AHMET HAKAN DÜNKÜ ERGENEKON İLE BUGÜNKÜ ERGENEKON ARASINDAKİ FARKI YAZDI
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Ergenekon davasının başladığı günle bugün arasındaki farkı kaleme aldı..
Dünkü Ergenekon bugünkü Ergenekon
DÜNKÜ Ergenekon şöyle bir şeydi:
Darbe planıydı.
Veli Küçük’tü.
Misyoner cinayetleriydi.
Danıştay suikastıydı.
Yerin altına gömülmüş silahlardı.
Şiddet eylemleriydi.
Ümraniye bombalarıydı.
Cumhuriyet’in bombalanmasıydı.
JİTEM’di.
Silahlı çetelerdi.
Bugünkü Ergenekon şöyle bir şey oldu:
AK Parti karşıtlığı.
Ahmet Şık’ın yaptığı haberler.
Nedim Şener’in yazdığı kitaplar.
Bir kitap yazarı olarak Hanefi Avcı...
ODA TV adlı internet sitesi...
Bilgisayarda bulunan notlar.
Özel telefon görüşmeleri...
Açıklanan ya da açıklanmayan düşünceler...
Bugünkü statükonun zararlı ve tehlikeli bulduğu şeylerdir...
Gazetecilik faaliyeti...
Demokratlığından zerre kadar kuşku duymadığımız Ahmet İnsel, Ergenekon’un bu yeni durumunu açıklamak için “Zihniyet Polisliği” kavramına başvurmuş.
Ahmet İnsel’e göre “Zihniyet Polisliği” şu demek:
“Egemen gücün kendisi için tehlikeli ve zararlı bulduğu düşünceyi, polis ve yargı yoluyla susturmaya çalışması.”
Gittim padişahtan ferman getirdim
Yıldırım Türker, Ahmet Şık’a destek verdi.
Oray Eğin, Soner Yalçın’a sahip çıktı.
Uğur Dündar, Nedim Şener’e kefil oldu.
Muharrem Sarıkaya, Mustafa Balbay’a mektup yazdı.
Murat Belge, Ahmet Şık’ı tanırım diye yazdı.
Melih Aşık, başından beri Soner Yalçın’a destek verdi.
Can Dündar, Nedim ile Ahmet için ayaklandı.
Aydın Engin “Tanımayanlar için” Ahmet Şık’ı yazdı.
Ne diyordu o meşhur Şavşat türküsü?
“Gittim padişahtan ferman getirdim / Herkes sevdiğine canım sarılsın diye.”
Ahmet Hakan / www.hurriyet.com.tr