızdır. Bundan vazgeçin. Azıcık insan olun.
DÖRT- Terör serseri mayın gibidir. Her an hedef ve yön değiştirebilir. Terörün doğasında vardır bu. Yarın size yöneldiğinde ağlamayacaksınız.
BEŞ- “Mülaaneci” dilinizin sizi nerelere savurduğunu bir kez daha “ibretle” gördük... Daha ne kadar rezilleşeceksiniz, merakla bekliyoruz!
Murat Sancak ve korumalarının olduğu otomobil, saat 12.00 sıralarında İstanbul Halkalı'da çapraz ateşe tutuldu. Otomobile çok sayıda kurşun isabet ederken, ölen ve yaralanan olmadı.
Bugün konuyu köşesine taşıyan Ahmet Kekeç, Samanyolu Haber'in "Havuz medyasının yöneticisine silahlı saldırı" şeklindeki haberine çok sert çıktı.
"Terör, kimden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun, “terör”dür rezil herifler." diyerek söze başlayan Kekeç, yazısını "Daha ne kadar rezilleşeceksiniz, merakla bekliyoruz!" diyerek bitirdi.
İşte Ahmet Kekeç'in bugünkü köşe yazısından dikkat çeken satırlar:
Terör uygulayan kişiye “terörist” adı verilir, terör eylemine de adlı adınca “terör eylemi” denir.
Dünyanın her yerinde böyledir bu... Değişmez!
Bir medya grubunun patronuna saldırılmıştır...
Ciddi bir saldırıdır bu... “Ama”sız, “fakat”sız, “lakin”siz kınanmalıdır.
Siz terörü kınama yürekliliği, hedef olmuş kişilere “geçmiş olsun” deme nezaheti ve inceliği göstermiyorsunuz. İnsanlık dersinde sınıfta kaldınız ve hadi “mazursunuz” diyelim...
Peki, o “havuz medyası” yaftalaması da ne oluyor rezil herifler?
Saldırı, “havuz medyası”na yönelik olduğunda, bunu doğal karşılamamız mı gerekiyor?
Ne demiş oluyorsunuz “havuz medyası” yaftalamasını kullanarak? Ve niçin haberlerinizde bu hususu özellikle öne çıkarıyorsunuz?
Saldırıyı meşrulaştırmak mı istiyorsunuz?
Bunun “doğal ve olması gereken” bir sonuç” olduğunu mu düşünüyorsunuz
Taraftarlarınıza, yüreklerini soğutacak bir mesaj vermeye mi çalışıyorsunuz?
İntikam duygularınızı mı köreltiyorsunuz?
Nedir?
Hayır, rezillikte sınır tanımaz tutumunuza elbette şaşırmıyoruz... Şaşırtmıyorsunuz artık bizi. Düstursuz, istikametsiz, omurgasız duruşunuzu “acıklı bir var olma çabası” olarak gördüğümüz ve kendi içinde “tolere edilebilir bir sapma”saydığımız için, insani bir refleks göstermenizi, haysiyetli bir yakınlaşma çabası içine girmenizi beklemiyoruz. Empati ve anlayış da beklemiyoruz... “Dayanışma” hiç beklemiyoruz.
Hiç değilse, rezilliklerinizi, “düşük ahlak” örneği olan tamahkârlıkla ve “cehaletle” taçlandırmayın.
Hem rezilsiniz, hem cahilsiniz.
Hem de “düşük ahlak” numunesisiniz.
BİR- Murat Sancak, “Star gazetesi” ve “Kanal 24”ü bünyesinde barındıran “Es Medya” grubunun “bir yöneticisi” değildir. Patronudur... Yani, Es Medya Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı’dır... “Bir yöneticisi” ifadesini özensizliğinizle değil, başka bir “duygu”yla açıklamak gerekiyor. Buradaki “profesyonel özensizliğin”, apaçık bir “tahfif girişimi” olduğunu ve teröre mazeret üretmek dışında bir işe yaramadığını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Mülaaneci dilinizden çok rezillikler sadır oldu. Elbette şaşırtmıyorsunuz bizi.
İKİ- Star gazetesi, açık ihale yoluyla TMSF’den satın alınmıştır. Star’ın ilk devirden sonraki sahibi, ikinci devirden sonraki sahipleri, üçüncü devirden sonraki sahipleri bellidir. Ticaret sicil kayıtlarından bu bilgilere (ve isimlere)ulaşılabilir. Kanal 24 ise, ilk dönem Star’ından bağımsız bir kuruluştur, TMSF’den alınmamıştır, sıfırdan kurulmuştur. Star gazetesinin devir öyküsü de bellidir. Gazete, bazı işadamlarının kurduğu “havuz”a değil, ticaret sicil kayıtlarından ismine rahatlıkla ulaşılabileceğiniz bir işadamına (açık ihale yoluyla) devredilmiştir. Yani, Star’ın “havuz medyası” yaftalamasıyla bir alakası bulunmuyor... “Havuz medyası” arıyorsanız, yine TMSF’den açık ihale yoluyla satın alınan (yani işadamlarının meşru kanallarla kurduğu havuza devredilen) Sabah gazetesine bakacaksınız... Ki, orada da herhangi bir kriminal durum bulunmuyor. “Açık” ve “meşru” bir alışveriş söz konusudur. Rezilce sağa sola sataşmayı bırakın, işin aslını öğrenin.
ÜÇ- Erdoğan nefretinizi anlıyoruz. Bunu, mahut “var olma” çabanızla açıklıyoruz ve esasında doğal da karşılıyoruz. Siz hep böyleydiniz. Her zaman düstursuz, istikametsiz ve omurgasızdınız. Doğal olmayan, “Cemaatimize yarıyorsa terör iyidir ve meşrudur, cemaatimize yaramıyorsa terör kötüdür ve gayrı meşrudur” yaklaşımınızdır. Bundan vazgeçin. Azıcık insan olun.
DÖRT- Terör serseri mayın gibidir. Her an hedef ve yön değiştirebilir. Terörün doğasında vardır bu. Yarın size yöneldiğinde ağlamayacaksınız.
BEŞ- “Mülaaneci” dilinizin sizi nerelere savurduğunu bir kez daha “ibretle” gördük... Daha ne kadar rezilleşeceksiniz, merakla bekliyoruz!