AHMET HAKAN KARŞI MAHALLEDEN HANGİ YAZARI DİKKATLE TAKİP EDİYOR?
Üslup sahibi olmamasına, eğlenceli konulara yüz vermemesine rağmen bir yazarı, çok büyük bir dikkatle takip ederim.
Dikkatle izlediğim bir köşe yazarının yazısı
ÜSLUP sahibi olmamasına, eğlenceli konulara yüz vermemesine rağmen Yeni Şafak Gazetesi’nde yazan bir yazarı, çok büyük bir dikkatle takip ederim.
Çünkü o yazar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki isimdir.
Resmi danışmandır.
Onu takip etmek demek, iktidarın yaklaşım biçimi hakkında önemli ipuçları elde etmek demektir.
Yalçın Akdoğan’dan söz ediyorum...
Yani Yeni Şafak’ta “Yasin Doğan” takma ismiyle yazan yazardan...
* * *
Yasin Doğan, dünkü Yeni Şafak’ta “Gel de Anla” başlıklı bir yazı yazmış.
Yazıda iktidarın anlamak zorunda bırakıldığı kesimleri sıralıyor: “Yüzde 42’yi anla, beyaz Türkleri anla, MHP’lileri anla, BDP’lileri anla, Alevileri anla, kaygılıları anla, korkanları anla...”
Ardından da “Anla, anla da nereye kadar birader” tarzı bir tavır koyuyor.
İktidarın anlamak zorunda bırakıldığı kesimlerin ne denli irrasyonel insanlar olduğunu söylüyor.
İşin bu kısmı da gayet sorunlu ama ben asıl Yalçın Akdoğan’ın şu cümlesine takıldım.
“Doğruyu bildiği halde yanlışı tercih eden bir insanla empati yapmak ne fayda sağlar?”
Bu cümleden benim anladığım şu:
Ortada apaçık ve tek bir doğru var, fakat birtakım insanlar doğruyu bildikleri halde yanlış yapıyorlar.
* * *
Demek ki Yalçın Akdoğan’a her şeyi baştan anlatmamız gerekiyor.
Ve işe “Bir tek doğru yoktur... Herkesin kendine göre doğruları vardır” diye başlamamız gerekiyor.
Evet, tek doğru yoktur.
İnsanların bulundukları yere göre değişen, baktıkları yere göre değişen doğruları vardır.
Bu yüzden birimize doğru gelen, başka birimize doğru gelmez.
Doğrular kimsenin tekelinde değildir.
Eğer doğru, Yalçın Akdoğan’ın sandığı gibi net ve tek olsa idi...
Farklı bakışlar, farklı yaklaşımlar olmazdı.
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET