Ahmet Kekeç Ahmet Hakan'a ayar verdi: Edebiyatı kes, çık insan gibi özür dile!
Ahmet Hakan'ın gündem yaratan Yavuz Bingöl röportajında topa Star Gazetesi köşe yazarı Ahmet Kekeç de girdi.
Yavuz Bingöl ile yaptığı röportajda, Bingöl'ün sözlerini anlamlı hale getirmek için kısalttığı, cümlelerini birleştirdiği ve röportajı köşesine taşırken, röportajda sormadığı soruları sormuş gibi yeniden düzenlediği ortaya çıkan Ahmet Hakan medya gündemindeki yerini koruyor. Ahmet Hakan'ın yaptıkları Bingöl'ün söyledikleri kadar çok tartışılmıştı.
Hakan'a bir eleştiri de Yavuz Bingöl'ü canlı yayında özür dilemesi için televizyon programına çağırdığı için Ahmet Kekeç'ten geldi. Ahmet Hakan'a, Edebiyatı kes, çık insan gibi özür dile! diyen Kekeç, "ne zaman çıkıp Yavuz Bingöl’den, Alevi camiasından, Berkin Elvan’ın annesinden, okurlarından, kamuoyundan ve daha da önemlisi zor durumda bıraktığın patronun Aydın Doğan’dan özür dileyeceksin?" diye sormayı da ihmal etmedi.
İşte Kekeç'in yazısından çarpıcı bölümler:
"Utanmadan konuşuyor bir de... Ortada linç filan yokmuş... O sözleri söylediği ve kendisiyle röportaj yapan kişiyi töhmet altında bıraktığı için Yavuz Bingöl çıkıp açık yüreklilikle özür dilemeliymiş...
Sonra da ekliyor: “Eğer kendini izah etmek istiyorsa, benim programım açık, gelsin anlatsın derdini...”
Birincisi pişkin herif... Ortada Yavuz Bingöl’ün özür dilemesini gerektirecek bir durum yok...
Özür borcu olan biri varsa, o da sensin.
Sizlersiniz...
Kaldı ki, zaten özür diledi adamcağız.
Sözlerini eksik naklettiğin ve demediği şeyi adama dedirttiğin halde “yine de” çıkıp Berkin Elvan’ın annesinden ve kamuoyundan özür diledi. Bütün linç girişimlerinize rağmen bu inceliği gösterdi...
Sen bu görevi ne zaman hatırlayacaksın?
Ne zaman çıkıp “linç konsorsiyumu”nun önüne attığın Yavuz Bingöl’den, Alevi camiasından, Berkin Elvan’ın annesinden, okurlarından, kamuoyundan ve daha da önemlisi zor durumda bıraktığın patronun Aydın Doğan’dan özür dileyeceksin?
İkincisi pişkin herif... Davetiye çıkarmadan önce, “Yavuz Bingöl niye bana gelsin? Niye kendini benim programımda aklasın? Niçin bana güvensin?” diye sor.
Konu artık Yavuz Bingöl’ün mağduriyeti değil...
Konu sensin...
Röportaj yaparken sormadığın soruyu deşifre sırasında metne “eklediğin” ve büyük bir gazetecilik cinayetine imza attığın için, konu “artık” ve “sadece” sensin...
Dolayısıyla, “kendini aklama” görevi Yavuz Bingöl’e değil, öncelikle sana aittir.
Laf kalabalığına getirip sıyırmaya çalışma... “Röportaj yapan kişiyi töhmet altında bırakıyor” edebiyatını kes...
Çık insan gibi özür dile."
Hakan'a bir eleştiri de Yavuz Bingöl'ü canlı yayında özür dilemesi için televizyon programına çağırdığı için Ahmet Kekeç'ten geldi. Ahmet Hakan'a, Edebiyatı kes, çık insan gibi özür dile! diyen Kekeç, "ne zaman çıkıp Yavuz Bingöl’den, Alevi camiasından, Berkin Elvan’ın annesinden, okurlarından, kamuoyundan ve daha da önemlisi zor durumda bıraktığın patronun Aydın Doğan’dan özür dileyeceksin?" diye sormayı da ihmal etmedi.
İşte Kekeç'in yazısından çarpıcı bölümler:
"Utanmadan konuşuyor bir de... Ortada linç filan yokmuş... O sözleri söylediği ve kendisiyle röportaj yapan kişiyi töhmet altında bıraktığı için Yavuz Bingöl çıkıp açık yüreklilikle özür dilemeliymiş...
Sonra da ekliyor: “Eğer kendini izah etmek istiyorsa, benim programım açık, gelsin anlatsın derdini...”
Birincisi pişkin herif... Ortada Yavuz Bingöl’ün özür dilemesini gerektirecek bir durum yok...
Özür borcu olan biri varsa, o da sensin.
Sizlersiniz...
Kaldı ki, zaten özür diledi adamcağız.
Sözlerini eksik naklettiğin ve demediği şeyi adama dedirttiğin halde “yine de” çıkıp Berkin Elvan’ın annesinden ve kamuoyundan özür diledi. Bütün linç girişimlerinize rağmen bu inceliği gösterdi...
Sen bu görevi ne zaman hatırlayacaksın?
Ne zaman çıkıp “linç konsorsiyumu”nun önüne attığın Yavuz Bingöl’den, Alevi camiasından, Berkin Elvan’ın annesinden, okurlarından, kamuoyundan ve daha da önemlisi zor durumda bıraktığın patronun Aydın Doğan’dan özür dileyeceksin?
İkincisi pişkin herif... Davetiye çıkarmadan önce, “Yavuz Bingöl niye bana gelsin? Niye kendini benim programımda aklasın? Niçin bana güvensin?” diye sor.
Konu artık Yavuz Bingöl’ün mağduriyeti değil...
Konu sensin...
Röportaj yaparken sormadığın soruyu deşifre sırasında metne “eklediğin” ve büyük bir gazetecilik cinayetine imza attığın için, konu “artık” ve “sadece” sensin...
Dolayısıyla, “kendini aklama” görevi Yavuz Bingöl’e değil, öncelikle sana aittir.
Laf kalabalığına getirip sıyırmaya çalışma... “Röportaj yapan kişiyi töhmet altında bırakıyor” edebiyatını kes...
Çık insan gibi özür dile."