Ahmet Hakan Cem Küçük'ün patronu Mücahit Ören'e çattı: Biraz az semirip, biraz az tetikçi besleyip...

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bugün köşesinde İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı A. Mücahit Ören hakkında bir yazı daha kaleme aldı

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, bünyesinde Türkiye gazetesi ile TGRT’yi de barındıran İhlas Holding’in patronu Mücahit Ören’i hedef alarak, “Bodrum’daki 7 milyon Euro’luk villanda yediğin, içtiğin kursağından nasıl geçiyor a be vicdansız? Ödesene İhlaszedelerin parasını!” diye yazdı.

Ahmet Hakan, İhlas Holding patronu Mücahit Ören’in Amerikan vatandaşı olduğunu hatırlatarak, "Şu yeminin binde birini Türkiye’deki herhangi bir medya patronunun dayısının oğlunun eski kocasının yeğeni etse... Ortalığı ayağa kaldıracak olanlar... Mücahit karşısında “tıs” bile çıkarmıyorlar, çıkaramıyorlar." dedi.

Hakan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

VERSENE GARİBANIN PARASINI EY AMERİKALI MÜCAHİT



- BODRUM’da 7 milyon Euro’luk villanda keyif çatıyor musun? Çatıyorsun.

- Eşin, Obama ile fotoğraf çektirmek için milyon dolarları bayılıyor mu? Bayılıyor?

- Balinalarla yüzmek, Paris’te romantik fotoğraf çektirmek falan... Yapıyor musun bunları? Yapıyorsun.

- Lüks, şatafat, debdebe... Hepsi var mı sende? Var.

Kısacası keyfin keka yani Amerikalı Mücahit Ören...

*

Ayrıca...

- Gazetelerinde, televizyonlarında tetikçi besleyip sağa-sola çamur attırıyor musun? Attırıyorsun.

- Kucağındaki tetikçilerle sağa-sola ateş ediyor musun? Ediyorsun.

- Tetikçilerine racon üstüne racon kestiriyor musun? Kestiriyorsun.

*

İyi... Güzel... Tamam...

Yap Mücahit! Hepsini yap! Hatta daha fazlasını yap. Gözümüz yok.

*

Ama bunları yaparken...

Şu fotoğrafta görülen İhlaszede gariban amca ile gariban teyzenin 16 yıldır gasp ettiğin parasını da öde be adam!

*

Bu amca ile bu teyze, senin hortumladığın İhlas Finansı’na kaptırdıkları üç kuruş parayı kurtarmak için tam 16 yıldır çırpınırken...

Sen zevküsefa içinde yaşamaya nasıl devam edebiliyorsun aslanım?

*

Dedenin kaleme aldığı “Saadet-i Ebediye” kitabında “kul hakkı” diye bir bahis yok mu kardeşim?

Bir insan “Işıkçı” falan olunca, “kul hakkı”ndan da yırtmış mı oluyor? Dokunulmaz mı oluyor?

*

Paralarını çarptığın insanlar kanser hastalığının pençesinde inlerken, “Ver benim üç kuruşumu” diye haykırırken, “Hayatımı mahvettin” diye ilenirken...

Bodrum’daki 7 milyon Euro’luk villanda yediğin, içtiğin kursağından nasıl geçiyor a be vicdansız?

*

Biraz az semirip, biraz az tetikçi besleyip, biraz az racon kestirip, biraz az lüks içinde yaşayıp...

Ödesene İhlaszedelerin parasını!

BİR ELİ KALBİNDE AMERİKAN YEMİNİ EDEN MÜCAHİT



İŞTE Amerikalı Mücahit’in Amerikalı olma töreni.

Mücahit’i görüyor musunuz?

Nasıl da şen... Nasıl da şakrak... Nasıl da heyecanlı... Nasıl da mutlu...

Bir eli kalbinde, bir elinde Amerikan bayrağı...

Yemin ediyor.

*

Diyor ki yemininde:

“Burada, önünüzde... Şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyetini ve egemenliğini reddettiğime... Bundan böyle ABD Anayasası’nı ve yasalarını iç ve dış düşmana karşı savunacağıma... ABD’ye bağlılık ve sadakat göstereceğime... Kanunun gerektirdiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime... Yemin ederim... Tanrı yardımcım olsun.”

*

Şu yeminin binde birini Türkiye’deki herhangi bir medya patronunun dayısının oğlunun eski kocasının yeğeni etse...

Ortalığı ayağa kaldıracak olanlar...

Mücahit karşısında “tıs” bile çıkarmıyorlar, çıkaramıyorlar.

Niye acaba?