Ahmet Hakan'dan Barlas göndermeli Demirtaş cevabı: Biz bal gibi adamsın diye yavşamadık!
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugünkü yazısında AKP’lilerin itirazı üzerine 'Demirtaş'ı parlatıyor' eleştirilerine yanıt verdi.
Geçtiğimiz günlerde CNNTÜRK’teki programına HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ağırlayan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, hükümete yakın medya organlarınca ‘Demirtaş’ı parlatmakla’ suçlanmıştı. Hakan, o iddialara bugünkü köşesinden yanıt verdi. Hakan, hükümete çağrı yaparak; “Buyurun gelin sizi de parlatalım, Demirtaş’a sorduğumuz gibinin sadece yüzde 25 kadarını soralım. Arada “Bal gibisiniz, şeker gibisiniz” diyelim” dedi.
İşte o yazının ilgili bölümü:
Selahattin Demirtaş’ı CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de konuk ettik.
*
Sorulması gereken her soruyu sorduk:
– Abisinin durumunu sorduk.
– Domuz etini sorduk.
– “Taksim Kâbe” meselesini sorduk.
– Zerdüşt meselesini sorduk.
– “PKK tehdit mi ediyor” sorusunu sorduk.
– “Öcalan emrederse ne yaparsınız” sorusunu sorduk.
– Barajın altını da, üstünü de sorduk.
– Diyanet konusunu sorduk.
– Eşcinsel sorusunu sorduk.
– Kandil’i sorduk.
– İmralı’yı sorduk.
– “Bu millet size nasıl güvenecek” sorusunu bile sorduk.
*
Ne “Bal gibi adamsın, çok tatlısın, şekersin” diye yavşadık…
Ne de “Aman da ne kadar çok yoruluyorsunuz, biraz da dinlenmeye zaman ayırsanız” diye goygoy yaptık.
*
Sorulması gereken her soruyu sorduk.
Takdiri de kamuoyuna bıraktık.
*
Fakat o da ne!
Televizyonlarında tek partinin, tek liderin, tek sesin, tek mitingin, tek görüşün, tek yaklaşımın dışında kalanlara asla ve kat’a yer vermeyen iktidar goygoycusu takım, “Bunlar Demirtaş’ı parlatıyorlar” diye kara çalmaya başlamasınlar mı?
*
– Kılıçdaroğlu’nu çıkarıyoruz. “Kılıçdaroğlu’nu parlatıyorsunuz” diyorlar.
– MHP’lilere yer veriyoruz. “MHP’yi parlatıyorsunuz” diyorlar.
– Demirtaş’ı çıkarıyoruz. “Demirtaş’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
– “Milli İttifak”ın iki liderini çıkarıyoruz. “Milli İttifak’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
– Doğu Perinçek’i çıkarıyoruz. “Vatan Partisi’ni parlatıyorsunuz” diyorlar.
*
Kendilerine…
“Buyurun gelin, biraz da sizi parlatalım” diyoruz.
“Olmaz, gelmeyiz” diyorlar.
*
İşte buradan açık davet yapıyorum:
– Buyursunlar Sayın Cumhurbaşkanımız…
– Buyursunlar Sayın Başbakanımız…
– Buyursunlar Sayın Yalçın Akdoğan’ımız…
– Buyursunlar bütün kıymetli bakanlarımız…
– Buyursunlar AK Parti’nin adayları…
– Hatta… Buyursunlar Sayın Süleyman Soylu’muz…
Buyursunlar ve konuk olsunlar programlarımıza…
Demirtaş’a sorduğumuz gibi…
Onlara da sorular soralım.
Onları da parlatalım.
*
Hatta kendilerine torpil de yapalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibi sormayalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibinin sadece yüzde 25 kadarını soralım.
– Arada “Bal gibisiniz, şeker gibisiniz” diyelim.
– Türkü söylüyorlarsa türkü söyletelim.
– Şiir okuyorlarsa şiir okutalım.
– Flüt çalıyorlarsa flüt çaldıralım.
