AHMET KEKEÇ AHMET HAKAN'A ÇAKTI; ''İNSAN PATRONUNA 'YANDAŞ' DER Mİ?''
Star yazarı Ahmet Kekeç, "Bunlar akil değil, yandaş arıyor" diyen Ahmet Hakan'ı yerden yere vurdu..
İnsan patronuna yandaş der mi?
Biri (bir Hürriyet gazetesi yazarı), “Hükümet akil değil, yandaş arıyor” diye yazmış...
Ben görmedim, bir okuyucum kopyalayıp yollamış, “Ne diyorsun?” diye soruyor.
Ne diyeyim?
Hırs ve kötülük, insanı kepaze durumlara düşürebilir.
Kötüyseniz, kötüsünüzdür.
Herhangi bir listede yer almamanın, herhangi bir uçak seyahatine davet edilmemenin, herhangi bir “etkinliğe” çağrılmamanın acısını bu şekilde çıkarırsınız.
Hükümetin “akil” değil, “yandaş” aradığını yazarsınız.
Rezil olursunuz.
Mesela, olmadık bir anda, aynı gazetede yazdığınız biri “akil insanlar” listesine girmiştir... Bir akademisyendir, bir yazardır, “Kürt meselesi” konusunda ezber bozan tespitler yapmıştır, müthiş istatistikler yayınlamıştır ama onun da ötesinde bir Hürriyet gazetesi yazarıdır...
Şişersiniz...
Bu işlerden çok anlıyormuş ve müthiş kulis bilgilerine sahipmiş ayaklarına yatıp, “kötülük” potansiyeli yüksek yargılarda bulunursunuz
Küt...
Bir bakmışsınız listede Hürriyet gazetesinin patronu var.
İsmi Arzuhan Doğan Yalçındağ’dır...
Hükümet akil yerine yandaş aradığına göre, bu durumda Hürriyet gazetesi patronu Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Hürriyet gazetesi yazarı Hüseyin Yayman “yandaş” oluyorlar.
Ne söylenebilir ki?
Ek olarak şu söylenebilir belki:
Her tarafa bulaşıyorsun, her pisliği yapıyorsun, teklifsiz bir terbiyesizlikle önüne çıkana “yandaş” diye şarlıyorsun, “maksat kötülük olsun” düsturuyla elinden gelen her melaneti sergiliyorsun, aferin çok iyi ediyorsun da, insan patronuna “yandaş” der mi?
Ne ayıp!
Ne çirkin!
Ahmet Kekeç’in yazısının tamamı için tıklayın
Biri (bir Hürriyet gazetesi yazarı), “Hükümet akil değil, yandaş arıyor” diye yazmış...
Ben görmedim, bir okuyucum kopyalayıp yollamış, “Ne diyorsun?” diye soruyor.
Ne diyeyim?
Hırs ve kötülük, insanı kepaze durumlara düşürebilir.
Kötüyseniz, kötüsünüzdür.
Herhangi bir listede yer almamanın, herhangi bir uçak seyahatine davet edilmemenin, herhangi bir “etkinliğe” çağrılmamanın acısını bu şekilde çıkarırsınız.
Hükümetin “akil” değil, “yandaş” aradığını yazarsınız.
Rezil olursunuz.
Mesela, olmadık bir anda, aynı gazetede yazdığınız biri “akil insanlar” listesine girmiştir... Bir akademisyendir, bir yazardır, “Kürt meselesi” konusunda ezber bozan tespitler yapmıştır, müthiş istatistikler yayınlamıştır ama onun da ötesinde bir Hürriyet gazetesi yazarıdır...
Şişersiniz...
Bu işlerden çok anlıyormuş ve müthiş kulis bilgilerine sahipmiş ayaklarına yatıp, “kötülük” potansiyeli yüksek yargılarda bulunursunuz
Küt...
Bir bakmışsınız listede Hürriyet gazetesinin patronu var.
İsmi Arzuhan Doğan Yalçındağ’dır...
Hükümet akil yerine yandaş aradığına göre, bu durumda Hürriyet gazetesi patronu Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Hürriyet gazetesi yazarı Hüseyin Yayman “yandaş” oluyorlar.
Ne söylenebilir ki?
Ek olarak şu söylenebilir belki:
Her tarafa bulaşıyorsun, her pisliği yapıyorsun, teklifsiz bir terbiyesizlikle önüne çıkana “yandaş” diye şarlıyorsun, “maksat kötülük olsun” düsturuyla elinden gelen her melaneti sergiliyorsun, aferin çok iyi ediyorsun da, insan patronuna “yandaş” der mi?
Ne ayıp!
Ne çirkin!
Ahmet Kekeç’in yazısının tamamı için tıklayın