Ahmet Kaya tartışmasına nokta; Ben o gece Maradona ile top sektiriyordum
Ünlü sanatçı Berna Laçin, Vatan'daki köşesinde Ahmet Kaya tartışmalarına noktayı koydu!
Ahmet Kaya’nın olaylı gecesi
İnsanın kendi hakkında bir yazı yazması zor! Ama mecburum anlatacağım
Bu hafta, birden ana haberler, gazeteler, tartışma programları benden açıklama isteyince, röportaj talepleri üst üste gelince, ben de kendi köşemde, kendim anlatayım istedim, olan biteni. Böylece, sonradan “ben öyle demedim”, “çarpıtmışlar” filan gibi polemiklere girmek zorunda kalmaktan da kurtulurum dedim. Kaldı ki, kanal kanal gezip ana haberlerde anlatılacak bir durum da yok üstelik. Dolayısıyla, böyle bir mecburiyet de hissetmedim açıkçası.
Sadece, 5N 1K’da üç cümle kurdum, bir kez de şimdi detaylı anlatıyorum ve “nokta” diyorum.
Bu hafta, gündemden uzak kalmış olanlar, şimdi “ne diyorsun anlamıyoruz” diyorlar büyük ihtimalle, ama haberleri izleyenler konuyu çoktan anladı bile. Kısaca anlatayım: Efendim, yıllar yıllar önce, Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül gecesinde, Ahmet Kaya’nın yaptığı bir konuşma üzerine, sanatçıya çatal-bıçak fırlatanlar olur. O arada Serdar Ortaç, sahneye çıkar ve bir karşıt konuşma patlatır. Bir grup insan galeyana gelir ve bir anda 10. Yıl Marşı söylenir. Sonra ödül töreni devam eder filân. Bu gün “Ahmet Kaya’nın linç edildiği gece olarak” tarihe geçen ödül töreninde benim de olaylara karışıp karışmadığımla ilgili tartışmalar olmuştur. Görüntülerle, ispat edilmiş olsa da detayları bir kez de kendim anlatmalıyım.
Şahidim, Maradonna...
Öncelikle, ben o gecenin finali olan, tüm ödül alanların sahneye davet edildiği son 10 dakikalık bölümü dışında, orada değildim. Üstelik, “başım ağrıyordu evdeydim” ya da “arkadaşımda çay içiyordum” filan değil, “Çarkıfelek” sunuyordum. Canlı yayında, Okan Bayülgen ile birlikte... Maradonna da konuk... Yani, komik ama gerçek, Maradonna benim şahidim diyebilirim rahatlıkla. Merak eden, Hürriyet’in ve Kanal D’nin arşivlerine bakabilir. Hatırlayanlar olacaktır, Mehmet Ali Erbil büyük bir rahatsızlık geçirmişti. İşte, o rahatsızlığının başladığı gece, Kanal D Genel Müdürü Faruk Bayhan, benden ve Okan’dan yardım istemişti canlı yayın için. Konuk da Maradonna olunca, yayın epey uzamıştı.
İşte, biz Maradonna ile top sektirirken, birileri de Ahmet Kaya’ya çatal bıçak fırlatıyormuş demek. Yayın çıkışı, Faruk Bayhan, Magazin Gazetecileri Derneği gecesine beş dakika uğramamız gerektiğini söyledi. Ben, yorgun olduğum ve sabah yine setim olduğu için itiraz ettim. O da “ödülü sen almışsın, beni arayıp rica ettiler, ben de tamam uğrarız dedim, ayıp olur şimdi gitmezsek” dedi. Sanırım yayın bittiğinde 23:30 filandı. Biz yayından çıkıp geceye gittik. Kapıdan girdiğimizde, garsonlar yeri süpürüyordu. “Sirtaki vardı galiba” dedim.
Bana ayrılan masa en önde, Uğur Dündar’ın yanındaydı. Daha oturamadan, hemen sahneden beni anons ettiler, çıktım ödülümü aldım. Sanırım son verilen ödül benimkiydi. Daha yerime geçer geçmez, klasik olarak her ödül töreninde yapıldığı üzere, “ödül alan sanatçılarımızı toplu fotoğraf için sahneye davet ediyoruz” anonsu geldi. Sahneye çıktım. Reha Muhtar, “Memleketim şarkısını söyleyelim” dedi, şarkıyı söyledik, gece bitti. Çıkışta, Uğur Dündar “iyi ki yoktunuz çok sevimsiz şeyler yaşandı” dedi. “N’oldu?” dedim. Kısaca bahsetti ve “yarın akşam haberlerde izlersin” dedi. Ben de izlediğimde öğrendim. İşte olayın özeti budur.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
İnsanın kendi hakkında bir yazı yazması zor! Ama mecburum anlatacağım
Bu hafta, birden ana haberler, gazeteler, tartışma programları benden açıklama isteyince, röportaj talepleri üst üste gelince, ben de kendi köşemde, kendim anlatayım istedim, olan biteni. Böylece, sonradan “ben öyle demedim”, “çarpıtmışlar” filan gibi polemiklere girmek zorunda kalmaktan da kurtulurum dedim. Kaldı ki, kanal kanal gezip ana haberlerde anlatılacak bir durum da yok üstelik. Dolayısıyla, böyle bir mecburiyet de hissetmedim açıkçası.
Sadece, 5N 1K’da üç cümle kurdum, bir kez de şimdi detaylı anlatıyorum ve “nokta” diyorum.
Bu hafta, gündemden uzak kalmış olanlar, şimdi “ne diyorsun anlamıyoruz” diyorlar büyük ihtimalle, ama haberleri izleyenler konuyu çoktan anladı bile. Kısaca anlatayım: Efendim, yıllar yıllar önce, Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül gecesinde, Ahmet Kaya’nın yaptığı bir konuşma üzerine, sanatçıya çatal-bıçak fırlatanlar olur. O arada Serdar Ortaç, sahneye çıkar ve bir karşıt konuşma patlatır. Bir grup insan galeyana gelir ve bir anda 10. Yıl Marşı söylenir. Sonra ödül töreni devam eder filân. Bu gün “Ahmet Kaya’nın linç edildiği gece olarak” tarihe geçen ödül töreninde benim de olaylara karışıp karışmadığımla ilgili tartışmalar olmuştur. Görüntülerle, ispat edilmiş olsa da detayları bir kez de kendim anlatmalıyım.
Şahidim, Maradonna...
Öncelikle, ben o gecenin finali olan, tüm ödül alanların sahneye davet edildiği son 10 dakikalık bölümü dışında, orada değildim. Üstelik, “başım ağrıyordu evdeydim” ya da “arkadaşımda çay içiyordum” filan değil, “Çarkıfelek” sunuyordum. Canlı yayında, Okan Bayülgen ile birlikte... Maradonna da konuk... Yani, komik ama gerçek, Maradonna benim şahidim diyebilirim rahatlıkla. Merak eden, Hürriyet’in ve Kanal D’nin arşivlerine bakabilir. Hatırlayanlar olacaktır, Mehmet Ali Erbil büyük bir rahatsızlık geçirmişti. İşte, o rahatsızlığının başladığı gece, Kanal D Genel Müdürü Faruk Bayhan, benden ve Okan’dan yardım istemişti canlı yayın için. Konuk da Maradonna olunca, yayın epey uzamıştı.
İşte, biz Maradonna ile top sektirirken, birileri de Ahmet Kaya’ya çatal bıçak fırlatıyormuş demek. Yayın çıkışı, Faruk Bayhan, Magazin Gazetecileri Derneği gecesine beş dakika uğramamız gerektiğini söyledi. Ben, yorgun olduğum ve sabah yine setim olduğu için itiraz ettim. O da “ödülü sen almışsın, beni arayıp rica ettiler, ben de tamam uğrarız dedim, ayıp olur şimdi gitmezsek” dedi. Sanırım yayın bittiğinde 23:30 filandı. Biz yayından çıkıp geceye gittik. Kapıdan girdiğimizde, garsonlar yeri süpürüyordu. “Sirtaki vardı galiba” dedim.
Bana ayrılan masa en önde, Uğur Dündar’ın yanındaydı. Daha oturamadan, hemen sahneden beni anons ettiler, çıktım ödülümü aldım. Sanırım son verilen ödül benimkiydi. Daha yerime geçer geçmez, klasik olarak her ödül töreninde yapıldığı üzere, “ödül alan sanatçılarımızı toplu fotoğraf için sahneye davet ediyoruz” anonsu geldi. Sahneye çıktım. Reha Muhtar, “Memleketim şarkısını söyleyelim” dedi, şarkıyı söyledik, gece bitti. Çıkışta, Uğur Dündar “iyi ki yoktunuz çok sevimsiz şeyler yaşandı” dedi. “N’oldu?” dedim. Kısaca bahsetti ve “yarın akşam haberlerde izlersin” dedi. Ben de izlediğimde öğrendim. İşte olayın özeti budur.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN