Ahmet Hakan isyan etti: Zıkkımın kökünü mü yiyeceğiz ne yiyeceğiz?
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Kurban Bayramı sonrası görülen şarbon vakalarıyla ilgili bugünkü yazısında isyan etti.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Kurban Bayramı sonrası görülen şarbon vakalarıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Hakan, “Hadi biraz protein alalım' diyerek azıcık et yiyeceğiz, 'Şarbon da şarbon. Şarbon da şarbon' diyerek iflahımızı kesiyorlar" dedi.
Ahmet Hakan, "Zıkkımın kökünü mü yiyeceğiz ne yiyeceğiz?" başlığıyla yayımlanan yazısında "Dünyanın bütün Canan Karatayları birleşip parmaklarını sallayarak 'Çabuk bırak onu, çabuk bırak' diye üstümüze çullanıyorlar" görüşünü dile getirdi.
"Hadi biraz protein alalım' diyerek azıcık et yiyeceğiz, 'Şarbon da şarbon. Şarbon da şarbon' diyerek iflahımızı kesiyorlar" ifadesini kullanan Hakan, şöyle devam etti:
"Yahu bırakın da bari minik bir tavuk kanat götürelim' diyoruz. 'Antibiyotiklidir o. Antibiyotiklidir o. Sakın yeme. Basıyorlar o tavuklara antibiyotiği' diye saatlerce kafa ütülüyorlar. Marketten yoğurt alıp sağlıklı beslenelim diyoruz. Market yoğurduna edilmedik hakaret bırakmıyorlar. Balık mevsimi gelmiş, palamut falan diyoruz. Tam bir buçuk saat gayet bilgiç bir şekilde 'ağır deniz metalleri'nden söz ederek balığı burnumuzdan getiriyorlar. Bari iki dilim meyve yiyeyim diyoruz. 'Hormonludur o hormonlu' diye meyveden soğutuyorlar. Bunlar var ya bunlar, en sonunda hepimize sabah akşam Nutella kaşıklatacaklar."
Ahmet Hakan, "Zıkkımın kökünü mü yiyeceğiz ne yiyeceğiz?" başlığıyla yayımlanan yazısında "Dünyanın bütün Canan Karatayları birleşip parmaklarını sallayarak 'Çabuk bırak onu, çabuk bırak' diye üstümüze çullanıyorlar" görüşünü dile getirdi.
"Hadi biraz protein alalım' diyerek azıcık et yiyeceğiz, 'Şarbon da şarbon. Şarbon da şarbon' diyerek iflahımızı kesiyorlar" ifadesini kullanan Hakan, şöyle devam etti:
"Yahu bırakın da bari minik bir tavuk kanat götürelim' diyoruz. 'Antibiyotiklidir o. Antibiyotiklidir o. Sakın yeme. Basıyorlar o tavuklara antibiyotiği' diye saatlerce kafa ütülüyorlar. Marketten yoğurt alıp sağlıklı beslenelim diyoruz. Market yoğurduna edilmedik hakaret bırakmıyorlar. Balık mevsimi gelmiş, palamut falan diyoruz. Tam bir buçuk saat gayet bilgiç bir şekilde 'ağır deniz metalleri'nden söz ederek balığı burnumuzdan getiriyorlar. Bari iki dilim meyve yiyeyim diyoruz. 'Hormonludur o hormonlu' diye meyveden soğutuyorlar. Bunlar var ya bunlar, en sonunda hepimize sabah akşam Nutella kaşıklatacaklar."