– Uzun hava söylüyorlarsa uzun hava söyletelim.
– Beraber ıslanmak istiyorlarsa beraber ıslanalım.
Yeter ki buyursunlar, gelsinler.
*
“Hem kel, hem fodul” diye bir deyim var ya…
Hem gelmeyip hem gelene laf etmek durumuna “cuk” oturuyor galiba.
İşte o yazının ilgili bölümü:
Selahattin Demirtaş’ı CNN Türk’te Tarafsız Bölge’de konuk ettik.
*
Sorulması gereken her soruyu sorduk:
– Abisinin durumunu sorduk.
– Domuz etini sorduk.
– “Taksim Kâbe” meselesini sorduk.
– Zerdüşt meselesini sorduk.
– “PKK tehdit mi ediyor” sorusunu sorduk.
– “Öcalan emrederse ne yaparsınız” sorusunu sorduk.
– Barajın altını da, üstünü de sorduk.
– Diyanet konusunu sorduk.
– Eşcinsel sorusunu sorduk.
– Kandil’i sorduk.
– İmralı’yı sorduk.
– “Bu millet size nasıl güvenecek” sorusunu bile sorduk.
*
Ne “Bal gibi adamsın, çok tatlısın, şekersin” diye yavşadık…
Ne de “Aman da ne kadar çok yoruluyorsunuz, biraz da dinlenmeye zaman ayırsanız” diye goygoy yaptık.
*
Sorulması gereken her soruyu sorduk.
Takdiri de kamuoyuna bıraktık.
*
Fakat o da ne!
Televizyonlarında tek partinin, tek liderin, tek sesin, tek mitingin, tek görüşün, tek yaklaşımın dışında kalanlara asla ve kat’a yer vermeyen iktidar goygoycusu takım, “Bunlar Demirtaş’ı parlatıyorlar” diye kara çalmaya başlamasınlar mı?
*
– Kılıçdaroğlu’nu çıkarıyoruz. “Kılıçdaroğlu’nu parlatıyorsunuz” diyorlar.
– MHP’lilere yer veriyoruz. “MHP’yi parlatıyorsunuz” diyorlar.
– Demirtaş’ı çıkarıyoruz. “Demirtaş’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
– “Milli İttifak”ın iki liderini çıkarıyoruz. “Milli İttifak’ı parlatıyorsunuz” diyorlar.
– Doğu Perinçek’i çıkarıyoruz. “Vatan Partisi’ni parlatıyorsunuz” diyorlar.
*
Kendilerine…
“Buyurun gelin, biraz da sizi parlatalım” diyoruz.
“Olmaz, gelmeyiz” diyorlar.
*
İşte buradan açık davet yapıyorum:
– Buyursunlar Sayın Cumhurbaşkanımız…
– Buyursunlar Sayın Başbakanımız…
– Buyursunlar Sayın Yalçın Akdoğan’ımız…
– Buyursunlar bütün kıymetli bakanlarımız…
– Buyursunlar AK Parti’nin adayları…
– Hatta… Buyursunlar Sayın Süleyman Soylu’muz…
Buyursunlar ve konuk olsunlar programlarımıza…
Demirtaş’a sorduğumuz gibi…
Onlara da sorular soralım.
Onları da parlatalım.
*
Hatta kendilerine torpil de yapalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibi sormayalım.
Demirtaş’a sorduğumuz gibinin sadece yüzde 25 kadarını soralım.
– Arada “Bal gibisiniz, şeker gibisiniz” diyelim.
– Türkü söylüyorlarsa türkü söyletelim.
– Şiir okuyorlarsa şiir okutalım.
– Flüt çalıyorlarsa flüt çaldıralım.
– Uzun hava söylüyorlarsa uzun hava söyletelim.
– Beraber ıslanmak istiyorlarsa beraber ıslanalım.
Yeter ki buyursunlar, gelsinler.
*
“Hem kel, hem fodul” diye bir deyim var ya…
Hem gelmeyip hem gelene laf etmek durumuna “cuk” oturuyor galiba.